Michael F. Brown’ın EI’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.

CNN'deki Filistin karşıtı önyargı, İsrail'in 13 Haziran'da İran'a düzenlediği saldırının ardından muhtemelen tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Kanalın verdiği mesaj çok açık: Filistinliyseniz, önemli değilsiniz. En iyi ihtimalle, ikinci plandasınız.

İsrail'in İran'a saldırısının ardından, CNN International'ın aksine ABD'de CNN'in saatlerce süren yayınına maruz kaldım. İsrail'in Filistinlilere, özellikle de güvenilmez Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan gıda yardımı isteyen aç insanlara yönelik devam eden katliamlarına ilişkin haberler son derece azdı.

Bunun yerine CNN muhabirleri Anderson Cooper, Clarissa Ward, Nic Robertson, Oren Liebermann ve Jeremy Diamond -ki ayın başlarında GHF'nin gıda yardımı dağıtımı konusundaki yalanlarını ortaya çıkarmışlardı- İsrail ordusunun Gazze'de neden olduğu ölümlerden çok İsrail'in neden olduğu yaralanmalara dikkat çekti.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde misafir araştırmacı olarak görev yapan Muhammed Shehada, CNN ve diğer ana akım haber kaynakları tarafından “Gazze'nin kasıtlı olarak yok edildiğini” tweetledi.

Benim gördüğüm Gazze haberleri son derece kısaydı.

19 Haziran'da sunucu Boris Sanchez, The Jerusalem Post'un eski genel yayın yönetmeni Avi Mayer ile yaptığı röportaj sırasında Gazze'deki İsrail kaynaklı ölümlere hızlı bir atıfta bulundu. Daha sonra transkripti kontrol edene kadar cümle kurgusunun ne kadar garip olduğunu fark etmemiştim.

“SANCHEZ: Avi, sana Soroka Tıp Merkezi'ne verilen zararı sormak istiyorum, çünkü İsrail hükümetini eleştirenler, IDF [İsrail ordusu] Gazze'deki hastanelere defalarca saldırmışken, ki buna bir gece önce bir kampta bazı çocukların öldürüldüğü saldırı da dâhildir, İran'ın saldırısıyla kırmızı çizgiyi aştığını söylemenin ikiyüzlülük olduğunu iddia ediyorlar.”

Sanchez'in İsrail'in Plaj mülteci kampına yaptığı bir saldırıdan bahsettiği anlaşılıyor. Bu “bazı çocukların” mülteci kampındaki bir çadırda öldürülen Filistinli çocuklar olduğunu belirtmenin yeterince önemli olduğunu düşünmemiş.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, ABD'nin Doğu Yakası'nda gece yarısından sonra, sunucu Erica Hill Gazze'deki ölümlere yedi cümleyle yer verdi - bu, günü İsrail içindeki İran saldırılarını vurgulayarak ve Filistinli ölümlerini büyük ölçüde görmezden gelerek geçiren gündüz meslektaşlarından gördüğümden çok daha büyük bir gelişme.

Hill, kendi adına şunları kaydetti: "Filistin sağlık bakanlığı İsrail'in perşembe günü Gazze'ye düzenlediği saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 70'ten fazla kişinin öldüğünü açıkladı. Sizi uyarmak isterim, birazdan izleyeceğiniz video grafiktir. İlk müdahale ekiplerinin yıkılan binalardan yaralıları kurtarmaya çalışmasını gösteriyor."

Beach mülteci kampındaki bir çadırda öldürülen “diğer üç çocuktan” bahsetti ve ardından İsrail ordusunun oradaki herhangi bir saldırıdan “haberdar olmadığını” söylediğini aktardı.

CNN'in Filistinli bir konukla yaptığı ender röportajlardan birinde Christiane Amanpour (bu tür röportajları diğer CNN sunucularından daha fazla yapmaktadır) 16 Haziran tarihli yayında, yakın zamanda Pulitzer yorum ödülünü kazanan şair Mosab Abu Toha ile konuştu. Röportaj İsrail'in 13 Haziran'da İran'a yönelik saldırısından hemen önce çekilmişti.

Ebu Toha ve Amanpour, Gazze'de İsrail ordusu tarafından öldürülen Filistinlileri tartıştılar. Ancak anlayabildiğim kadarıyla bu haber CNN International'da yayınlandı, CNN'in yerel kanalında değil.

İsrail'in İran'a karşı savaşı sırasında Gazze'ye yer verilmemesiyle ilgili endişelerimi defalarca dile getirdim ancak CNN gazetecilerinden hiçbir yanıt alamadım.

İsrail'in İran'a saldırmasından bu yana geçen günlerde ölen Filistinlilerin çoğu CNN tarafından haberleştirilmedi.

Öte yandan, CNN hafif yaralanan İsraillileri haber yaptı. Elbette, yüksek güçlü Amerikan silahlarıyla öldürülen ve parçalanan Filistinlilerin haberi bile yapılmazken, hafif yaralı Filistinlilerden bahsedilmiyor.

CNN'in İran'a odaklanması, İranlı sivil kayıplara daha az dikkat çekerken ve İsrail'in Gazze'deki ölümcül eylemlerini çoğunlukla görmezden gelirken, İsrailli yaralanmalar ve ölümler nedeniyle bu ülkeye duyulan öfkeyi artırarak İran için yıkıcı bir sonuç yaratmayı amaçlıyor gibi görünüyordu.

Çarpıcı bir şekilde, 24 Haziran öğleden sonra, ilan edilen ateşkes ve Başkan Donald Trump'ın İsrail'e gecikmiş öfkesinin ardından, Clarissa Ward aniden İran'a karşı savaş sırasında Gazze'de meydana gelen yıkıcı sayıdaki ölümlerden bahsetmeye başladı. Önceki günlerde gün be gün artan bu kayıpları defalarca haber yapmamıştı.

“Dünyanın son 12 gündür İsrail ve İran arasındaki çatışmalarla meşgul olduğunu” söyleyen Ward, “sadece bugün 70'ten fazlası Gazze'de olmak üzere 860'tan fazla kişinin öldüğünü” kaydetti. Tüm bu Filistinlileri kimin öldürdüğünü söylememekle birlikte, “kesinlikle yıkıcı ve kritik” insani durumdan bahsetti.

Bu 12 günün tarihi yazıldığında, CNN'in Gazze'de devam eden soykırımı ve İsrail'in savaş suçlarını küçümseme kararı büyük ilgi görmelidir.

The Electronic Intifada'nın Jake Tapper'a İsrail'in İran'a açtığı savaşın ortasında İsrail eski savunma bakanı Yoav Gallant'la yaptığı röportajla ilgili soruları cevapsız kaldı.

Tapper, 18 Haziran'da Gallant'la yaptığı röportajda, hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama emrine ilişkin tek bir soru dahi sormadı.

Tapper, Gallant'a eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in İsrail ordusunun Gazze'de savaş suçu işlediği iddiasını sormuş olsa da, CNN sunucusu konuğunun İsrail'in savaş suçu işlediğini reddetmesi üzerine geri adım atmadı.

Gallant, “Bu gerçeğin 180 derece tersi” dedi. "İsrail uluslararası hukuka göre hareket ediyor. Ve bazen hatalar da oluyor. Ama ne yazık ki dost ateşi kendi vatandaşlarınızı ya da askerlerinizi bile öldürebilir. Ancak bunlar hatadır. İsrail tarafında hiçbir zaman düşman olmayan herhangi birinin vurulması yönünde bir emir verilmemiştir."

Tapper elbette son 20 ay içinde İsrail ordusu tarafından öldürülen, aralarında on binlerce sivilin de bulunduğu 56.000'den fazla Filistinliden bahsedebilirdi. Hatta İsrail ordusunun, İsrail'in düşmanlarının onları pazarlık kozu olarak kullanmasını engellemek amacıyla İsrailli esirlerin, onları esir alanlarla ve çevredekilerle birlikte öldürülmesine izin veren doktrini Hannibal Direktifi nedeniyle öldürülen İsrail vatandaşlarından da bahsedebilirdi.

Bunu yapmamayı tercih etti.

Bu ne anlama geliyor?

CNN izleyen ve sosyal medyadan da haber alan herkes Gazze'de yaşanan dehşet ile CNN'deki ilgili haberlerin azlığı arasındaki büyük kopukluğun mutlaka farkındadır.

Haberlerin büyük bir bölümünü gizlediğini ve Filistinlilere karşı açıkça önyargılı olduğunu fark ettiğinizde CNN'i neden izleyesiniz ki?

Elbette bunun, daha fazla haber tüketicisini The Electronic Intifada'ya ve Gazze'de her gün çok sayıda Filistinlinin öldürüldüğüne işaret eden diğer haber kaynaklarına yönlendirmek gibi faydalı bir yönü de var.

Bu kadar açık bir şekilde taraflı olan kurumsal haber medyası, izleyicilerin çok sayıda seçeneğe sahip olduğu bir çağda kendi düşüşlerini mühürlüyor. Genç izleyiciler zaten haberlerini başka yerlerden almaya daha meyilli olduklarından, bu durum kuşaklar boyu devam edecektir.

Daha da önemlisi, CNN'in Gazze'deki haberleri vermemesi, İsrailli yetkililere soykırım ve etnik temizlik yapmaları için daha fazla dokunulmazlık sağlıyor. Savaş suçları ve diğer suçlar nedeniyle mercek altında olduklarında, İsrailli yetkililerin Filistinli sivilleri öldürme eğilimi daha az olacaktır.

CNN gazetecileri, Gazze'den kilometrelerce uzakta haber yapma kararlarının bir sonucu olarak, orada meydana gelen yaygın İsrail insan hakları ihlallerini büyük ölçüde görmezden geliyorlar.