1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. CHP'nin sulu şakası
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

CHP'nin sulu şakası

01 Temmuz 2009 Çarşamba 03:11A+A-

Yargı reformuna gece 'evet' diyen muhalefet sabah neden çark etti? Medyadaki yorumlar mı etkili oldu yoksa devreye birileri mi girdi? Yoksa majestelerinin muhalefetiyle mi karşı karşıyayız? CHP lideri Deniz Baykal hâlâ 'Çalışmalar gizli gizli yürütüldü' diyor.

Oysa her şey CHP ve MHP gruplarının gözleri önünde cereyan etti. O gece nelerin yaşandığı sır değil, tüm ayrıntılarıyla biliniyor. Televizyon yayını, tutanaklar ortada...

Parti yöneticileri önergelerden de, gerekçelerinden de saatler öncesinden haberdar edildi. Gece yarısından sonra görüşmelere geçildiğinde yargı reformunun ne getirip ne götürdüğünü CHP de MHP de biliyordu. Önce sözlü olarak anlatıldı, ardından bir dosya yazılı olarak iletildi.

Metin net ve anlaşılır bir üslupla yazılmıştı. Kimi düzenlemelerde olduğu gibi dolambaçlı yollara sapılmamış, yasa koyucu neyi murat ediyorsa, onu yalın dille anlatmıştı. Bilmece gibi, esnek, her yöne çekilebilen, sadece kanunların dilini bilenlerin çözebildiği anlatımdan kaçınılmıştı. Sıradan bir vatandaşın anlayabileceği bir dil...

O gece yaşananları hem televizyondan izledim hem de içeride bulunanlardan uzun uzun dinledim. İlginç anekdotlar var. Muhalefetten bir milletvekili komisyon sıralarına doğru giderek memnuniyetini 'Biz darbelerden çok çektik, bu çok iyi bir düzenleme' sözleriyle dile getirmiş. Bir başkası 'Demokratikleşme yolunda atılmış büyük adım' demiş.

Çok tartışılan önerge yeni madde olarak okununca grupların söz hakkı doğdu. Ancak muhalefet sıralarından hiçbir itiraz gelmedi. Oturumu yöneten başkan tasarının tümü üzerindeki oylamaya geçti ve milletvekillerine dönerek 'Kabul edenler?' diye sordu. Genel Kurul'da bulunan milletvekillerinin parmakları yukarı doğru kalktı, 'kabul etmeyenler' diye seslendiğinde ise parmakların hepsi indi. İstisnası yok. Tutanaklar ortada. Orada büyük uzlaşmanın fotoğrafı var. Meclis'in ender rastlanan iradesi var. İktidarıyla muhalefetiyle reformun altına atılan ortak imza var. Ertesi günü CHP ve MHP yan çizmeye başladı. 'Neden?' sorusuna sağlıklı cevap bulamıyorum. CHP ve MHP'nin politikalarını kendi iç dinamikleri belirlemiyor mu? Muhalefet gece 'evet' derken sabah 'hayır' noktasına nasıl geldi? 'Gece tam ne olduğunu anlayamamışız' savunması herhalde mazeret olamaz.

CHP'nin durumu çok daha vahim... Aslında vahim de değil, komik. CHP reform düzenlemesini Anayasa Mahkemesi'ne götürecek... Bunun için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kararını bekliyor. CHP lideri bu kez Çankaya'dan umutlu... Baykal dün, MGK'ya gönderme yaparak oradaki havanın etkisiyle Cumhurbaşkanı'nın birkaç saat içinde iade edebileceğini söyledi. Gül'ün onaylaması durumunda ise CHP yöneticilerinin soluğu mahkemenin kapısında alacağı kesin.

Şu manzaraya bakar mısınız? CHP 'kabul oyu verdiği' bir yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne koşuyor. Şaka değil, gerçek. Bir Türkiye, daha doğrusu bir CHP gerçeği... Yıllar yılı iktidar yüzü göremeyen sol siyasetin trajedisini bundan daha iyi anlatan örnek olabilir mi? Bir sol parti düşünün ki darbeye teşebbüs eden askerî kişilerin sivil mahkemede yargılanmasını öngören reforma karşı çıksın. CHP liderinin 'Getirin darbelerle hesaplaşalım' çağrısının üzerinden henüz bir hafta geçmedi. Başbakan Erdoğan bu çağrıya 'Sulu şaka' diye karşılık verirken haklıymış meğer. Darbelerle hesaplaşmaktan söz eden bir parti darbe suçunun sivil mahkemelerde yargılanmasına itiraz ediyor. Baykal eğer çağrısında ciddi olsaydı, son düzenlemeyi yeterli görmez, daha ötesini talep ederdi. Ne gibi mi? Sözgelimi aykırılık gördüğü Anayasa maddelerinin yeniden ele alınmasını isterdi.

CHP'nin darbe karşıtı çıkışı üç gün sürdü. İlk sınavında çaktı, statükoya geri döndü, samimiyet testini kaybetti. Yazık. Kamuoyu, CHP'nin, oy verdiği yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini sulu şaka olarak görebilir ama bu CHP için bir trajedi. Hem de ne büyük trajedi...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT