Şimdiye kadar cüppelerinin arkasına sığınıp siyaset yapıyorlardı.

O yol tıkanınca, şimdi sivil siyaset yapmak üzere cüppelerini bıraktılar.

Siyaset yapmaları ne kadar demokratik haklarıysa, mahkeme kürsülerini muhalefet merkezi gibi kullanmaları, siyasi parti lideri gibi hareket etmeleri de o denli yanlıştı.

Türk siyasetinin iki kadim korkusu oldu. Asker ve yargı. Biri elinde silahla darbe yaptı ,diğeri ise darbenin hukukunu oluşturdu.

Normal süreçlerde ise asker yargı sırt sırta verdi askeri vesayetin kalesini oluşturdu.

Yassıada'da Menderes'i asanlar, 28 Şubat sürecinde Refah Partisi için,"Ur gibi" diyebildi.

27 Mayıs'tan sonra Salim Başol, Altay Ömer Egesel ikilisiydi.12 Mart'tan sonra Ali Elverdi, Baki Tuğ oldu. 28 Şubat sürecinde ise bunun adı Nuh Mete Yüksel, Vural Savaş'dı.

Ayışığı,Sarıkız darbe planlarının yapıldığı, Ergenekon ve Balyoz darbe planlarının yürürlüğe konulmak istendiği devirlerde görevi "militarist hukukçu" olan bu arkadaşlar devraldı.

İsmet Berkan yeni çıkan kitabında,"Asker bize iktidarı verir mi?" korkusunu işliyor.

14 Mayıs 1950 gecesi Demokrat Parti Genel Merkezi'nde hakim olan endişe buydu. Seçimleri yüzde 52.7'yle kazanmıştı Demokrat Parti.

15 Mayıs sabahı Köşk'e çıkan askerler, İsmet İnönü'ye İktidarı DP'ye devretmemeyi teklif etmişti.

24 Aralık 1995 seçimlerinde birinci parti olarak çıkmıştı Refah Partisi, ancak askerin Erbakan'ı Başbakan olarak görüp görmeyeceği kuşkuluydu.

ANAYOL denemesi de başarısız olunca, Başbakan olması engellenemeyen Erbakan'ı indirmek için,28 Şubat darbesi gerçekleştirilmişti.

3 Kasım 2002 seçimlerini kazanmasına kesin gözüyle bakılan AK Parti kadrolarında da elbette ki,"Asker bize iktidarı verir mi?" endişesi hakimdi.

367 kararı AK Parti iktidarında verildi. 22 temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47 ile ikinci kez tek başına iktidar olan partiye kapatma davası açılmadı mı?

Askeri vesayetin dayanak noktası her zaman militarist yargıdan geçti.

Türkiye, Demokratik Hukuk Devletine dönüştürülmesi mücadelesinde AK Parti sadece kendi önünü açmadı, Türk Demokrasisinin asker korkusunu yenmesini,yargı zincirini kırmasını sağladı.

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Gül'ün öncülüğü ile siyasi iradeyi temsil eden Başbakan Erdoğan'ın liderliği burada belirleyici oldu. Bu konuda bir kişiye de bu ülke çok şey borçlu. O da tarihi adımların atılmasına dayanak sağlayan Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin

Şimdi kimi Ergenekon sanıkları ile yüksek yargıdaki temsilcilerini Meclise sokma çabaları var. İlk adres beklendiği gibi CHP. İkinci sırada ise MHP geliyor.

Ergenekoncular üzülecek ama adaylıkları konusunda CHP Genel Merkezi'nde soğuk rüzgarlar esiyor.

CHP yöneticilerine isim isim sordum. İşte aldığım cevaplar:

Mustafa Balbay: Kendisine verilmiş bir sözümüz yok. Ancak çok da soğuk bakılmıyor Balbay ismine. Arkasında güçlü bir medya lobisi var.

Kadir Özbek'in adaylığı.Aday olabilir. Ama listelere girebilir mi onu bilmiyoruz. Kendisine bir teklif götürmedik.

İlhan Cihaner-Bir temasımız yok. Başvurursa diğer aday adayları gibi bir muameleye tabi olur. Bizden aday olmayabilir. Bağımız adaylığı düşünebilir.

Hanefi Avcı- Bize değil MHP'ye yakışır.

Hanefi bey, Susurluk sürecinde verdiği mücadele ile milletin bağrına bastığı bir isimdi Hanefi Avcı. O bizim darbelere karşı sembolümüzdü. Şimdi eklenmek istendiği mahalle tarafından,kendisine,kapının arkasında bir yer dahi gösterilmek istenmiyor. Burada baş tacıyken orada kapının eşiğine bile sokulmuyorsun.

Değer miydi Hanefi bey.

Emine Ülker Tarhan- Ne olumlu ne de olumsuz bir değerlendirme yapılmıyor.

Osman Kaçmaz- CHP'ye hiçbir teması olmadı. Bizden değil MHP'den olur.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Kolordu Komutanı olduğu dönemde başörtülülerin fişlenmesi için emir yayınlayan Balyoz Sanığı Engin Alan'ın kendilerine emanet olduğunu ilan etmişti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın üniversitelerde başörtüsünün yasak olmadığına dair yazısı hakkında, Ankara Cumhuriyet Savcılığının verdiği, "takipsizlik" kararını MHP'den aday olması beklenen Osman Kaçmaz kaldırtmıştı.

Bir dönemler başörtülülerin davasını Meclis zeminine taşıyan MHP'den bugün başörtüsü düşmanlarını Meclise taşımaya çalışan MHP'ye geldik.

Hayırlı olsun.

Benim gönlüm ise CHP'nin Ergenekoncuları, MHP'nin ise başörtüsü düşmanlarını aday göstermesi yönünde.

YENİ ŞAFAK