CHP yarın Meclis grubunu özel gündemle olağanüstü toplayacak. Neden mi? Cumhurbaşkanı Gül'ün onayladığı askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören reform yasasını tartışacaklar. Görüşlerin çarpışacağı bir tartışma ortamı olacağını sanmıyorum, parti yönetiminin kararı deklare edilecek.

Ne çıkacağı belli; kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürecekler. Gerek partinin lideri gerekse yöneticileri 'Mahkemeye gideceğiz' diye günlerdir söylüyor. Daha dün Deniz Baykal açık açık 'Grup kararı alarak Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz' dedi.

CHP'nin durumu tam bir kara mizah... Kanuna Genel Kurul'dan çıkarken itiraz etmedi. Aksine oy verdi. Grup yöneticilerinin önergelerin varlığından ve içeriğinden haberi vardı. Oturumu yöneten başkan 'kabul etmeyenler' diye seslendiğinde hiçbir CHP'linin eli kalkmadı. Herhalde büyük büyük hukukçuların olduğu bir partide 'Anlayamamak veya kanunun farkına varamamak' mazeret olamaz.

Bu gerçeğin inkarı mümkün değil. Tutanaklar ve Meclis TV'nin yayınları ortada çünkü. Gelin görün ki CHP, gece desteklediği kanunun sabah karşısına geçti. O gün bugündür bu politika değişikliğinin hangi saiklerle gerçekleştiği ciddi soru işareti. Kim veya kimler etkili oldu? Siyasetin içinden mi yoksa dışından mı yönlendirme söz konusu? Bu radikal değişimin siyasetin iç dinamikleriyle geliştiğini söylemek bana pek mümkün görünmüyor.

CHP yarınki toplantıyla konuya ne kadar önem atfettiğini kamuoyuna göstermek istiyor. Merak ettiğim milletvekillerinin hepsi acaba parti yönetimi gibi mi düşünüyor? Hiç sanmıyorum. Ertesi günü 'Bu kanunun Türkiye'nin yararına iyi oldu' diyen CHP'liler var. Bunu inanarak söylediklerine kuşkum yok. CHP'de darbecilerin sivil mahkemelerde yargılanmasını isteyen milletvekillerinin olduğuna eminim.

Yarın içlerinden 'Bu düzenleme demokrasi için gereklidir. Mahkemeye gitmek CHP için hatadır' diyen çıkar mı derseniz buna da 'evet' diyemem. Çünkü liderlerin belirlediği parti politikaları milletvekillerine farklı düşünme veya davranma imkanı vermiyor. Milletvekillerine sadece onaylamak düşüyor.

Demokratikleşme adına yapılan bir kanunu CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi tarihî hata. Bunun siyasî bedelinin olacağı muhakkak... CHP yöneticileri bunu izah etmekte çok zorlanacak. Hangi siyasi çizgide olursa olsun Türk toplumu demokrasi yanlısı. Devlet kurumlarına yakın duran partiler yıllar yılı sandıkta hep hüsrana uğradı.

Kökleri Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar giden CHP, çok partili sistemde tek başına iktidar olamadıysa bunu iyi düşünmeli. En büyük handikapı demokrasi konusunda inandırıcı olamaması değil mi? CHP, iktidarı hep 'CHP artı ordu eşittir iktidar' formülünde aradı. Ancak halk bunu reddetti. Yargı reformunu Anayasa Mahkemesi'ne götürme kararı bu formülün bir uzantısı. Sokaktaki algı böyle... 2009 Türkiye'sinde CHP hâlâ iktidarı devlet kurumlarının gölgesinde arıyor.

Bir sol parti, darbecilerin sivil mahkemelerde yargılanmasını engellemek için Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor. Bunu içeriye anlattı diyelim, dünyaya nasıl anlatacak? Türkiye'nin kendine özgü sol siyaseti olduğu söylenebilir. Ancak solun değerlerinden bu kadar uzak bir parti, kendisini sol olarak tanımlayamaz. Avrupa solu darbecilerin yargılanmasına karşı çıkan bir partiyi içine sindirebilir mi?

CHP'nin durumu kara mizahın ötesinde gerçekten içler acısı. Manzaraya bakın... Önce 'evet' sonra 'hayır'. Ardından iptali için mahkeme kapısına. Demokratların değil darbecilerin yanında bir parti. Baykal'ın 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını isterken ne denli samimi olduğu kısa sürede anlaşıldı. 'CHP nereye?' sorusu hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.

Sadece Türkiye değil dünya CHP'nin 'manzara-i umumiyesini' ibretle izlemektedir... CHP ileriye doğru değil, geriye doğru yol alıyor.

ZAMAN