1. YAZARLAR

  2. Hekimoğlu S. Özcan

  3. CHP Başbuğ'dan gerekli işareti aldı
Hekimoğlu S. Özcan

Hekimoğlu S. Özcan

Yazarın Tüm Yazıları >

CHP Başbuğ'dan gerekli işareti aldı

30 Haziran 2009 Salı 03:49A+A-

12 Eylül darbecileri yargılansın diyen ve bunun için somut adım atan Baykal'ın derbe suçlarının sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenlemeye, “aldatıldık, kandırıldık” diyerek karşı çıkması ve yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi gerçekten acıdır.

Haber kanalarına ve ajanslara düştüğü ilk andan beri herkesi şaşırtan CHP lideri Deniz Baykal'ın; 12 Eylül darbecilerin yargılanmasının yolunu açacak Anayasanın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi önerisi, Başbakan tarafından; “Böyle sulu şakalar yapma!” diye eleştirilmişti.

Aradan birkaç gün geçmeden bütün siyasi partilerin ortak mutabakatı ile çıkartılan ve amacı Anayasal suç işleyenlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önün açılması hedeflenen yasa teklifi yasalaşarak, Cumhurbaşkanın onayına sunuldu. Gece yarısı çıkartıldığı öne sürülen önergede Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesinde uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili suçların yanı sıra bunlardan elde edilen kazançlara da ağır ceza mahkemelerinin el koyması düzenlendi. Aynı önergenin üst kısmında; "Son cümlede geçen 'hali dahil' ibaresi 'halinde' şeklinde değiştirilmiştir" denildi. Böylece askerlerin yargılanmasıyla ilgili cümledeki "Savaş ve sıkıyönetim 'hali dahil' askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır" hükmü tam tersine dönüştürüldü. Maddenin yeni hali "Savaş ve sıkıyönetim halinde askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır" şeklinde oldu. Böylece, savaş ve sıkıyönetim zamanları dışında kalan dönemlerde ağır cezalık suç işleyen askerlerin sivil ağır cezada yargılanacakları kesin hüküm altına alındı.

BAŞBUĞ'UN KONUŞMASINDAN VAZİFE ÇIKARDILAR

Bu yasa değişiklikliği, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un Cuma günkü basın toplantısından 10 saat önce gerçekleştirilmişti. Başbuğ, tartışmalı belge ve Kurmay Albay Dursun Çiçek'in durumuyla ilgili görüşlerini aktarırken, yeni deliller ortaya çıkarsa soruşturmayı yine askeri savcılığın yürüteceği ve dolayısıyla yargılamanın askeri mahkemede gerçekleşeceği konusunda görüşünü sert ifadelerle vurgulamıştı. Başbuğ'un bu sert açıklaması karşısında akşamki önergeye itiraz etmeyen ve mevcut haliyle kabul eden CHP'yi tedirgin etmiş ve oybirliği ile alınan karara; “AK Parti bizi aldattı.” demiştir. Bu söylem CHP'yi TSK'nın emrinde çalıştığı izlenimi doğurmuştur.

CNN Türk televizyonuna canlı bağlanan CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Suha Okay, AK Parti'nin kendilerini nasıl yanıtlıklarını anlatmaya ve kamuoyu oluşturmaya çalışırken aslında kendini yalanlamıştır. Okay; “Yasanın son halini inceledik yalnız ayrıntılara takılmadık” demiştir. Bu demek oluyor ki; Orgeneral Başbuğ'un açıklaması detayları incelememiz yönünde emirdir. Yasa teklifi kabul edilmesinin üzerinde 24 saat geçtikten sonra CHP'lilerin eteklerinin tutuşmasının tek sebebi budur. Yasayı “Sivil Darbe” olarak değerlendiren Deniz Baykal ise ortamı germe politikası gütmektedir. Ne kadar kargaşa o kadar maaş siyaseti Türk halkı tarafından artık ilgi görmemektedir. Her seferinde kutuplaşmaya gidildiğini iddia eden CHP lideri aslında kutuplaşma yolunda “Başaktör” olduğunu ispatlamaktadır. Hiçbir söyleminde samimi olmadığı, çelişkili açıklamalarında alenen ortaya çıkmaktadır. Belge çıktıktan üç gün sora değerlendirme yapan Başbuğ'u istifaya bile davet eden Baykal; Org. Başbuğ'un sert basın toplantısından hemen sonra ilk destek CHP lideri Baykal'dan gelmesi düşündürücüdür. Baykal'a göre askeri savcılık kararından sonra tartışma bitmiş yalnız AK Parti hedefe oturtulmak suretiyle işin peşi bırakılmamalıdır. Bu mesnetsiz açıklama ise bir siyasi partiye yakışmamaktadır. CHP'lilerin bunu acilen gözden geçirmeleri gerekmektedir.

BELGE VE İDDİALAR MESNETSİZ

Sivil yargıyı beklemeden Askeri Savcılığın yaptığı açıklamanın ardından Deniz Baykal; “Sağduyu sahibi herkesin belge ve iddiaları mesnetsiz bulduğunu ve hepimiz de olayı öyle görüyorduk. Şimdi şu ortaya çıkmıştır. İçinde olduğumuz aşamada hukuki süreç içinde savcılık herhangi bir davaya konu olabilecek geçerlilikte, itibarda bir belge bulunmadığını, ortaya atılan iddiaların temelsiz, mesnetsiz olduğunu ortaya koymuştur. Bu tablo karşısında tabii Başbakan'ın ve bazı çevrelerin tavrı ilgiyle izlenmeye değer. Sayın Başbakan yine bugün yaptığı açıklamada, sürecin tamam-lanmadığını, bu konudaki çalışmaların devam edeceğini, konunun daha sonraki aşamalarını da yakından izleyeceklerini ifade etmektedir.” sözleri sivil iradenin Askeri iradeye teslim olması gerektiğini savunmuyor mu? Oysa ki Askeri savcı, askeri suçlar yönünden kovuşturmaya gerek görmemiştir. Ama sivil yargı yönünde bir suç unsuru devam etmektedir. Org. Başbuğ'da bu yönde konuşmuş ve işi İstanbul Cumhuriyet Savcılarına havale etmesine rağmen Baykal'ın tavrı anlaşılmamaktadır. Baykal neden siyasete girdide asker olmadı anlamış değilim.

* Araştırmacı -Yazar

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT