1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. "Çeçen Mültecilerin Sorunlarına Köklü Çözüm İstiyoruz"
Çeçen Mültecilerin Sorunlarına Köklü Çözüm İstiyoruz

"Çeçen Mültecilerin Sorunlarına Köklü Çözüm İstiyoruz"

İMKANDER, haklarında sınırdışı kararı verilen üç Çeçen çocuk için, basın açıklaması düzenledi.

23 Nisan 2013 Salı 16:12A+A-

HAKSÖZ-HABER

Dün haklarında sınır dışı kararı verilen ve üç yetim çocuk hakkında bugün İMKANDER bir basın toplantısı düzenleyerek Hükümetten kalıcı çözüm talep etti. Çeçen aile İMKANDER'in basın toplantısında konuştu. 

Dün haklarında sınırdışı kararı verilen Khava Dzhebraiolava ve üç yetim torunu toplantıya katılarak Hükümete çağrıda bulundu. Dzhebraiolava Hükümete seslenerek: “Üç torunumla birlikte sınır dışı edilmek isteniyorum, Türkiye Müslüman bir ülke olduğu için buraya geldim. Sayın Erdoğan, siz de bir babasınız. Çocukların halinden en iyi  siz anlarsınız. Bu karar bana tebliğ edildiğince çok ağladım. Oğullarım şehid edildiğinde bu kadar ağlamamıştım" dedi.

Toplantıda bir konuşma yapan İMKANDER Başkanı Murat Özer: "Türkiye'de devlet eliyle mültecilere yönelik gayri-insani tutuma bir yenisi daha eklenmiş bulunuyor. Çeçen bir babaanne ve birisi akıl hastası üç yetim torunu hakkında verilen kararda Türkiye'yi terk etmesi, aksi halde sınırdışı edileceği ifade edilmektedir. Türkiye'de 1 yılı aşkın bir süredir yaşamını sürdürmekte olan ailenin evine polis memurları giderek "çocuklar" için ikamet izni talebinde bulunmaları tebliğ edilmiş, Babaanne Khava Dzhabrailova ve çocuklar Umar, Dzhabrail ve Magomed Khalimov ise 8.4.2013 tarihinde  ikamet başvurusunda bulunmuşlardır. Aile 22.04.2013 tarihinde İstanbul Emniyeti'ne çağrılarak sonucun kendisine bildirileceği ifade edilmiş ve TÜRKÇE bilmeyen Khava Dzhabrailova'ya sınırdışı kararı "yabancı uyruklu şahsın Türkçe bildiğinden tarafına okunup-doğruluğu anlaşıldıktan sonra birlikte imza altına alınmıştır" şeklindeki ibareyle birlikte imzalanarak tebliğ edilmiştir. Şu anda bu ailemizin yaşadığı sorunu aynı şekilde yaşayan başka aileler de mevcuttur. 2001 doğumlu yetim Valid Yandarbiyev'e de benzer gerekçelerle ikamet izni verilmemiştir." dedi.

Özer: Mültecileri işgüzar memurların insafına terk etmeyin

Murat Özer, toplantı öncesinde Yabancılar Şube Müdürü Erkan Bey'in kendisini aradığını ve dünden beri Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisi haline gelen bu sorunun çözüldüğünü ve Havva Teyze'ye ikamet verileceğini aktardı.  Özer, bu tavırlarından dolayı yetkililere teşekkür ettiklerini söyleyerek, "Bu durumun çözülmesi yeterli değil. Çeçen ailenin yaşadığı süreç Türkiye'deki başta Kafkasyalılar (Çeçen-İnguş-Dağıstanlı-Çerkes-Tatar) olmak üzere  tüm mültecilerin yaşadığı dramı çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. Türkiye'de 1994 yılından bu yana herhangi bir hukuki statü sahibi olmadan yaşayan Kafkasyalı mülteciler, kimi zaman ikamet izinleri uzatılarak, kimi zaman iptal edilerek tamamiyle keyfi bir uygulamaya maruz bırakılmakta, topraklarını işgal eden Rusya'ya gönderilme tehlikesini her an yaşamaktadırlar."  şeklinde konuştu.

Özer Hükümetten soruna somut ve kalıcı çözümler getirmesini isteyerek: "Türkiye'de yaşamlarını zor şartlar altında sürdürmeye çalışan Kafkas mültecilerin yaşadıkları soruna kalıcı bir çözüm bulunması gerekmektedir. Mülteciler, mevzuatlara, kanuni düzenleme eksikliklerine ya da uluslararası çıkar hesaplarına kurban edilmemelidirler. Türkiye Hükümeti'nden 23 Nisan Bayramı sebebiyle tüm dünya çocuklarının ülkemize davet edildiği bugün Kafkasyalı çocuklarımıza ev sahipliği yapmasını, eğitim ve sağlık hizmetlerinden tamamıyla mahrum olan bu çocuklarımızın yaşadığı drama kayıtsız kalmamasını, başta çocuklarımız olmak üzere tüm Kafkasyalı mültecilere yaşamlarını sürdürdükleri bu topraklarda hukuki bir statü verilmesini talep ediyoruz."dedi. 

Kaya: Mülteciler sorununa kalıcı çözüm istiyoruz

Daha sonra söz alan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da Türkiye'nin ciddi bir mülteci sorunuyla karşı karşıya olduğunu, Türkiye’nin kendisine sığınan mazlumlar açısından kötü bir sicile sahip olduğunu ifade etti. Meclis’te 4 Nisan 2013 tarihinde kabul edilen “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Yasası” ile mültecilerin sorunlarına yönelik sıkıntıların aşılacağına dair bir umut doğduğunu fakat yasanın yürürlüğe girmesi için belirlenen bir yıllık sürecin halen bu konumda olan mazlumlardan kurtulma süresi gibi işletileceğine dair bir kaygının ortaya çıktığını söyledi.

Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye zaman zaman ihracat rakamlarıyla, ürettiği modern silahlarla, turizm potansiyeli vesaireyle övünen, övülmek istenen bir ülke. Oysa bir ülkenin övülmeyi hak edeceği kriterler bu tür veriler değil, gerek vatandaşlarına, gerekse de kendisine sığınmış insanlara sağladığı insani yaşam standartlarıdır. İslami açıdan mülteciliğin, muhacirliğin ne ifade ettiği ve hicret etmiş insanlara karşı ensar olma sorumluluğumuzun ne manaya geldiği açıktır. İnsan hakları açısından da sığınma hakkının evrensel bir hak olduğu kabul edilmiştir. Buna rağmen inançlarından, kimliklerinden ötürü yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye sığınmış kardeşlerimizin bu ülkede karşılaştığı durumlar bizler açısından büyük bir utanç manzarası oluşturmaktadır. Hükümetten bu yaranın tedavi edilmesi, kalıcı bir biçimde sorunun çözülmesi için adım atmasını bekliyoruz.”

Toplantı, üzerlerinde "Beni Sınırdışı Etmeyin" yazılı tişörtler giyen Kafkasyalı mülteci çocukların toplantıya katılanlarla 23 Nisan fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.

cecen_cocuklar_sinir_disi_edilmesin-(2).jpg

cecen_cocuklar_sinir_disi_edilmesin-(3).jpg

cecen_cocuklar_sinir_disi_edilmesin.jpg

HABERE YORUM KAT