1. YAZARLAR

  2. Fikri Akyüz

  3. Bu ne “edepsiz” yazı böyle!
Fikri Akyüz

Fikri Akyüz

Yazarın Tüm Yazıları >

Bu ne “edepsiz” yazı böyle!

28 Ağustos 2008 Perşembe 04:17A+A-

En çok okunan haber ve köşe yazılarının, “din, politika ve cinsellik” içerikli olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.

Hani bir fıkra vardır: Adamın biri, arkadaşına “İçinde din, politika ve cinsellik olan bir yazı yaz..” demiş..

Arkadaşı yazıya şöyle giriş yapmış: “Allah Allah, bu kızla hangi politikacı cinsel ilişkiye girdi?”

Bekir Coşkun da herhalde bundan ilham almış olacak ki, önceki günkü yazısında sünnet düğününde stada helikopter indirten Bursalı emlakçı üzerinden birilerine veryansın etmiş..

Özetle demiş ki: “AKP ile birlikte, giderek daha çok Arabistan'a benzeyen bu Yeni Türkiye'de türbanlı kızın sallanan görkemli kalçasına ve plajdaki haşemalının belirginleşen edevatına hamdolsun diyerek bakarken soruyorum: Bu nedir?”

Evet işte bu, budur; “okutturan” köşe yazısı dediğin aha da budur!

“Mübareğin” yazısının içinde “AKP” var.. “görkemli kalça” var.. “türban” var.. “haşema” var..

Hatta yazı daha “fizıbıl ve konvertibıl” olsun diye, yazının içinde “edevat” şeklinde “edebat”tan nasipsiz bir sözcük bile var!

Da; konumuz Bekir Coşkun değil, konumuz Coşkun'un edepsizce kaleme aldığı şu “edepsizlik numunesi” olan düğündür.

Evet, artık özeleştiri zamanı gelmiştir.

Türkiye'de görgüsüzlük, edepsizlik, şarlatanlık, şaklabanlık gemi azıya almıştır ve bu azgınlık sonradan görme olan herkesin, muhafazakar olsun olmasın herkesin ruhuna bir kene gibi yapışmıştır.

Muhafazakar medya, muhafazakar olmayan kesimlerin “çılgınlıklarını” haklı olarak sürekli yazdı, yazıyor; ancak muhafazakar kesimdeki “ne oldum delisi” olma hastalığına da daha gür bir ses çıkarması gerekiyor.

“Efendim herkes özgürdür, isteyen isteği gibi giyinir” lafı tam bir mugalatadan, mugalata değilse bile tam bir cehaletten ibarettir.

Zira bir “şeyi” eleştirmek başka bir şeydir, onu yasaklamak başka bir şeydir, eleştirirken edepsizlik yapmak ise bambaşka bir şeydir.

Örneğin; birisi kalkıp “Ben başörtüsü takılmasına karşıyım, çünkü Kur'an'da başörtüsü yoktur” deme hakkına sahiptir.

Ancak bir “devletin”, o devletin yetkilisi başörtüsüne inanmasa da, üniversiteye giden bir genç kızın başörtüsünü yasaklama hakkı yoktur.

Hele hele bir kişi, başörtüsüne yönelik “yobaz örtüsü”, “sıkmabaş” gibi sıfatlar kullanma hakkına sahip değildir, çünkü böyle bir sıfat kullanmak birilerinin haddine değildir.

İşte bahsi geçen düğündeki “ritüellere” ve “giyim stillerine” karşı da herkesin bir eleştiri hakkı vardır ve bu hak “edebi dairesinde” sonuna kadar kullanılmalıdır.

Ama Bursa'daki düğün sahibinin günahını fazla almayalım..

“Adamcağız” her ne kadar davetiyeye “Asena da gelecek, göbecik atacak, kalça neyim savuracak” demiş olsa da “son dakikada” Asena'nın gelmesi engellenmiş ve bir başka “görkemli göbek” konuklara iftiharla sunulmuş bulunmaktadır!

Herhalde Asena ismi Ergenekon ismini çağrıştırdığı için kendisine “Ergenekoncu emlakçı” denilmesinden korkmuş ve “paracıklarına” MASAK tarafından el konulması endişesine kapılmıştır!

Evet, görmemişlik abidesi, abidesi olmasa bile numunesi olan bir düğüne bakarak tüm muhafazakar camiayı töhmet altında bırakmak elbette yanlıştır. (Bu konuda Balçiçek Pamir haberturk.com'da önceki gün şahane bir yazı yazdı; mutlaka okuyunuz..)

Bırakınız, bu yanlışlığın ayıbı düğün sahibine ve bu düğünden dolayı bu camiaya “hamdolsun” lafını da ekleyerek hakaret eden Bekir Coşkun'a ait olsun..

Olsun ama 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tacizde bulunduğu iddia edilen Hüseyin Üzmez'e sırf alnı secdeye değiyor diye sahip de çıkılmasın.

(Elbette suçu sabit olana kadar Üzmez masumdur, dolayısıyla medya tarafından “mahkum” edilmemelidir.. Ancak medya bir şüpheliyi “aklama” vazifesine ve yetkisine de sahip değildir.)

Evet düğüne yeniden dönersek.. Devlet bu “tür” düğünleri yasaklayamaz elbette..

Düğün sahibi düğün pistine ister helikopter indirir, ister F-16 uçurur, isterse sünnet edilen çocuğunu “scoteer” denilen oyuncağa bindirir!

Fakat bütün bu haklar, saçının teli görünmesin diye eteğini kaldırıp başına geçirme hakkına da sahip olunduğunun zemini değildir.

(Tabii helikopter pervanesi eteğini uçurmamışsa!. Kaldı ki helikoptere fazla yanaşılırsa “fenni pilot” marifeti ve “pervaneler” vasıtasıyla pistte bulunan tüm erkeklerin yeniden sünnet edilmesi hatta bu yolla hepsinin transseksüel olması ihtimali de mevcuttur!)

Temenni ediyorum ki Ramazan'da Swiss Otel'de tertip edilen bir “iftarland”da ramazan pidesi, helikopterle yemek salonuna indirildikten sonra mideye indirilmez!

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum