
"Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik"
Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık... (Kehf/19)
وَكَذٰلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَٓاءَلُوا بَيْنَهُمْۜ قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْۜ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍۜ قَالُوا رَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُٓوا اَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هٰذِه۪ٓ اِلَى الْمَد۪ينَةِ فَلْيَنْظُرْ اَيُّهَٓا اَزْكٰى طَعَامًا فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ اَحَدًا ﴿١٩﴾
19- Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."
Sonra onları uyandırdık, dirilttik diyor Rabbimiz. Birbirlerine sorsunlar diye, kendi aralarında tartışıp orada ne kadar uyuduklarını araştırsınlar diye. Evet Allah onları uyudukları bu yüz yıllar süren uykularından uyandırınca onlardan biri ötekilerine şöyle dedi: Ne kadar kaldınız burada? Bir gün, yahut bir günden daha az kaldık dediler. Ama baktılar birbirlerine ve her halde durumlarının bu söylediklerine pek uygun olmadığını biraz biraz anlamış olmalılar ki; işi, her şeyi en iyi bilen Allah’a havale ettiler ve dediler ki ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir.
Diyorlar ki ne kadar kaldığınızı en iyi bilen Rabbinizdir. Ne hoş bir ifade değil mi? İşte imanın gündemi. İşte Allah’ın zikri. İşte işin Allah’a havalesi. Allah’tır ancak onların orada ne kadar kaldığını bilen. Allah’tır her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilen.
Sordular birbirlerine ne kadar kaldıklarını. Dediler ki bir gün, ya da daha az bir süre kaldık. Onlar bir âyettiler. Allah’ın kendileri aracılığıyla kıyamete kadar kullarına zamana egemenliği konusunda mesaj ulaştıracağı seçilmiş kimselerdi onlar. Onun için ne kadar kaldıklarını bilemediler. Yarın kıyamet günü insanlar da aynı şeyi söyleyecekler. Bir kuşluk vakti kadar ancak dünyada kaldık diyecekler. Yâni öyle değil mi? Söyleyin 50 yaşında, 60 yaşında olanlar, bir gün gibi gelip geçmedi mi bu ömürleriniz? Öyleyse gelin acele edelim, çünkü sadece bir gün gibi gelip geçiyor bu hayat.
Ve uyandıktan sonra açlık hissederler. Yemek ihtiyaçları oldu. Orada yemeden yaşamışlardı. Allah acıkmayacak şekilde doyuruvermişti onları.
BASAİRUL KUR’AN
Bu sahne de sunulurken gençler uyanıyorlar, ama uykuya daldıklarından bu yana mağarada ne kadar kaldıklarını bilmiyorlar. Uyandıktan sonra gözlerini ovarlarken içlerinden biri diğerlerine dönüyor ve uzun bir uykudan sonra uyanan biri gibi “Burada ne kadar kaldınız?” diye soruyor. Bu soruyu sorarken uzun bir uykunun etkisini hissettiği kesindir. “Arkadaşları `Bir gün ya da daha az bir süre kaldık’ dediler.”
Ardından perde arkasını araştırma imkânına sahip olmadıkları bu meseleyle uğraşmaktan vazgeçip hakkında bilgi sahibi olmadıkları bir şeyle karşılaşan ve şu anda fiilen karşı karşıya kaldıkları pratik bir sorunu çözümlemeye karar veriyorlar. Evet, acıkmışlar ve yanlarında da şehirden çıkarken üzerlerine aldıkları gümüş paralar var: “Ne zamandan beri burada olduğumuzu Allah hepimizden iyi bilir. Şimdi bu gümüş para ile birinizi şehre gönderin de en temiz yiyeceği kimin sattığına baksın, birazını size getirsin.” Yani şehirde satılan en temiz yiyecekleri seçip birazını size getirsin.
Durumlarının açığa çıkmasından, gizlendikleri yerin bilinmesinden, dolayısıyla şehirdeki yöneticilerin adamları, kendilerini yakalayıp müşrik bir şehirde tek bir ilaha kulluk sunmak suretiyle toplumun dinini terk etmelerinden dolayı taşa tutarak öldürmelerinden korkuyorlardı. Bir de işkence yapmak suretiyle inançlarından dönmeye zorlamalarından çekiniyorlardı. Asıl korkuları buydu. Bu yüzden şehre gönderdikleri elçiye uyanık olmasını, kendisini ele vermemesini tavsiye ediyorlar.
FİZİLALİL KUR’AN







HABERE YORUM KAT