1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. Beşşar ve Kaddafi
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Beşşar ve Kaddafi

28 Mart 2011 Pazartesi 00:46A+A-

Elbette Beşşar Esat, Kaddafi’ye bakarak, daha akıllı ve vizyon sahibi bir lider. Daha modern ve daha normal.

Bununla birlikte halkına karşı Kaddafi taktiklerini uyguluyor. Beşşar da Kaddafi de vaktiyle Londra görmüş liderler kuşağından. Yani İngiliz siyasi mektebi mezunları sayılabilirler. Kaddafi de ilk günlerinden itibaren Derne ve Beyza gibi şehirlerde Kaide’nin yuvalandığını ve kendisine karşı çıkanların Kaide mensupları olduğunu söylemişti. Suriye rejimi de şimdi aynı söylemi paylaşıyor ve göstericilerin terörist olduğunu ileri sürüyor. Gelecek günlerde bunu ispat edeceklerini ve dünya ile paylaşacaklarını vaat ediyor. Kaddafi ile birlikte aynı karalama kampanyasını yürütüyor. Batılıların atıfetine ve ilgisine nail olabilmek için göstericileri karalıyor ve kötülüyorlar. Esasında Esat rejimi, bünyesinde Arap rejimlerinin bütün olumsuz yönlerini barındırmaktadır. Şöyle ki, Suudi Arabistan’da 2 ile 12 bin arasında emir vardır ve bunlar ülkenin kaymak tabakasını teşkil etmekte ve her türlü yolsuzlukları irtikap etmektedirler. Libya’da ise Kaddafi’nin 8 çocuğu Suudi Arabistanlı emirleri aratmamaktadır. Suriye de Kaddafi rejiminin bir başka kopyasıdır. Henüz Beşşar’ın çocukları küçüktür ve dolayısıyla iktidarı kardeşler ve enişteleriyle paylaşmaktadır. Kardeşi Mahir Esat, Cumhuriyet muhafızlarını yönetmekte, yani rejimin askeri yüzünü temsil etmektedir. Göstericiler Mahir Esat’ın niçin ordusunu alıp Golan’ı kurtarmaya gitmediğini sormakta ve sorgulamaktadır. Demek ki, rejimin asıl sorunu İsrail ile değil halkıyladır. Tamamen kuraldışı ve keyfi bir rejim.

*

Mahir Esat, Cumhuriyet Muhafızları’nı yani rejimin vurucu gücünü komuta ederken damatlardan veya eniştelerden birisi istihbaratı diğeri de iş dünyasını tedvir etmektedir. Hafız Esat’ın damatlarından Asıf Şevket, istihbaratı yönetmektedir. Diğer damat veya Beşşar’ın eniştesi Rami Mahlufi ise Esatların kasası olarak bilinmekte ve anılmaktadır. Yatırımları her alanı kapsamakta ve özellikle de stratejik alanları ihmal etmemektedir. Cep telefonu şirketleri, gazeteler ve TV kanalları bunlar arasındadır. Suriye’de olayların kızıştığı bir sırada Rami Mahlufi’nin işlettiği bağımsız bir gazete olarak El-Vatan’ın bir sayısı önce müsadere edilmiş ardından da gerekçe gösterilmeden yeniden dağıtımına izin verilmiştir. Belki de bu, rejimin şaşırtma taktiklerinden birisidir. İlginçtir, olayların başlangıcından itibaren Beşşar rejimi basını kıskaç altına almıştır. Söylentilere göre, Beşşar Esat, Katar Emiri nezdinde girişimlerde bulunmuş ve El Cezire konusunda pazarlık yapmış ve bizzat Şam’daki El Cezire muhabiri ve temsilcisi 6 aylık al-ver pazarlığı içinde rejim tarafından önerilmiş ve Cezire’ye empoze edilmişti. Keza olaylar sırasında el Cezire’nin Şam dışına çıkmasına izin verilmemiş ve el Cezire de kendi imkanlarıyla ( cep telefonlarıyla) olay yerleriyle bağlantıya girmemiştir. Ve Lübnan’da Gassan Ben Ceddo’dan sonra Suriye’deki el Cezire temsilcisi de muhaliflere değil statükoya yakın durmaktadır.

*

Bundan dolayı devrimlerin dinamosu olarak anılan El Cezire, Suriye’de silikleşmiştir. Onun yerine CNN ve BBC Arabic daha etkin hale gelmiştir. Ayrıca BAE’nden Şarika üzerinden yayın yapan Al Maşrik Kanalı da Suriye olaylarına ilgisi nedeniyle Beşşar rejimi ve güvenlik güçleri tarafından tehdit edilmiş ve orada çalışan Suriyeliler susturulmuştur. Zira duyumlara göre Suriye’deki yakınları üzerinden tehdit edilmişlerdir. Sadece bununla da kalınmamış Rami el Harufi, Al Maşrık Kanalı’nın yüzde 51’ine talip olmuştur. Suriyeli bir iş adamı tarafından çıkarılan bu kanal da susturulmak istenmiştir. Kimilerine göre, El Cezire üzerinden Katar Emiri, Kaddafi ile görülmemiş hesaplarını tasfiye ederken Suriye’de statükodan yana düşmüş ve Suriye rejimi gibi çift dille konuşmaya başlamıştır. Baba’dan oğula Suriye rejimi pek değişmemiş ve Mısırlıların bir zamanlar dediği konumunu sürdürmüştür: Esedün ala şabihi ve naametü’n ala a’daihi. Yani halkına aslan kesilmiş iken düşmanlarına devekuşu gibi davranmaktadır. Bugüne kadar doğrudan İsrail’i rahatsız edecek bir şey yapmamış ama halkıyla her zaman didişmiştir. İsrail’e karşı bütün mücadelesi vekilharçları üzerinden olmuştur. Ateşe karşı hep maşa kullanmıştır.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT