1. YAZARLAR

  2. Ergun Babahan

  3. Baykal ve Bahçeli bu sesi duysun
Ergun Babahan

Ergun Babahan

Yazarın Tüm Yazıları >

Baykal ve Bahçeli bu sesi duysun

01 Eylül 2009 Salı 00:18A+A-

Evlat acısı dünyanın en büyük acılarından biri. Türkiye’de binlerce ana-baba bu acıyı yıllardır yaşıyor.

Evlat acısı yaşamayanlar ise her telefon çalışında benzer duygulara kapılıyor.

Evladı askerde olan her anne-baba için çalan telefon kara bir haberin işaretçisi olabilir çünkü.

Evladını dün toprağa veren bir anne, Başbakan Erdoğan’a acılara son verdirmesi çağrısında bulunmuş.

Aslında çağrısını yanlış yere yönlendirmiş çünkü acıların, şiddetin, terörün son bulması için bir fırsat var.

Hem Türkiye’nin demokratik olgunluk seviyesi, hem 72 milyonun bu çatışma ortamından yorgunluğu, hem de uluslararası konjonktür, bu fırsatı sağlıyor.

Ama muhalefet böyle bir fırsatı görmezden geliyor.

‘’Kürtçe konuşan vatandaşların’’ Kürtçe eğitim görmesinin, ikinci sınıf yurttaşlıktan kurtulmasının Türkiye’yi böleceğini iddia ediyor.

Kendi yurttaşlarımıza hakkının teslim edilmesini dış güçlerin oyunu kabul ediyor.

Düne kadar PKK’nın varlığı dış güçlerin oyunu idi, şimdi PKK’nın silah bırakması dış güçlerin oyunu oluverdi.

Evet, dış güçler bu işin içinde, çünkü terörün bu coğrafyadan silinip atılması Türkiye kadar, Avrupa Birliği’nin de, Amerika Birleşik Devletleri’nin de işine geliyor.

Ama bu sorunu onlar bizim için çözemez.

Bu sorunu çözmek Türkiye’nin işidir.

Kararı alıp uygulayacak olan Türkiye’dir ve bunu dış güçler öyle istediği için değil, ülke çıkarı ve halkının mutluluğu bunu gerektirdiği için yapacaktır.

Türkiye, Osmanlı’dan farklı olarak kendi bölgesinin güçlü ve önemli bir ülkesi.

Güneydoğu halkı da bu gerçeğin farkında, onun için ayrılık isteyenler sadece marjinal gruplar.

Halkın büyük çoğunluğu, PPK’ye sempatiyle bakanlar da dahil, ayrılığa kesin kes karşı.

Korkularımız, paranoyalarımızla hareket eder, demokratik açılımı güçlü bir biçimde gerçekleştiremezsek, bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.

Ancak burada başta DTP olmak üzere Kürt kanaat önderlerine de görev düşüyor.

Çünkü AK Parti hakkında ağır bir Anayasa Mahkemesi hükmü olan bir iktidar partisi ve özellikle yüksek yargı, oradan gelen her işlemi iptale meyilli.

O nedenle Anayasa değişikliğinde ısrarın açılımın önünü tıkamasına izin vermemeli ve önümüzdeki ilk seçimi anayasa referandumuna çevirme mücadelesi vermeliler.

Türkiye’nin darbe anayasasıyla yola devam edemeyeceği bir gerçek.

Bu anayasa öyle bir-iki maddeyle tamir edilemeyecek kadar sakat.

Başlangıç bölümü orada durdukça bu anayasa üzerine demokratik bir toplum inşası zor.

Onun için Türkiye’nin tüm demokratik güçlerinin, anti-demokratik kesime karşı bir dayanışma içine girmesi kaçınılmaz.

Böylesi demokratik bir cephe iktidarın demokratik açılım iradesine güç verecek, geri adımı imkansız hale getirecektir.

Onun için gün demokratların kavga günü değil, demokratik bir Türkiye için elele verme günüdür.

STAR

YAZIYA YORUM KAT