1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. "Bamya" Albay Üçok ve o bildik Temel fıkrası...
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

"Bamya" Albay Üçok ve o bildik Temel fıkrası...

29 Eylül 2009 Salı 01:18A+A-

Bugünlerde, Temel'in mezar taşına yazdığı yazı ile ilgili fıkrayı çok sık duyar oldum. Temel vasiyette bulunmuş.

Ölünce mezar taşıma "Hastayım, hastayım dedim. İnanmadınız. Bak şimdi ne oldi?" yazdırmış.

Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Ahmet Zeki Üçok'un, "Bamya" kod adıyla çete üyesi olmaktan tutuklanması üzerine bu hikâyeyi hatırladım.

Üçok hakkında gazetemizde tam beş manşet haber yapmışız.

Haksız kazançtan edindiği mal varlığına, hukuksuz uygulamalarına dikkat çekmişiz.

En son gazetemiz Haber Müdürü Güngör Ergün'ü "tanık" olarak çağırıp, "sanık" muamelesi yapması ve ifade alırken yalan söyleyerek baskı kurması üzerine de 5 resmi üst makama şikâyette bulunduk.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na, Adalet Bakanlığı'na, Savunma Bakanlığı'na, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na...

Üçok şayet gözaltına alınmamış olsaydı, haber müdürümüzü bugün yine ifade vermeye davet etmişti.

İlginçtir hem bugünkü daveti hem de daha önceki çağrısının konusu kendisi ile ilgili haberler.

Üçok, kendisi ile ilgili bir konuda direkt soruşturma açıyor.

Bilgisi doğru olan haberlerin, belgesinin gazetemize nasıl ulaştığını araştırıyor.

Yetmiyor, kendisinin ana unsuru olduğu hususlarda ifadeleri de bizzat alıyor.

Şimdi Temel gibi, "Hukuksuz, hukuksuz dedik. İnanmadınız. Bak şimdi ne oldi?" diyoruz.

Üçok, 6 kişi ile birlikte "çete üyesi olma, yağmaya azmettirme, haksız kazanç elde etme ve askerliğe ilişkin hususlarda çıkar sağlama" gibi suçlamalarla tutuklandı.

Bütün bu hukuksuz faaliyetleri, teknik takip ile de ortaya kondu.

Bir hayat kadını, asker kardeşine çıkar sağlamak için onunla birlikte bile olmuş...

Düşünün bu kişi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın en üst düzey görevli savcısı.

En kritik davaları soruşturan "hukuk" insanı...

Keşke demek doğru olsaydı ya da zaman geriye doğru sarılabilseydi şöyle derdim:

"Bütün bu suçlamaları bilen Türk Silahlı Kuvvetleri, keşke Üçok'u kendisi araştırıp son Yüksek Askeri Şûra'da resen emekli etseydi. Üçok yüzünden göz bebeğimiz ordumuz ve canını feda etme pahasına görev yapan şerefli subaylarımız yıpranmasaydı..."

*

"Tuz koktu" mu?

Türkiye arka arkaya iki şok yaşadı.

İlki yukarıda ele aldığım Albay Üçok davası.

Kritik soruşturmaları yürütmekten sorumlu ismin kendisi, suç çetesinin üyesi çıktı.

Diğeri de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın, uyuşturucu baronu Habib Kanat'la ilişkili olmaktan tutuklanması.

Arslan, ilgi çekici bir şekilde narkotik biriminin de bağlı bulunduğu isim.

Her iki olay da adeta "tuz koktu" dedirtti...

Ama olaya bir de sevindirici yönünden bakalım.

Her iki isim de güvenlik güçleri tarafından teknik takibe alındı ve suçüstü yapıldı.

Yani her birimde "çürük elma"lar var. Olabilir de...

Önemli olan "sağlam elmalar"ın ne kadar sağlam durabildikleri.

Ve çürükleri tespit edip, etkisiz hale getirmeleri...

 Görünen o ki, tuz kokmadı.

Aksine dayanıklılığı artırmak için sistem "salamura" yapıyor.

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT