1. HABERLER

  2. HABER

  3. Balyoz Sanıklarının Tek Sığınağı Dezenformasyon
Balyoz Sanıklarının Tek Sığınağı Dezenformasyon

Balyoz Sanıklarının Tek Sığınağı Dezenformasyon

Balyoz darbe planı davasında, sanıkların iddianameye yönelik girişimleri dikkat çekiyor. Üç ayrı mahkeme tarafından hukukîliği tescil edilen deliller, gerçek dışı iddialarla yok sayılmaya çalışılıyor.

11 Ağustos 2010 Çarşamba 05:32A+A-

Balyoz darbe planı davasında, sanıkların iddianameye yönelik girişimleri dikkat çekiyor. Üç ayrı mahkeme tarafından hukukîliği tescil edilen deliller, gerçek dışı iddialarla yok sayılmaya çalışılıyor. Bunun en somut örneği, Çetin Doğan'ın basın açıklamasında yer aldı. Doğan'ın 'üstünde mührüm yok' diyerek reddettiği CD'ler, TÜBİTAK'ta incelenmiş, 'Balyoz belgesidir' diye rapor edilmişti.

Camilerin bombalanması gibi kanlı eylemlerle ülkede kaos oluşturulmasını ve darbe yapılmasını öngören Balyoz planı davasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Davaya bakan mahkemenin verdiği yakalama emri, tartışmalı bir şekilde kaldırılınca, firari olma durumu bitti. Ancak mahkemenin devam etmesi tutuksuz yargılanacak olan sanıkları endişelendiriyor. Bu yüzden 3 ayrı mahkemenin hukukîliğini tescillediği deliller, dezenformasyon yoluyla reddedilmeye çalışılıyor. Ortaya atılan gerçek dışı bilgiler, resmî kurumların verdiği raporlarla çürütülmüş olmasına rağmen ısrarla aynı iddialar gündeme getiriliyor. Bunun son örneği, davanın 1 numaralı sanığı emekli Org. Çetin Doğan'ın açıklamalarında yaşandı. Doğan, yakalama kararının kaldırılmasının ardından hastane çıkışında basının karşısına geçip savunma yaptı. Balyoz darbe planının yer aldığı '11-16-17' numaralı CD'lerin içinde imzası ya da mührünün olmadığını söyledi. Ancak TÜBİTAK raporu bunu yalanlıyor. 17 Haziran 2010 tarihli rapor, Balyoz Güvenlik Harekât Planı semineri kapsamında hazırlanan CD'lerin tekrar yazdırılmayan türden olduğunu ve üzerine bir ekleme yapıldığı yönünde iz ve emarenin de bulunmadığını ortaya koydu. Böylece CD'lerin Balyoz planı kapsamında hazırlanan bir belge olduğu bilirkişi tespitiyle delil olarak iddianameye girdi.

Hastaneden taburcu olan Doğan'ın ilk işi basın açıklaması yapmak oldu. Doğan, "Ben mağdur edildim. Beni 15 gün burada tuttular." dedi. Doğan, yakalanma gerekçesinin 28 Şubat olduğunu iddia etti. Balyoz davasındaki ana suçlamalara değinmedi. Balyoz'daki cami bombalanması gibi eylemlerin kurgu ve tezgah olduğunu ileri sürdü. Doğan, iddianameyle ilgili, "Türkiye Gençlik Birliği Derneği'nden bahsediyor, 'Dost Kuvvetler' olarak. Türkiye Gençlik Birliği Derneği'nin kuruluşu çok sonra, biliniyor. Ne yazıyor? 'Ege Ordusu Komutanlığı' yazıyor. Ege Ordusu Komutanlığı'nın ismi sadece ve sadece Şubat 2007'de verilmiştir. Ondan önceki yazışmalarda bu yoktur." şeklinde konuşuyor.

Türkiye Gençlik Birliği Derneği, 1997 yılında kurulmuş. Doğan'ın 2006 yılında kurulduğunu söylediği ise Tüm Gençlik Birliği ve İşçi Partisi'ne yakın bir dernek. Bu durum gösteriyor ki; Balyoz planı hazırlandığında halihazırda Türkiye Gençlik Birliği diye bir dernek mevcut. Doğan, yeni konuşmasında, 'Büyük Ortadoğu Projesi'nden bahsediyor. "BOP, 2003'te Condoleezza Rice'ın Washington Post'ta yazdığı yazıda ilk defa geçiyor. 2004 yılında G-8 toplantısında resmileşiyor. Bizim Başbakan'ımız da 'ben eşbaşkanım' diye o zaman ortaya çıkıyor." diyor. Ancak yine tarih Doğan'ı yalanlıyor. Emekli Binbaşı Erol Bilbilik, Büyük Ortadoğu stratejisinin Bush yönetimi tarafından Colin Powell aracılığıyla 2002 yılında gündeme getirildiğini açıklıyor. Doğan, Balyoz planını da ilk yayınlandığında T24 isimli internet sitesine yaptığı açıklamada kabul etmiş ancak daha sonra bu şekilde darbe planı yapmadığını savunmuştu. Çelişkili açıklamalarıyla gündeme gelen Doğan, hastane çıkışı yaptığı konuşmayla mahkemede yapacağı savunmanın da ipuçlarını verdi. Doğan, bu argümanlarla yaptığı savunmasında hakim ve savcıların çapraz sorgusunda zorlanacak gibi görünüyor.

BÜŞRA ERDAL / ZAMAN

HABERE YORUM KAT