1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. Avcı'ya da "PH" tuzağına da dikkat!
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Avcı'ya da "PH" tuzağına da dikkat!

30 Eylül 2010 Perşembe 09:00A+A-

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkında mahkeme tutuklama kararı verdi.

Bu ne demek?

Savcılar delilleri inceledi. Suç unsuru buldu. Savunmasına başvurdu.

Ardından işlendiği düşünülen suçlar nedeniyle mahkemeden tutuklama talep etti.

Mahkeme hâkimleri, savcıların sunduğu delilleri ve iddiaları inceledi.

Avcı hakkında tutuklama kararı verdi.

Yani savcılar ve hâkimler, Avcı'nın Nejdet Kılıç isimli terör örgütü sanığı ile ilişkilerinin suç göstergesi olduğu konusunda aynı fikirde.

Yargı süreci devam ediyor...

Aslında Avcı bu tür hukuki süreçlere belki binlerce kez şahit olmuştur.

Hangi delilin hukuki, hangi delilin suç unsuru olduğunu herkesten çok iyi bilir.

Yine özel yetkili savcıların ifade davetine direndiği takdirde, polis zoruyla getirileceğini de gününe ve saatine kadar hesaplayabilir.

O halde yaşananlar ne anlama geliyor.

Kanaatim o ki, Hanefi Avcı dinlemeye takıldığını öğrendiği andan itibaren çok planlı bir "psikolojik harekât" yani "PH" yürütüyor.

Önce, "Beni yasa dışı dinlediler" suçlamasını yöneltti.

Gerçekte, yasal takip sonucu tesadüfen dinlemeye takıldığı ortaya çıktı.

Ancak kamuoyunda en önemli delil dinleme kayıtlarını şüpheli hale getirmeye çalıştı.

Avcı, "Devrimci Karargâh uyduruk bir örgüt" diyerek, kendisine uzanacak soruşturmayı kamuoyunda zayıflatmayı planladı.

Oysa örgütün bir komiseri şehit etmek de dâhil kanlı eylemleri apaçık ortada.

Dahası örgüte yönelik teknik takip 9 aydır sürüyordu.

Avcı, "cemaat"in kendisine komplo kurduğunu iddia etti.

"Haliç'te Yaşayan Simonlar" adıyla bir de kitap yazdı.

Kitabında "cemaat" ile ilgili delilsiz ancak çok ciddi suçlamalar sıraladı.

Ardından da "cemaat"in kendisine "cehennemi yaşatacağını" söyledi.

Böylece, evli olduğu halde bir kadınla evliyken kurduğu yasak ilişkinin ortaya çıkmasını örtmek istedi. Başardı da...

Terör örgütüne verdiği taktikler nedeniyle kaçınılmaz şekilde kendisine uzanacak bir soruşturmanın üzerine de gölge düşürerek, cemaat üzerinden "mağdur rolü" oynamaya başladı. Bazıları nezdinde başardı da...

Hatta kitabında özel yetkili savcı ve hâkimlerin tamamını "cemaatçi" olmakla suçlayarak, açılacak dava süreçlerine karşı gardını da aldı.

Rahatlıkla "Ben söylemiştim, işte gördünüz" diyebilir.

Nitekim mahkeme heyeti hakkında tutuklama kararı verince dostlarına "Tutuklandım. Haklılığım anlaşıldı" SMS mesajı gönderdi.

Dinlemeye takıldığı andan itibaren normal bir hukuki süreç olarak yaşanılması kaçınılmaz olayları, bir komplonun öngörüsü olarak sıralaması, yürüttüğü psikolojik harekâtın temelini oluşturuyor.

Kırmızı ışıkta geçerken son anda trafik polisini fark eden birisinin, "Şimdi beni durduracak ve ceza kesecekler" demesi gibi...

Avcı, farklı olarak cezayı kesecek ya da kendisini durduracak polis ve hukuk adamlarına "komplo" iddiasını güçlendirmek için bir de "cemaatçi" sıfatı takıyor.

Böylece kamuoyunun en azından bir bölümünün algısını saptırıyor.

Avcı'ya ithaf edilen delilli suçları, psikolojik harekât kabiliyeti olmayan başka bir emniyet müdürü yapmış olsaydı, eminim hiç kimse yargı süreci konusunda tereddüt yaşamayacaktı.

Hatta inanıyorum soruşturmanın derinleşmesi konusunda herkes destekçi olurdu.

Gelinen nokta Avcı'nın ne kadar başarılı bir istihbaratçı olduğunun göstergesi.

Hapse girerken bile bazılarının "kahramanı" olmayı başardı.

Hamleleri çok önceden hesaplayan bir satranç ustası gibi şimdi "Beni yargılayıp ceza verecekler" dese ve sonuçta bu gerçek çıksa, mahkeme kararından da şüphe mi duyacağız?

Avcı'ya da psikolojik harekât tuzağına da dikkat edin!

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT