1. YAZARLAR

  2. Asım Yenihaber

  3. “Atamısır” neden yok?
Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yazarın Tüm Yazıları >

“Atamısır” neden yok?

17 Şubat 2011 Perşembe 03:32A+A-

ABD’den gelen bir ses, Mısır olayları bağlamında bizi düşünmeye sevk etti. Demokrat Parti Colorado Senatörü Mark Udall, NBC kanalında katıldığı bir programda, Mısır’daki son gelişmeleri değerlendirmiş ve “Mısır’da Atatürk gibi bir lidere ihtiyaç var” diye konuşmuştu...

Mısır’ın Atatürk’ü olsa ne olurdu?

Her halde Mısır’ın Atatürk’üne “Atamısır” denirdi!

Yahut da “Ebulmısr”. Yani Mısır’ın babası!

Elbette bunları mizah olsun diye söylemiyoruz. Fakat, Türkiye’de olup bitenlere bakanlar “Atatürk” isminin 1930’lu yıllarda icadı karşısında kendilerini böyle bir havada hissetmişlerdir.

20. yüzyılda, bilmem kaç asırlık bir millete “ata” tayin ediliyor! Hem de o yıllar, Duçe’lerin, Führer’lerin iktidar yılları. Parlak unvanların Avrupa’da faşist ve nazizst partilerin liderlerine verildiği yıllar...

İtalyan basını artık Benito Mussolini demiyor, Duçe diyor. Alman basını Adolf Hitler demiyor, Führer diyor...

Türkiye’nin neden Atatürk’ü var?

Neden elin ABD’li senatörü Türkiye’nin Atatürk’ünden memnuniyetini, “Mısır’da da olsa” diye dile getiriyor?

Bugün ABD, Mustafa Kemal’in Atatürk olduğu dönemin İngilteresi yerine geçmiştir. 20. Yüzyılın başında dünyanın zembereğini İngiliz İmparatorluğu kuruyordu.

1. Dünya Savaşından sonra dünyayı esas olarak İngiltere şekillendirdi. Aslan payını kendi aldı, müttefiki Fransa’yı da boş bırakmadı. Biraz da diğer müttefiki İtalya’ya ihsan etti.

İngiltere, Ortadoğu-İslâm dünyasına hakim olabilmek, enerji kaynaklarını elinde tutmak için Osmanlı Devleti’nin tasfiyesinin şart olduğunu biliyordu.

Bunu işgalci bir güç olarak Osmanlı Devleti’ni yıkarak yapmaya kalkışsa idi, maliyeti çok büyük olacaktı. Düşünün bir: Vahdetdin’i İngilizler kovmuş! Hilafeti İngilizler kaldırmış!

O padişah, o halife on yıla kalmaz İstanbul’a alayı vâlâ ile dönerlerdi!

Hem tahrib edilmek istenen merkezi ülke Anadolu’da ciddi tepkilerle karşılaşırdı, hem de İslâm dünyasının diğer bölge ve ülkelerinde –ki büyük bir kısmı sömürgesi idi- ciddi reaksiyonlar ortaya çıkardı.

Osmanlı Devleti’nin Türkiye’nin Milli Mücadele önderlerine tasfiye ettirilmesi İngiliz siyasetinin en büyük başarılarından biridir. İngilizler 20. Yüzyılı böylece kurtarmışlardır. Bugün bu tasfiyenin doğurduğu problemler bastırılmışlıkları yıkarak avdet ediyor ve bugünün dünya hakimi ABD’nin önüne geliyor.

Osmanlı Devleti varken, ona pamuk ipliği ile de olsa bağlı olan başka bir müslüman devlet daha vardı: Mısır. 19. Yüzyılın sonunda İngilizlerin kontrolü altına girmişti ama, Türkiye ile bağları kesilmemişti.

Türk-Osmanlı hanedanlı bu devlet etnik Arap devleti olmaktan ziyade, ikinci bir Osmanlı gibi idi. Hanedan türkçe bilir ve konuşurdu. Yüksek bürokrasi ve askeriye de öyle. Türkiye ile ilişkiler devletler arası ilişkilerin ötesindeydi.

İskenderiye ile İstanbul arasında muntazam gemi seferleri vardı...

Mısır’a ille de bir Atatürk aranırsa bu Nasır olabilir!

Osmanlı yadigârı yeşil zemin üzerine üç hilalli Mısır bayrağını da o kaldırmıştır.

Nasır neden tam bir Atatürk değildir?

Çünkü onun zecri “devrim”lerini yapmaya kalkışmamıştır. Yani zorla kılık kıyafet değiştirmeye girişmemiş, alfabe değişikliği, dil devrimi gibi yollara gitmemiş, hele de laiklik ilan etmemiştir!

Yoksa Nasır da milliyetçi, halkçı, inkılapçı, cumhuriyetçi, devletçi ve de gizli laik bir liderdir. O Mısır’ın gerçek Atatürk’ü ne zaman olabilirdi? İsrail’i mağlub etse idi!

Eğer Nasır böyle bir zafer kazansa idi, hiç şüphe etmeyin Atatürk’e taş çıkartacak bir Atamısır olurdu!

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT