1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Aşı olsak da olmasak da eşitsizlik sürmeye devam ediyor!
Aşı olsak da olmasak da eşitsizlik sürmeye devam ediyor!

Aşı olsak da olmasak da eşitsizlik sürmeye devam ediyor!

Dün en çok konuşulan konular, savaş, açlık ve kıtlıktı. Bugün onların bir benzeri aşılar konuşuluyor. Aşı olsak da olmasak da etkilerine muhatap oluyoruz. Adaletsizlik ve eşitsizlik ise çok uzun bir süredir gündemimizde yer alıyor.

27 Ocak 2021 Çarşamba 17:04A+A-

Ergün Yıldırım YeniŞafak’taki köşesinde; pandemi, salgın ve aşının etkileri ile ekonomik hayatın dengesizliği arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Dün en çok konuşulan konular, savaş, açlık ve kıtlıktı. Bugün onların bir benzeri aşılar konuşuluyor. Aşı olsak da olmasak da etkilerine muhatap oluyoruz. Dünyanın zenginleri pandemi sürecinde zenginliğini katlarken, fakirler yine fakir kalmaya devam ediyor. Eşitsizlik almış başını gidiyorken ülkelerin buna karşı önlem almamaları da farklı eşitsizlikleri doğuruyor.

 

"Epidemi sınır tanımıyor. Dünyada milyonlarca insan öldü. Dünyanın süper gücü ABD’de bile ölüm sayısı 500 binlere doğru gidiyor. Ekonomi geriliyor, kimi yerlerde kıtlık emareleri bile ortaya çıkıyor. Siyasetler korona salgını etrafında dönüyor. Otoriterlik artıyor, demokrasi düşüşe geçiyor. Devletler, gündelik yaşam üzerinde daha fazla göz kulak sahibi oluyor. Dünya üzerindeki sosyal hareketliliğin hızında büyük bir düşüş var. İnsanlar ülkelerine, şehirlerine ve evlerine kapanıyor.

Aşılar, insanlara büyük umutlarla ve büyük komplo teorileriyle beraber geliyor. İnsanlar dünyada aşılar etrafında düşünüyor ve konuşuyor artık. Bir toplumsal kesim “bilim gelişti, çözüm üretti ve aşıları buluyorken, aşıyla bu salgına karşı kendimizi koruyacağız” diyor.

Umutla aşıya koşuyor ya da aşıyı bekliyor. Diğer grup ise ”aşı bir oyundur” diyor. İnsanların DNA’sı ile oynayacaklar. Beynine girip, kanına girip her şeylerini kontrol edecekler. Kısırlaştırma yapacaklar. Dünya kalabalık. Bunu azaltmak istiyorlar. Dünyanın her yerinde yeni şirket siyasetleri insanları yönetecek. Yahudiler ve Siyonistler bunun arkasında. Bill Gates de Yahudi zaten. Tüm bunların arakasında da o vardır!

Aşının gücüdür bütün bunlar. Ona karşı olanlar ve ona umut bağlayanlar. Sonuçta onunla seferber oluyorlar. Onunla yatıp onunla kalkıyorlar. Aşılar, büyük salgın dönemlerinde tarihe müdahale sayılabilecek etkide bulunan fenomenler. Koleraya, çiçeğe, vereme karşı icat edilen aşılarla insanlar şifa buldu. Derdi dünyada veren Allah, dermanı da dünyada veriyor. Pastör kuduz aşısını bulan kişi. İlkokuldan beri tanırız. Belki dünyada en fazla tanınan biridir. Türkiye’de onun yanında yetişmiş Hüsamettin Efendi, Baytar Mektebinde Mehmet Akif’in hocası. Akif’in odasında da Pastör’ün fotoğrafı varmış. Çünkü Akif baytar. Kuduz vakalarıyla karşılaşıyor. Kim bilir, belki de onların korkunç hallerini görüyor. Bunu yok etmede aşının önemini tecrübe ediyor ki onu icat eden Pastör’ün fotoğrafını odasına asıyor.

Şimdi epidemik toplum olduk. Salgın etrafında oluşan, hareket eden, duran ve refleksler ortaya koyan bir toplum. Ölüm, hastane, entübe, kovit, pandemi, Covid-19 gibi kelimelerle konuşuyoruz. Hafta sonlarımız, tatillerimiz, alışveriş alışkanlıklarımız artık epidemi tarafından belirleniyor. Kısıtlama ve serbestliğimizi salgın yönetiyor. Salgın, bizi kuşatan bir olgu. Daha fazla insanın ölümüyle karşılaşıyoruz, daha fazla insanın ölüm haberini alıyoruz. Endişelerimiz ve korkularımız artıyor.

Aşılar, işte burada karşı olanlar için bile büyük bir umuda dönüyor. Toplum artık salgından daha fazla aşıları konuşacak. Muhabbetler onun etrafında dönecek. Haberler ve dedikodular aşıyla geçecek. Aşı oldun mu, kim aşı oldu, neden o aşı oluyor soruları çoğalacak. Siyasetçiler, zenginler ve üst bürokratlar aşıda da ayrıcalıklara sahip olacaklar.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreteri itiraf etti: Dünyanın en zengin 49 ülkesinde 39 milyon dozdan fazla aşı uygulanırken, düşük gelirli diğer tüm ülkelere ise 25 milyon doz verildi. Küresel bir STK olan OXFAM’ın yeni yayınladığı bir araştırma çarpıcı bulgulara sahip. Dünyadaki en zengin 10 kişinin varlıklarının salgın sürecinde mal varlıkları 540 milyar dolar artmış. Araştırmacılar sadece bu parayla bile dünya üzerindeki bütün insanlara yetecek korona virüsü aşısı satın alınabileceğini söylüyorlar. “Eşitsizliğin artmasıyla birlikte insanların eski düzenlerine ulaşması 14 kat daha zor olacak” tespitinde bulunuyorlar. Korkunç bir eşitsizlik. Aşı eşitsizliği bu. Aslında dünyadaki eşitsizliğin aşı üzerindeki yansıtması. Paraları ve hegemonyaları olanlar aşılardan eşitsiz biçimde yararlanıyor.

Aşı eşitsizliği sadece ülkeler arası ilişkilerde yürüyen bir olgu değil. Toplumların kendi içinde de devam ediyor. Zenginler, başka ülkelere giderek aşı oluyor. Türkiye’den BAE’ye giderek aşı olan burjuva çevreleri var. Zenginler ve ulusal hegemonyada merkeze yerleşenler aşıya öncelikle sahip oluyorlar. Aslında bu kesimlerin toplumda sahip oldukları ayrıcalıkları dışa vuran bir gerçeklik bu. Hegemonyanın merkezinde yer alanlar güç, saygınlık, sağlık, güvenlik ve ulaşım açışından her zaman ayrıcalıklı kimseler.

Şimdi de aşıda ayrıcalıklı oluyorlar. Genel toplumsal eşitsizliğin ve adaletsizliğin aşıdaki yansıması.

Epidemik toplum, aşı etrafında seferber olan bir sosyoloji içinde yürüyor. Burada ayrıcalıklar, öteki, eşitsizlik, ölüm ve ölümün eşitsiz paylaşımı var. Kamuoyu bir süre bu pratiği yaşayacak. Siyaset, muhalefet çevresiyle bunu gündeme getirecek. İktidar da genel toplum alanında ürettiği hizmeti konuşacak. Aşı, artık en önemli politik ve sosyolojik fenomen."

HABERE YORUM KAT