1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Artık Her Ölümü, Biber Gazına Bağlayacaklar!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Artık Her Ölümü, Biber Gazına Bağlayacaklar!

15 Eylül 2013 Pazar 05:43A+A-

Sokakta Gezi isyancılarından başka hiç kimsenin olmadığı geceyarısı, kaldırım üstündeki gencin cansız bedenini gördüklerinde.. Damdan düştüğünü bilmedikleri için “Polis öldürdü” demelerini “hata olmuş” diye yorumlayabilirsiniz de..
Her ölümü, “biber gazı etkisi-biber gazı kapsülü yaralaması-iç kanama” gerekçelerine bağlamaları, artık biraz ayıp kaçıyor..
İnsanların zekası ile, adeta alay ediliyor.
Kadıköy’de Serdar Kadakal kalp krizi geçirip ölmüş.
Darbeci medyada hemen propaganda başladı: “Biber gazından etkilendi..”
Merak edip sorguladım.. Sadece İstanbul’da her gün, 150 civarında insan ölüyormuş.
Yakındır; Mezarlıklar Müdürlüğü’nün “vefat edenler” listesini alıp kopyalamaları..
Ölenlerin hepsini, “Biber gazından Kadıköy’de ölenler. Beyoğlu’nda ölenler. Beşiktaş’ta ölenler..” başlıkları altında, listeler halinde yayınlamaları.. Normal ölümleri, ‘biber gazı’ ölümü diye tanıtmaları..

Gezi isyanı olaylarında, Ali İsmail Korkmaz ile ilgili kamera kayıtları üç kez silinmiş.
Beş kez silinmiş.
Bir daha silinmiş.
Bir defa daha silinmiş.
...
Bu minvalde yüzlerce haber yapılıyor.
Ali İsmail Korkmaz’ın olayı ile ilgili kamera kayıtlarına bu kadar önem veren, olayın üzerinden haftalar geçmesine rağmen sürekli gündemde tutmaya çalışan medyamız, benzer bir “kamera kaydı skandalı” ile ilgili ne yapmıştı?
Hayır bir hırsızlık olayı ile, bir insanın ölümüne ilişkin kamera kaydını karşılaştırmayacağım.
Vereceğim örnekte de, bir can gitmişti..
Kastettiğim olay, Danıştay cinayeti.
Danıştay cinayetinde de, “kamera kayıtları vardı-yoktu” tartışması yaşandı. 
“Kamera arızalı idi, görüntü yok. Tam da bir gün önce, kameranın görüntü aktardığı harddiski, arıza sebebi ile sökmüştük” dediler.
“Ne tesadüf?!” dedik.
Dediğimizle kaldık.
“Bir gün önce, failler keşif yapmışlar. Bari onun görüntüleri var mı?” diye sorduk.  
Onun da silindiği ortaya çıktı. 
Tüm bu işler, Özel Kuvvetler’den emekli bir albayın sorumluluğundaki OYAK Güvenlik’te yaşandı.. 
Şimdi soru şu: “Ali İsmail eksenli kamera kayıtları ile ilgili gelişmeleri, onlarca/yüzlerce defa haber yapan malum medya, Danıştay cinayeti eksenli kamera kaydı silinme haberlerini kaç defa yapmıştı?”
Ben diyeyim sıfır..
Siz deyin bir!
O arada bir şey işte..
Danıştay eksenli cinayetin kamera kaydı skandalı ile ilgili tüm gelişmeleri, gezi isyancısı medyadan değil, muhafazakar medyadan takip ettiniz. 
Hem de o cinayetin, türban yüzünden işlendiği iddia edilerek, muhafazakar medya susturulmak istendiği halde..
O halde bunların derdi “haber” değil..
Dertleri “haber” olsa idi, Danıştay cinayetindeki kamera kaydının silinmesi ile de, bu kadar yakından ilgilenirlerdi..
Daha vahimini söyleyeyim.
Ali İsmail olayında, kamera kaydı, sadece dayak görüntülerini ortaya çıkaracak. 
Ölüm  bir ay sonra hastanede olduğu için, ölümle ilgili zaten bir kamera kaydı aranmıyor.
Dayaktan sonra hastaneye gidiliyor. Taburcu ediliyor.. Eve gidiyor. Ertesi günü tekrar hastaneye gidiyor.. Falan filan..
Kısacası, failler direkt kasdi ölümden yargılanamaz..
Ama Danıştay olayında, kurşunlar sıkılıyor. Anında ölüm yaşanıyor..
Dolayısı ile kamera kaydı, Ali İsmail’den çok, Danıştay cinayetinde önemli.. Kamera kayıtları; direkt cinayetin tetikçilerini, azmettirenlerini ortaya çıkaracak. Kasti bir suç, belki de tümü ile deşifre olacak.
Buna rağmen, Ali İsmail olayındaki kamera kayıtlarına verilen önemin binde biri, Danıştay cinayetindeki kamera kayıtlarına verilmedi..
Değerlendirmemi, subjektif mi buldunuz.
Google’da arama yapın. “Ali İsmail” ve “kamera” kelimelerini yanyana yazın. Arayın. Sonuç 380 bin..
Danıştay ve kamera kelimelerini yazın. Arama yapın.. Sonuç 437 bin..
Birisi; Türkiye’deki tüm idari işlemlerin hukuka aykırılığının tesbit edileceği, bu minvvalde gezi parkının yapılıp yapılmayacağına karar verecek olan. Onun gibi tüm Türkiye’de nerenin yeşil-nerenin bina olacağına karar verecek olan Danıştay’ın bir üyesinin, görev başında iken, kasten öldürülmesi ile ilgili kamera kayıtlarına ilişkin haber sayısı..
Diğeri de, bir üniversiteli gencin, ani gelişen olaylar zincirinde dövülerek ölümüne sebebiyet verilmesine ilişkin kamera kayıtlarına ilişkin haber sayısı...
Danıştay cinayetinin 7 yıl önce yaşandığını.. Dolayısı ile 437 bin sayısının 7 yıllık rakam olduğunu.. 
Ali İsmail olayı ile ilgili kamera haberlerinin ise sadece iki ayda 380 bin olduğunu da dikkate alın..
Ve söyleyin, “Ali İsmail’in kamera kayıtlarının silinmesi ile bu kadar ilgilenenler, Danıştay cinayetindeki kamera kaydı silinmesi ile niçin hiç ilgilenmediler?” 
Neden acaba?
Danıştay’daki kamera kaydının, derin devleti deşifre edecek olması mıydı acaba, ilgilenmeme sebebi?

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT