Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Yeni Zelanda ‘da iki farklı camide gerçekleşen Müslümanlara karşı yapılan terör saldırısını kınamak için Sıhhiye Abdi İpekçi parkında bir araya geldi. Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde Brenton Tarrant isimli terörist tarafından Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen terör saldırısını kınayan grup, hayatını kaybeden 49 Müslüman için gıyabi cenaze namazı kıldı.

Basın açıklamasından önce konuşan İHH Ankara sorumlusu Mustafa Sinan , “Buraya gelmemizin sebebi herkesin malumudur ki yapılan o büyük katliamdır. 49 kardeşimiz şehit oldu. Allah inşallah bize buralara Müslümanların katledilmeleri hasebiyle değil de muzafferiyetlerini duyurmak için gelmeyi nasip etsin. Bugün aynı zamanda Siyonist İsrail Aksa’nın kapılarını kapatıyor. Mescid-i Aksa’yı da yalnızlaştırıyorlar. Akabinde halkı Müslüman olup da yönetiminin diktatörler ve zalimane tavırlara sahip olduğu bir çok İslam ülkesinde kanlar akmaya devam ediyor. Bugün aynı zamanda Halepçe katliamının 31. yıldönümü. Orada da , 9. senesine giren Suriye’de de Müslüman kardeşlerimiz şehit edilmeye devam ediliyor. Yemen’de, Doğu Türkistan’da ve diğer İslam ülkeleri hakeza.” Dedi.

Sinan’ın konuşmasının ardından basın açıklamasına geçildi. Açıklama metnini  Ankara İnanç Özgürlüğü platformu adına platform sözcüsü Zeynel Abidin Özkan okudu.

Okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

Yeni Zelanda’da dün yaşanan ırkçı saldırıda 49 şehidimiz onlarca yaralımız var. İki camiye eş zamanlı düzenlenen menfur saldırı ırkçılığın ve İslam düşmanlığının ulaştığı vahim tabloyu gözler önüne sermektedir.Saldırı öncesi yapılan 2 yıllık hazırlık, özenle yazılan 74 sayfalık bildiri, silahlarının üzerindeki mesaj niteliğindeki isim ve tarihler ve katliamın canlı yayın eşliğinde yapılmış olması; bu eylemin anlık bir öfke patlaması veya psikolojik bir rahatsızlığın neticesi olmadığı,aksine belli bir kitleyi harekete geçirme ve benzeri eylemleri yaygınlaştırma amacı güden planlı, organize ve nokta atışı bir eylem olduğunun ispatıdır. Gözü dönmüş katiller Cuma namazını bekleyen içlerinde çocuklarında bulunduğu cemaati canlı yayında katlederek 49 kardeşimizi şehit etmiş, 40'tan fazla kardeşimiz yaralanmıştır.

 Her fırsatta “İslami terör” yaftalamasıyla İslam ile terörü özdeşleştiren batılı güçler; bu fanatik haçlı zihniyeti ile yapılan katliamı “hristiyani terör” olarak niteleyecek midir? Bu bağlamda biz Müslümanların böyle bir nitelemede bulunmasını nasıl karşılayacaklardır?

Son yıllarda batıda git gide yükselen İslam düşmanlığı dünya üzerinde Müslümanların hiçbir yerde güvende olmadığını göstermektedir. Yıllardır Avrupa ve Amerika genelinde yaşanan ırkçı saldırılar, Doğu Türkistan’da Çin zulmü, Filistin’de İsrail zulmü, Arakan ’da Budist zulmü ve daha birçok coğrafyada zulme, sömürüye, işkenceye ve soykırıma tabi tutulan Müslümanlarken, terörist ilan edilen yine Müslümanlar oluyor. Bu saldırıların hiçbirine batıdan kayda değer bir tepki de yükselmiyor.  Her fırsatta demokrasi ve insan hakları nutukları atanlar kendi aleyhine yapılan eylemleri bahane edip ülkeleri bile işgale kalkışıyorken söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorlar.

Teröristin saldırı öncesinde yayınladığı 74 sayfalık bildiride özellikle İstanbul ve Ayasofya üzerinden verilen mesaj haçlı ruhunun İstanbul’un fethini ve Ayasofya’nın cami yapılmasını hala hazmedemediğini ve amacın bu ve benzeri hezimetlerinin rövanşını almak olduğunu göstermektedir.