HAKSÖZ-HABER

Resmi ideoloji ve kurucusuna yönelik en ufak eleştirilerin dahi ceza konusu olduğu Türkiye’de üst yargı bu kez düşünce ve ifade özgürlüğü lehine olumlu bir adım attı. Yaşar Gören hakkında yerel mahkemenin verdiği 1.5 yıllık hapis cezası kararını iptal eden Anayasa Mahkemesi, bu vesileyle yargıyı resmi ideoloji ve kurucusunu koruyup kollama aparatı olarak kullananlara da düşünce özgürlüğünü hatırlatmış oldu.

Sosyal medyadaki paylaşımlarından ötürü yerel mahkemece yargılanan Yaşar Gören, 5816 sayılı yasa gereğince 1.5 yıl hapse mahkum edilmiş ve bu karar İstinaf Mahkemesi'nce de onaylanarak kesinleşmişti. Mağdur avukatlarının davayı AYM’ye taşıması üzerine kararı inceleyen Anayasa Mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak yeniden yargılama yolunu açtı.

Konuyla alakalı olarak açıklamada bulunan Yaşar Gören şunları kaydetti:

“Facebook'taki 12 adet paylaşımımı 5816 sayılı yasaya aykırı bulan İstanbul Anadolu 64'üncü Asliye Ceza Mahkemesi, 2 yıl önce beni, Atatürk'e hakaretten 1.5 yıl hapse mahkum etmişti. Karar, istinaf mahkemesi'nce de onaylanmış ve kesinleşmişti...

ANAYASA MAHKEMESİ MAHKUMİYETİMİ İPTAL ETTİ

YEREL MAHKEMEYE, FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ HATIRLATMASI YAPTI VE YENİDEN YARGILANMAMIN YOLUNU AÇTI

Anayasa Mahkemesi'nin önceki gün açıklanan 29-3-2023 tarihli kararına göre, gerçek tarihi bilgileri paylaşmak Atatürk'e hakaret değildir. Oysa, yerel Mahkemenin verdiği mahkumiyet kararı Anayasa'nın 13 ve 26'ncı maddelerine açıkça aykırıdır.

Anayasa Mahkemesi, kararında Anayasa'nın 26'ıncı maddesini hatırlattı ve karar metninde bu maddeyi açıkça yazdı: Anayasa Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.

Şimdi ben de soruyorum: 5816 bir kanundur. Bir kanun nasıl olur da Anayasa'nın 26'ıncı maddesinden üstün olabilir? 5816 Anayasaya aykırıdır ve kaldırılmalıdır. Kaldırılmalıdır ki tarihi gerçeklerin yayılmasını engellemek isteyen Kemalist hakimlerin elinde bir bahane kalmasın...”