1. YAZARLAR

  2. Asım Yenihaber

  3. “Adalet”ten başka ne isteyebiliriz ki?
Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yazarın Tüm Yazıları >

“Adalet”ten başka ne isteyebiliriz ki?

13 Ocak 2011 Perşembe 00:08A+A-

Türkiye’de bir “yüksek hukuk oligarşisi” olduğunu Anayasa ile ilgili halk oylaması sırasında herkes fark etti, derk etti, idrak etti.

Hatta Mısır’daki sağır sultan duydu. Afganistan’daki Kör Ömer gördü.

Görmeyenlere, duymayanlara son bir ses kaydı daha erişti: Ey millet, duyun, görün, anlayın!

Ve Yargıtay’ın tepesindekiler bu oligarşinin kendilerini ilgilendiren tarafını savunmak için halk oylaması sırasında siyasî mahiyette açıklamalar yaptı. Anayasa Mahkemesi ile öncelik çatışması içinde oldukları için, onunla ilgili değişiklikleri es geçtiler, fakat HSYK konusunda seslerini alabildiğine yükselttiler.

Duyanlar “hukuk konuşuyor” sandılar. Adalet’in dile geldiğini düşündüler.

Oligarşi nedir? Yunanca olan bu kelime şöyle açıklanıyor: “Bir zümrenin, bir kaç kişinin, küçük bir grubun, bir takımın idaresi, takımerki”.

Yüksek hukuktaki “takımerki” her şeyi yapmaya kaadir. “Beyaz”a siyah, “siyah”a beyaz demek dahil.

Eğer doğru ise, isminin baş harfleri HYA olan bir yüksek hakim muhatabına “ne istiyorsun, onama mı bozma mı, şuraya yaz” demiş. (Bir not: Eskimez yazıda bu üç harf bir araya gelince “hayâ” olur. Mânası bilenlere malûm!)

Adamın ne istediği önemli. Adalet değil!

Adam “bozma” istiyorsa veya “tasdik” hiç önemi yok. Şipşak tamam!

Eğer bu hukuksa, Türkiye’de hukuk yok!

Mevzu mafya ile ilgili imiş. Muhatabı yüksek hâkimi neyle itham ediyor biliyor musunuz? Sözünde durmamakla!

Söz verip sözünde durmamak bir insanlık ayıbı, hele de bir hâkim için kabul edilemez bir durum.

Bu hâkimin mafyaya söz vermesi önemli değil, söz vermesi önemli. Söz verdi mi tutacaksın. Tutmayacağın sözü vermeyeceksin!

Hâkim söz vermiş. Mafyanın adamı yüksekten konuşuyor. Belli ki, bu söz haybeden verilmemiş.

Bakın ne diyor adam: “Allahım Yarabbim yaa. Bi daha öğleden sonra ben buraya gelmem ya hemen yaz hadi...”

Siz bir yüksek hâkimin huzuruna çıkabilir misiniz? Hem de davanız varsa? Hadi diyelim ki ne yapıp yapıp çıktınız, davanızla ilgili konuşabilir misiniz? Diyelim ki konuştunuz...

“Öğleden sonra gelmem, hemen yaz hadi!” diyebilir misiniz?

Adalet istiyorsanız, diyemezsiniz. Hukuk istiyorsanız, diyemezsiniz!

Peki “Üyeliğini ispat et.. Bi adam sözünde duracak yaa.” Diyebilir misiniz?

“Yargıtay üyesi, Yargıtay başkanı... öldürecem ben sizin hepinizi...” diyebilir misiniz, derseniz ne olur?

Bu soruların cevabını vermektense, eski Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi başkâtipliğinden emekli Hilmi Ergüney’in “Türk Hukukunda Lügat ve Istılahlar” kitabından hâkimlerin nitelikleri ile ilgili bir kaç cümle aktaralım. Sözümüz anlayana:

“Hakim hakim, fehim, müstekim ve emin, mekin, metin” olmalıdır.

HYA, bunlar ne demek biliyor musun? Bilsen o makamda bir saniye işin olmaz.

Hâkim, bilge, kavrayışlı, doğru ve güvenilir, oturmuş, kararlı, korkusuz olmalıdır!

Şu cümleleri yer darlığından açıklamadan aktaracağım. Merak eden sözlüklere bakarak anlasın: Hâkim meclis-i muhakemede alış veriş ve mülatafa (şakalaşma) gibi mehabet-i meclisi izale edecek ef’al ve harekattan ictinab etmelidir.

Hakim iki hasımdan hiç birisinin hediyesini kabul etmez.

Hakim mütehasımeynden hiçbirisinin ziyafetine gitmez. Esna-yı muhakemede hâkim taraflardan birisini evine kabul etmek ve mahkemede biri ile yalnız kalmak veya işaretle, gizli ve yabancı lisanla konuşmak gibi töhmet ve sui zanna sebeb olabilecek hal ve harekette bulunmamalıdır...

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT