
Abbas diktası Filistin’in sömürgeleştirilmesine nasıl katkı sağlıyor?
Ramona Wadi, Mahmud Abbas’a bağlı Filistin Yönetimi’nin ABD ve CIA ile olan ilişkilerine dikkati çekerken Abbas diktasının Filistin direnişine açıktan zarar verdiğini vurguluyor.
Ramona Wadi / Middle East Monitor
Filistin Yönetimi'nin İsrail ve ABD'ye olan bağımlılığı onu Filistinlilere ihanet eder hale getirmektedir. İsrail medyası bu hafta Filistin Yönetimi İstihbarat Şefi Majed Faraj'ın Washington'da ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) yetkilileriyle görüşeceğini bildirdi.
Faraj 1994 yılından bu yana Filistin Yönetimi'nin güvenlik teşkilatının bir parçası ve 2007 yılında Askeri İstihbarat Başkanı olarak atandı. Faraj 2009'da Filistin Yönetimi'nin Genel İstihbarat Servisi'nin başına geçti. Bu Faraj'ın gençliğinde El Fetih'le olan ilişkisinden çok farklı bir durum, zira bu süre zarfında İsrail tarafından defalarca hapse atılmıştı.
Filistin Yönetimi ve İsrail ile kurduğu ilişkilerin anlamı Filistin'in sömürgecilik karşıtı mücadelesinin tamamen yok edilmesidir. Peki, Abbas'ın istihbarat şefi olan Faraj'ın CIA ile görüşmesi ne anlama geliyor? Aslında CIA'in sicili her şeyi anlatıyor...
Ghassan Kanafani'nin Filistinlilerin sömürgeci emperyalist tahakkümle karşı karşıya olduğu ve Filistin'deki sömürgecilik karşıtı mücadelenin zorluğuna ve zorunluluğuna dönük kararlı ifadelerini hatırlamakta fayda var.
Belki de 2001 yılında CIA Direktörü George Tenet tarafından önerilen Tenet Planı, ABD'nin İsrail'in yararına sorunsuz bir güvenlik koordinasyonu sağlamaya ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Bu planla ABD, Filistin Yönetimi ve İsrail'e gözetleme ve iletişim ekipmanları sağlıyor. Aynı zamanda plan Filistin Yönetimi'ni Filistinli direnişçiler -ABD'nin resmi söylemiyle “teröristler”- hakkında bilgi vermekle yükümlü kılıyor.
Bir maddede “Filistin Yönetimi Batı Şeria ve Gazze'deki teröristleri yakalamak, sorgulamak ve hapsetmek için derhal harekete geçecek ve güvenlik komitesine yakalananların isimlerini ve yapılan eylemlerin bir özetini sunacaktır” deniyor.
2009'da CIA'in Filistin Yönetimi'nin güvenlik servislerinin eğitimine müdahil olduğuna dair haberler ortaya çıktığında, teşkilatın o dönemki sözcüsü Paul Gimigliano şöyle demişti: "Bu teşkilatın bir şekilde diğer istihbarat servislerini yönettiği düşüncesi kesinlikle yanlıştır. CIA sadece sağlam istihbarat sağlayan yasal yöntemleri destekler ve bunlarla ilgilenir."
Elbette bu açıklama ciddiye alınacak bir tarafı yok. Filistinlilere sadece Filistin Yönetimi'nin güvenlik birimleri tarafından ağır işkenceler yapılmakla kalmadı. CIA'in işkenceyi öğrettiği, ABD dış politikasına biraz ilgi duyan herkesin bildiği bir gerçek...
El Cezire'ye sızdırılan ve Ocak 2011'de yayınlanan Filistin Belgeleri, ABD'li General Keith Dayton'ın Filistin Yönetimi'nin güvenlik güçleri için eğitim merkezleri kurulmasındaki rolünü ve bu merkezlerin Hamas'la bağlantılı Filistinlilerin gözaltına alınması ve işkenceye maruz bırakılmasındaki rolünü ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Abbas'ın Gazze'de iktidar için yarıştığı mevcut senaryoda, Filistin Yönetimi ile CIA arasında süregelen bağlantılar Filistinliler için sadece daha fazla felaket anlamına gelebilir. Kısa süre önce Filistin Yönetimi'nin güvenlik birimlerinin Cenin'i nasıl zayıflattığını ve İsrail'in binlerce Filistinli mülteciyi kamptan zorla çıkarmasına nasıl olanak sağladığını gördük.
Geçtiğimiz ay Faraj'ın Washington'da CIA yetkilileriyle bir araya gelmesiyle birlikte Abbas yönetiminin dış gündemlere ilişkin söylemlerini de unutmayalım; Filistin Yönetimi ulusal çıkarlar ile dış müdahale arasındaki çizgiyi nerede çiziyor veya gerçekten böyle bir çizgisi var mı? Filistin'in sömürgeleştirilmesi Abbas'ın yardımıyla gerçekleşiyor ancak Filistinliler uluslararası toplum tarafından da terk edilmiş durumda. Dünya, şiddetin faillerine bakmak ve onları sorumlu tutmak yerine zalimlerin meşru bir şekilde özgürlük için mücadele edenleri yok etmesini bekliyor!
Middle East Monitor’de yayımlanan makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.











HABERE YORUM KAT