Genelkurmay Başkanlığı, 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili iki sayfalık detaylı bir açıklama yaptı.

Sürece ilişkin ayrıntılara dalınca tam bir şok ile karşılaşıyorsunuz.

3 general "terfi ve atama kararnamesine" sivillerin "getirmeyin imzalamayız" şeklindeki reddetmesine rağmen konulmuş.

Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanları da Kara, Deniz ve Jandarma'da görevli 3 ismin terfi listesinde yer alması nedeniyle kararnameyi onaylamamış.

Dolayısıyla liste yeniden Genelkurmay'a iade edilmiş.

Genelkurmay, 3 ismin yer almadığı bir "Terfi ve Atama Kararnamesi" hazırlamış.

Onlar onaylanmış.

Genelkurmay, 3 ismin haklarındaki "yakalama emri" kaldırılınca yeniden terfi kararnamesi hazırlayıp, bakanlıklara teklifte bulunmuş.

Yine kabul edilmemiş.

Yani 3 isim hiçbir zaman terfi etmemiş.

Şimdi her 3 isim de terfi edemedikleri ve bulundukları rütbede kalma süreleri de dolduğuna göre, kanunen 30 Ağustos'ta emekliye ayrılmaları gerekiyor.

Ancak Genelkurmay 3 isimle ilgili emeklilik işlemlerini başlatmak yerine, idari izin yoluyla onları koruma yolunu seçmiş.

3 ismin terfisi ve atanmaları için yapılan "dayatma"da açık bir ısrar söz konusu.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3 general ile ilgili nihai kararını 15 Ekim'de veriyor.

Oysa bu tarih itibariyle tam 45 gündür emekliler.

Genelkurmay buna rağmen mahkeme kararını gerekçe göstererek 19 Ekim'de 3 ismin atama ve terfisinin yapılması için Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na yeni bir yazı gönderiyor.

Yazıda "30 Ağustos 2010 tarihinden geçerli olmak üzere terfi ve atama" yapılması isteniyor.

Dikkat edilirse Genelkurmay, bu yazı ile geriye doğru işlem talep ediyor.

"Fiili" durum ile terfi ve atama dayatması yapılmaya çalışılıyor.

Aksi durumda bu 3 general kanunen açık şekilde emekliler.

Milli Savunma ve İçişleri bakanlıkları geriye doğru terfi talebine "ilgili personel hakkında emeklilik işlemlerine ilişkin belgelerin birer suretinin gönderilmesi" cevabı veriyor.

Yani 3 generalin hukuken emekliye ayrılması gerektiği hatırlatılıyor.

Genelkurmay bu talebe de direniyor.

Gerekçe olarak da 24 Ağustos'ta 3 ismin dava açmasını gösteriyor.

Sonuçta Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı, Genelkurmay'a yazı gönderip Balyoz darbesi sanığı 3 ismin açığa alınmasını talep ediyor.

Sivil otorite 60 yıl sonra yasal bir hakkını kullanmak zorunda kalıyor.

Ve 3 isim açığa alınıyor.

Sonuç olarak Türkiye bugün yok yere çıkarılmış bir krizi tartışıyor.

Orgeneral İlker Başbuğ'un giderayak miras bıraktığı krizi...

BUGÜN