Yazın gelmesiyle neşe ve sürurumuz, göz nurlarımız, ciğer parelerimiz ve istikbalimizin teminatları olan yavrularımız, akın akın camilere gelerek hınca hınç bu mâbedleri doldurdular memleketin pek çok köşe bucağında.

 

Büyük hamd u senalar olsun ki, çok kısa bir süreliğine bile olsa, mescitlere dolup taşan bu minnacık yavrularımıza ciddi bir İslami eğitim verilip azami gayretler sarf edilse, onlara çok şeyler verebiliriz. Ya da aynı zamanda tam tersi maâzallah, çok şeyler de kaybettirebiliriz.

 

Düşünün; bu günahsız sabi yavrularımız içersinde, kim bilir belki de ilk defa camiye ayak basmış, camilerin o lahuti havasını hayatında ilk defa soluyacak, teneffüs edecek olanlar var ve Rabbimizin mekânları olan mescitlerin manevi güzelliklerine ilk kez şahit olacaklardır.

 

Ya Rabbimizin en güzide mekanları olan camiler hakkında çok mükemmel ve unutulmaz bir imaj bırakacak, ya da hayatları boyunca unutamayacakları ve belki de ta büyüyene kadar bir daha ayak basmayacakları; korku dolu, dayak, tokat atılan, azarlama yeri, çağ dışı soğuk bir mekân; girilemeyen manasız bir yer olarak o minnacık belleklerinde ölünceye kadar yer edecek; böylece kötü bir imaj bırakmaya sebebiyet vermiş olacağız.

 

 

Değerli dostlar!

 

Sakın ola ki bu yaz kurslarını kâle almayan, önemsemeyen bilinçsiz ve şuursuz kişilerden olmayalım. Yeter ki bu minnacık yavrularla gereği gibi ilgilenenlerimiz olsun, hiç ummadığımız ve gerçekten hiç tahmin bile edemediğimiz harikulade gelişmeler elde edeceğimizi ifade etmek istiyorum.

 

Bunun için son derece azami çaba ve gayret sarf eden imam kardeşlerimizin olduğunu bilmek bizlere mutluluk veriyor. İlahi rıza uğruna bunca zahmete katlanan dava eri hoca kardeşlerimizin elbette Cenab-ı Mevla bu samimi çalışmalarını zayi etmeyecek, yaptıklarının karşılığını çok daha fazlasıyla ihsan buyuracaktır inşallah.

 

Ama tam tersi bu yavrucaklara Allah ve Peygamber sevgisi vermek bir yana, hiç bir öğrenci okutmadığı halde, bir yerlerden 5. sınıfı bitirmiş çocukların isim listesini Müftülüklere vererek, bundan kazanç elde eden insafsızlar da yok değil. Sistemin goygoyculuğuna soyunmuş bu tipleri de Hak Teala elbette ki dünyada ve ahirette cezasız bırakmayacaktır!

 

Camilere gelen her bir yavrumuzun, yaşı ne olursa olsun başımızın üstünde yeri var. Varsın camiyi kirletsinler, haylazlık yapsınlar, bağırıp çağırsınlar; Bizler camilerin bakım ve temizliğini bir şekilde yaparız. Yeter ki bu cıvıl cıvıl yavrucaklar, düzenli olarak bu kısacık zaman diliminde camiye geliyor olsunlar. Ya da gelmeleri için her türlü imkan ve fedakarlığı ortaya koymuş olalım.

 

Sanırım çoğumuzun Yaz Kur’an Kursları ile ilgili iyi ya da kötü hatıraları vardır: Camiye ilk gittiğinde saçı sakalı birbirine karışmış, Cehennem zebanileri gibi sopası elinde, iri ve korku dolu gözleriyle minnacık yavruların kalbine korku salarak söven, döven, falakaya yatıran gaddar “hocalar”a da şahit olunmadı değil! Ta çocukluğunda bu tip kimselerin gadrına muhatap olup da bir daha asla camilerin semtine bile uğramayan insanlar da yok değil bu memlekette.

 

Peki Rabbimiz (c) Kur’an’da: “Biz sizin içinizden, sizden olan öyle bir Peygamber gönderdikki, o Peygamber size çok düşkün, size karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” diye ferman buyururken, acaba insanları Allah’ın dininden soğutan, ya da soğutmaya bir şekilde sebep olan bu kimseler yarın Rablerinin huzurunda O’na nasıl bir hesap vereceklerini hiç düşündüler mi?

 

Öteden beri, çok kısa bir süre olmasına rağmen, 60-70 yaşına ayak bastığı halde, hala Yaz Kur’an Kurslarından öğrendiği bilgileri gururla söyleyen ve bununla övünen insanlarımız da var ki camilerde icra edilen bu faaliyetin onlara kazandırdığı duyarlılıkların önemini de belirtmek gerek. Ana-babası, ailesi veya da başka bir yerden öğrenme imkanı bulunmamış bilgileri, Yaz Kurslarında öğrenmesi böyle onlarca insan için büyük bir nimet olsa gerektir.

 

Öyleyse hayatı boyunca kendisine yol gösterecek ve şiar olacak Yaz Kurslarımızı ve bu ortamlarda icra edilen dini faaliyetler sonucunda oluşan duyarlıkları son derece ciddiye almak zorundayız. Çünkü belirttiğim gibi çoğu insan için büyüdükten sonra, hayatın verdiği stresten, işten-güçten, kötü çevreden, ya da değişik nedenlerden dolayı, Rabbini, dinini, Peygamberini, Allah’a nasıl kulluk edeceğini öğrenme imkânını elde edemeyen insanlar için, bu güzel Kurslarımızın ne anlam ifade ettiğini, herhalde daha fazla anlatmaya gerek yoktur.

 

Cenab-ı Mevla layıkıyla bu dini tebliğ etmeyi, özellikle bu günahsız yavrulara, Allah adına bir şeyler verebilmeyi, onlara şefkat ve merhametle kol kanat germeyi; bu meyanda azim, sabır, samimiyet ve azami fedakarlıklarla İslam mayasıyla bu minnacık canları yetiştirmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin. (AMİN)

 

KERİM’İ MÂBUD OLAN RAHMAN’A EMANET OLUNUZ!