1. YAZARLAR

  2. Hasan Hanefi

  3. Türk devrimi ve Arap devrimi
Hasan Hanefi

Hasan Hanefi

Yazarın Tüm Yazıları >

Türk devrimi ve Arap devrimi

19 Kasım 2010 Cuma 00:42A+A-

Türkler ile Araplar arasında şu an yaşanan duygusal empati yeterli değil. Bu empati iktidardaki rejimlerin politikaları doğrultusunda artıyor veya zayıflıyor.

Modern çağda iki deneyim arasındaki karşılaştırma, geride hiçbir şey kalmayan Arap devriminin Türk deneyiminden öğrendiğini ifade eder. Türk devrimi büyüyor, gelişiyor ve eğitiyor. Kavramlar denetime muhtaçtır. Türk devrimi ve Arap devrimi, yahut Türk deneyimi ve Arap deneyimi veya Türk devriminin doksan yıllık süreci ve Arap devriminin altmış yıllık süreci. Türk devrimi Arap devriminden otuz yıl önce yaşandı. Burada Arap devriminden kasıt Irak

Libya ve Yemen'deki Arap devrimlerine model olmuş Mısır devrimidir. Gerçi Suriye'deki Arap devrimi de üç yıl önce yani 1949'da gerçekleşti.

Bununla birlikte modern çağda benzer ve farklı yönlerini tespit etmek için Türk ve Arap deneyimlerini karşılaştırmak mümkün. Her ikisi de Arapların ve Türklerin modern tarihinde olumlu yahut olumsuz yönde iki bariz alamettir. Türk devrimi 1923'te Osmanlı hilafetini alaşağı ettiği gibi Arap devrimi de 1952'de krallığı ve kapitalizmi alaşağı etti. Türkiye, Yunanistan tarafından işgal edilmişti ve Osmanlı ordusunun Viyana kapılarına dayanması gibi Yunan ordusu da Ankara kapılarına dayanmıştı. Mısır, Britanya'nın işgali altındaydı ve Britanya ordusu Süveyş Kanalı'ndaydı. Üssü Kahire'den 70 km ilerideydi. Türkiye ve Mısır'daki devrimin başlığı modernlik ve bir çağdan ötekine geçişti. Türk devriminin Mısır devrimi üzerindeki etkisi olumluydu. Kemal Atatürk ile Cemal Abdünnasır, Kemal ile Cemal arasında fark yoktu. Hatta birçok aile çocuklarına Türkiye'deki modernleşmenin kahramanlarının isimlerini verdiler. Örneğin Enver Paşa ismi Mısır'daki eski cumhurbaşkanı Enver Sedat'a verildi.

Her devrim düzeltici bir hareketle yapıldı. Türk devrimi sakin şekilde AKP'nin seçilmesine götürdü. Mısır'daki devrim 15 Mayıs 1971'deki düzeltme hareketiyle yapıldı. Devrimden karşı devrime geçildi. Devrim politikaları o vakitler iktidarın zirvesinde bulunan tek bir adamın etkisiyle ve halkın desteği olmaksızın medyanın alkış tutmasıyla tam tersi politikalara dönüştü. Politikalar 180 derece değişti. Sosyalizmden kapitalizme, kamu sektöründen özel sektöre, Doğu'yla koalisyondan Batı'yla koalisyona, İsrail'le barış, müzakere ve tanımaya 'hayır' gibi üç 'hayırdan' İsrail'le barışa, müzakereye ve tanımaya geçildi. Fiyatların ve iskânın belirlenmesinden, gıda maddelerinin desteklenmesinden fiyat ve kira serbestliğine, sanayi ve ihracattan ithalat ve tüketime geçildi.

Türk devrimi geçmişten din, dil ve kültürden koparak başladı ve Batı laikliği deneyimini taklit etti. Türkiye'nin büyüklüğü geçmişe dayalıydı ve bu büyüklüğü İslam Doğu Avrupa'da, Balkan ülkelerinde yaydı. Arap ve Asya bölgesine yönelik Batı emperyalizmine karşı İslam ülkelerini korudu. Sonra Türkler yollarını düzelttiler ve deneyimlerini geçmişle yeniden bağladılar. Mısır devrimi de 1952'de geçmişten koptu. Başta Vefd Partisi olmak üzere partiler kapatıldı. Boşluk içinde ülke yönetildi ve alternatif siyasi bir örgütlenme kuramadı.

Türk devrimi başlarda laikliği seçti. Yarım asır sonra Erbakan liderliğindeki tepki yaşandı. Sonra AKP ile üçüncü yol yani laik değerlerin kültürel mirasla gerçekleştirilmesi yolu ortaya çıktı. Mısır deneyimi de gözlere toprak serperek İslam şeriatını yasamanın ana kaynaklarından biri olarak belirledi. Bu durum karşı devrimde de sürdü, ilim ve iman gibi İslam sloganları yükseltildi, Nasırcıların tasfiyesi için kullanılmak üzere köktenci cemaatler desteklendi ki Camp David anlaşması sonrası rejime darbe yapıldı. İslam'ın stratejik tercih olarak seçilmesinde izlenen politikaların desteklenmesi için dinin kullanılması sürdü. Medya kanalları aracılığıyla siyasî boşluğu doldurmak ve ulusal kimliğin zayıflaması sonrası mezhepçi ve dinî kimlik çıkarmak için televizyon hocaları çoğaldı.

Türk devrimini yapan askerler 'jön Türkler' ve Turancı milliyetçilik çağrısı yapanlardı. Mısır devrimi yapan askerler ise 'hür subaylar'dı. Sonrasında Türk devrimi askerlerin siyasetteki rolünü kaldırarak, askerî darbeler politikasını yasaklayarak ve iktidarın sivillere bırakılması için generallerin rolünü askerî rol kılarak kendi yolunu düzeltti.

Bağımsız yargı olmadan toplumun gücü olmaz. Türk deneyimi yargı sistemini ve Anayasa Mahkemesi sistemini düzeltti. Artık yargı erkler arasını ayırmada adil bir hakem oldu. Mısır deneyiminde ise siyasî rejim yargı katliamı denen müdahalede bulundu. Ardından devlet güvenlik gerekçesiyle yargı kararlarına müdahale etti. Türk deneyimi yolunun düzeltilmesinde halka, nezih seçimlere ve halkın iradesini temsil eden parlamentoya başvuruldu. Yeni çoğunluk ve azınlık klasik ulusal Türk deneyimini ifade ediyor. Mısır deneyiminde ise başlarda yönetim, liderin gücüyle halkın çıkarlarını ifade ediyordu. Mısır deneyiminde göstermelik seçimlere rağmen halk iradesi sahteciliği sürdü. İç siyasette Türk deneyimi sanayileşme ve ihracat siyaseti izlerken Mısır deneyimine ithalat ve tüketim zihniyeti hakimdi.

Devrimin başlarında Türkiye'de modernleşme projesi vardı ve bu proje yerel bölgesel ve uluslararası şartların değişmesiyle yeni formüllerle devam etti. Mısır devriminde ise ulusalcı ve özgürlükçü proje 1973 Ekim savaşı sonrası karşı projeye dönüştü. Ardından proje ve karşı proje tamamen yok oldu. Diğer Arap ülkeleri yeni kalkınma projesi imkânına rağmen boşluğu doldurmaya çalıştı. Siyasi hayal bulunsa da siyasi irade eksikti. Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El İttihat, Mısırlı yazar, 13 Kasım 2010

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT