1. YAZARLAR

  2. Ahmet Taşgetiren

  3. Tiyatro ve Görüntüler
Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Tüm Yazıları >

Tiyatro ve Görüntüler

04 Kasım 2016 Cuma 12:26A+A-

Adam bostana girmiş, elindeki çuvala kavunları dolduruyor. Bu arada bostanın sahibi çıkagelmiş. Adamın başına dikilmiş. Adam bostan sahibini görünce afallamış, durum hiç iyi değil, sorgulayan gözlere bakıp, bir cevap bulması lazım.

- Aşırı rüzgar vardı, onun beni uçurmasından korktum, bu kavunun köküne tutunarak uçmaktan kurtulmaya çalışıyorum.

Bostan sahibi;

- Onu anladık, demiş, peki ama bu çuvaldakiler ne?

Adam bocalamış.

- Ben de tam onu düşünüyordum, demiş.

.....

- Tiyatro, dedi F.G. 15 Temmuz için. Tayyip Erdoğan bizi yemeyi kararlaştırdı, darbeyi kurguladı ve hemen peşinden tasfiyeyi başlattı.

- Ya o hayatını kaybedenler?

- Onları da gözden çıkardı tiyatroyu yazanlar!!!

F.G, bunu bütün tabana anlattı. Hayret taban onu kullanmaya başladı.

Taban tıpkı bunun gibi AK Parti’nin tepeden tabana mut’a’ya bulaştığına da inanmıştı. Tahran, bir kadın ayarlayıp işi bitiriyordu.

İnandı buna taban!

Peki ya bu görüntüler ne?

Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve bilmem kimler.

Ne arıyorlar Akıncı Üssü’nde?

Neden girip çıkıyorlar odalara? O üsteki askerlerle ilişkileri ne?

Tarla bakmaya gelmişler öyle mi?

Amerika’ya da tarla bakmaya mı gittiler yoksa Adil Öksüz ve Kemal Batmaz birlikte?

15 Temmuz’dan iki gün önce Akıncılar Üssü civarında tarla bakmak için mi geldiler Amerika’dan birlikte?

Ah acayip taban! Ah aldatılmaya hazır kitle!

Ve ah, bu kitlenin zihin dünyası üzerinde hoyratça tepinen Kumpasçılar.

Ne garip, bu tiyatro söylemine Avrupa’da, Amerika’da inananlar da çıktı.

Ama şu görüntüler FETÖ’yü, 15 Temmuz darbe girişimindeki rolünde çok net olarak ele veriyor.

Şimdi FETÖ’nün Adil Öksüz’le Gülen’in ilgisinin bulunmadığına... Adil Öksüz’le Kemal Batmaz ve ötekilerin ilgisinin bulunmadığına... Akıncılar Üssü’ndeki görüntülerin gerçeği yansıtmadığına... O görüntüler gerçekse bile bunların darbe ile alakasının bulunmadığına... Adı geçen her şüphelinin oralara tarla bakmaya gittiğine... İnandırması lazım.

Tabii başka şeyler...

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı derdest edenlerin ona “Seni Gülen’le görüştürelim” dediğine dair ifadelerin gerçeği yansıtmadığına...

İtirafçı subayların birini bile F.G’nin tanımadığına...

Neye şaşırıyorum biliyor musunuz?

Birincisi, bu yapıyla bir şekilde irtibatlı olan kimselerin, bunca yalana inanıyor olmasına...

Düşünüyorum ki, bir kimsede bir tek yalan görürsünüz ve kararınızı verirsiniz. Böylesine yalan olmaz, dersiniz. Bu yalanı söyleyen her şeyi yapar dersiniz. Tayyip Erdoğan’a ya da Davutoğlu’na, Abdullah Gül’e, Hakan Fidan’a mut’a izafe edildiğini gördüğünüzde uyanmalısınız.

“Ahmet Taşgetiren daha çok para aldı da karşımıza geçti” denildiğini gördüğünüzde yalan maskesi düşmeli, azıcık Taşgetiren’i tanıyanlar nezdinde. Yooo, her şeye inanıyorsunuz, bu nasıl bir akıl, nasıl bir duygu ve muhakeme?

Ben bazı şeyleri gördüğümde “Bu kişi Allah’a ve ahirete inanıyor mu?” diye soruyorum. Bu, mesela biraz Allah’a ve Ahirete inanmanın çerçevesini bilen birisi için çok önemli bir ölçüdür. Adam yalanı su gibi içiyorsa, bu, Ahiret’teki hesabı dikkate almıyor anlamına gelir.

Ne diyorsunuz, “Ben bunların binde birini tanımıyorum” sözünün gerçekle ilgisi var mı? Bunu nasıl söyler söyleyen Ahiret’i gündemine alarak?

Şaşırdığım ikinci şey, böyle, Adil Öksüz’lü bilmem kimli adamlarla darbe gibi bir çılgınlığa kalkışmaktır. Adil Öksüz ve kuyruğuna takılmış generaller... Filmini çekseniz Kemal Sunal’ınkiler kadar traji-komik yapı çıkar ortaya.

Işık Koşaner, darbe girişiminin askeri planlama açısından kalitesi üzerine ne diyor bakın:

“...gazetelere yansıyan bölümüyle değerlendirdiğimde, hatalı, zayıf, askeri planla alakası olmayan, “kurmay emeği” yok denecek kadar az olan, üstün körü planlanmış ve amacının ne olduğu belli olmayan bir girişim...”

Taban, ey taban, sefaleti görüyor musunuz?

Tam da bunun için mi girmiştiniz böyle bir yola, varınızı yoğunuzu ortaya koymuştunuz?

Gülen yuvarlandı tepeden aşağıya. Hayat imtihandır. Son nefese kadar düzgün yürümek lazım.

Gel, diyorum, gel ve asıl sana inanan insanlara hesap ver. Tam da bu bataklığa mı çağırmıştın onları?

Star

YAZIYA YORUM KAT