1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. Süper zeval: DANIŞTAY
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Süper zeval: DANIŞTAY

24 Ocak 2011 Pazartesi 00:33A+A-

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru meselesi ve istinaf mahkemeleri hadisesi, yüksek yargının zaten hiç düzelmeyen moralini bir kez daha bozdu.

Yargıtay ve Danıştay, pabuçlarının dama atılacağı telaşıyla, ne yapacaklarını şaşırdılar. Yoksa Eğitim-İş Sendikası’nın ilan ettiği gibi bir “zafer” falan değil, Danıştay’ın el çabukluğu marifet cinsinden jet hızıyla aldığı ALES kararı... Altta; süper ile normal arasında süren başka bir mücadele var:

Eyvah! Küçük, normal ve gerçek kişiler, hak aramaya çıkacak...

Haşa!

Olimpos Dağının bulutlu tepesinde yaşayan bu mitolojik tanrıların huzuruna sen kim oluyorsun da çıkmaya hazırlanıyorsun?

O tepede devlet oturur.

Çarpar adamı.

Devlet kim?

Büyük, süper ve gerçek olmayan kişi.

Zeval; işte bu süper ile normal arasındaki dengesizlik ve akıl dışılıktan neşet ediyor. Küçük, büyüğe... Gerçek, gerçek olmayana kurban ediliyor. Tıpkı 1612’de herkesin üstünde ve saf akılla donatıldığını iddia eden Kral I. James gibi... Bizdeki yüksek yargıçlar da, herkesin ötesinde ve herkese eşit olarak tatbik edilmesi gereken hukukun üstünde, kayıtsız, eleştirisiz, la’yüsel, saf aklın timsaliymiş gibi hareket ediyorlar... Oysa Kral’a hakikati hatırlatan bir Yargıç vardı 1612 İngiltere’sinde. Üst mahkeme yargıcı Edward Coke: “Kuşkusuz majesteleri hiç kimseye bağlı değildir. Ancak Kral da Tanrı’ya ve yasalara uymak zorundadır” demişti.

Şimdi Danıştay’daki majestelere de, birilerinin çıkıp, Tanrı’dan olmasa da hiç olmazsa yasadan, hukuktan, adaletten bahsetmesi gerekiyor. Ne ki aynı majesteler, “yargının bağımsızlığı” klişesinin keyfini sürmekteler. Oysa yargı bağımsızlığı, yargının hukuk tanımazlığı veya yasal denetim dışılığı değildir. Yani yüksek yargı da kanuna uymakla mükelleftir. Bağımsız yargı, kafasına göre, suç veya ceza ihdas edemez. Suç da, ceza da kanunla belirlenir. Kanunda tanımlanmamış bir eylemi suç ilan etmek ve ceza kesmekse, keyfiliktir, gayrı ciddiliktir ki hukuk adına yaşanacaklar o kerteden sonra, süper yetki zevalidir, tiranlıktır, diktadır...

Kadınlara, kanunda yazılı olmadığı halde, giysileri üzerinden suç atıp ceza kesmek, dünyanın hangi hukuk sisteminde var?

Bu ülkede, sırf bazı yargıçlar, giysilerini uygun bulmadığı, kötü örnek olarak gördüğü ya da beğenmediği için, örtülü kadın ve kızları, hayatın her safhasından silebilmek adına ellerinden geleni yaptılar... Bazı silahlı kuvvetlerse, giysilerinden dolayı bazı kadınları, ülkede birinci düşman ilan ettiler... Birtakım sivil ve silahsız kuvvetlerse, aynı örtülü kadın ve kızların, hayatın kıvamını ve göz zevklerini bozduğu gerekçesiyle sindirilmelerini yıllarca alkışladılar...

Danıştay, “rol kapma” dürtüsüyle verdiği son kararında, kadınların yolunu bir kez daha kesmiştir. Yol kesen, gasp eden, el atan, kadınların hayatını çalan Yüksek Yargı’mız maalesef süper yetki ve süper zeval aşamasındadır...

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT

5 Yorum