1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Samanyolu Haber Kime Hizmet Ediyor?
Samanyolu Haber Kime Hizmet Ediyor?

Samanyolu Haber Kime Hizmet Ediyor?

Allah’ın dinine değil cemaatin menfaatlerine hizmet eden, Rasulullah’ın değil Fethullah Gülen’in sünnetine tabi olan, doğruluk ve tutarlılık değil de takiyye ve pragmatizmi kişilik olarak benimseyen bir hareketin ve zihniyetin tanıdık bir icraatıyla karşı

05 Temmuz 2008 Cumartesi 09:32A+A-

İftira Kampanyası ile Samanyolu Haber Kime Hizmet Ediyor?

 

Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek isimli programa katılan Nuray Bezirgan ve Kevser Çakır'ın "Atatürk'ü sevmiyoruz" sözleri Kemalist camiadan çok her nedense Fethullah Gülen'e bağlı çevrelerde büyük bir endişe yarattı. Samanyolu haber grubu Nuray ve Kevser kardeşlerimizle ilgili önce zihinlerde şüphe uyandıran, sonra provokatörlükle suçlayan haberlere şimdi de ajanlık yaftası vurdukları haberler yapmaya başladılar.

 

4 Temmuz saat 18:00 civarında internet üzerinden "Şok Bağlantı" anonsuyla duyurulan "Humeyni polemikçisinin bursu CHP'den!" başlıklı haber Zaman-Samanyolu medya grubunun hastalıklı-paranoyak kafa yapısına ve bu perspektifin "cemaat-hizmet için" iftiraya ne kadar yatkın olduğuna yeni bir delil olarak orta yerde duruyor. Hiçbir belgeye ve beyana dayanmadan yapılan haberde "Türkiye'yi karıştıran sözleri söylerken rahat tavırlarıyla dikkat çeken Kevser Çakır'ın 2007'nin başından beri CHP'li Kadıköy Belediyesi'nden düzenli olarak burs aldığı" yazılıyor. Haberin hemen altında büyük ve renkli puntolarla "Fatih Altaylı'nın Teke Tek Programında Örtülü Provokasyon: Tıkla İzle" linki veriliyor.

 

Televizyonda sarf ettiği sözler dolayısıyla Kevser Çakır'ın zaten gergin olan gündemin üzerine benzin döktüğünü, açıklamaların zamanlamasının dikkat çekici olduğunu ve sağduyulu kamuoyu tarafından provokasyon olarak yorumlandığını ifade eden Samanyolu Haber editörleri Humeyni polemiğinin büyük bir toplum kesimine mal edilmeye çalışılmasından kaygılı olduğunu vurguluyor.

 

Haber kendi cemaatini, kurumlarını ve fikriyatını merkeze alan tipik bir sağ-muhafazakâr pragmatizmin ürünü olarak karşımızda duruyor. Ne Kevser Çakır'ın ne de Nuray Bezirgan'ın Fethullah Gülen cemaatiyle veya fikriyatıyla hiçbir ilişkisi yok. Onlar adına veya onları ilzam edecek sözler de sarf etmiyorlar. Onların zeminini veya imkanlarını da kullanmıyorlar üstelik. İyi ama Fethullah Gülen çevresinin yayın organları neden ısrarlı bir biçimde bu ülkede "Müslümanlar tarafından Humeyni'nin sevilemeyeceğini, Atatürk'ün ise çok sevildiğini" ispata çalışıyorlar acaba? Veya Müslümanların Humeyni'yi sevmesinden, Atatürk'ü sevmemesinden neden rahatsız oluyorlar? Nihayet bu müşkül pesent rahatsızlık bir camiayı nerelere sürüklüyor diye ibretlik bir tablo ile karşılaşıyoruz.

 

Kevser Çakır'ın CHP'li Kadıköy Belediyesi'nden burs aldığı haberi büyük bir yalan ve iğrenç bir iftiradır. Kevser Çakır hiçbir belediye veya vakıf-dernekten geçmişte de bugün de burs almamıştır. Burs alma haberini Kevser Çakır da Kadıköy Belediyesi de yalanlamakta fakat Samanyolu Haber "Elimde belge var!" ısrarıyla yalanını devam ettirmektedir. Kevser Çakır özel bir üniversitede okumakta ve bu yüzden burs kapsamında değil. Ayrıca Kadıköy ilçe sınırları dahilinde ikamet etmemektedir. Ellerinde Kadıköy Belediyesi tarafından Kevser Çakır'a havale edilen bir banka dekontu olduğunu söyleyen Samanyolu editörleri ne TC kimlik nosunu, ne doğum yerini ne de diğer herhangi bir bilgiyi teyit edebiliyor. Fakat editörler inadım inat mantığıyla adeta burunlarından kıl aldırmıyor ve "Haberimiz %100 doğru!" diye diretiyorlardı. Açıkça masa başında üretilen ve konjonktüre uygun bir tarzda dizayn edilen haberde akıl, mantık, ahlak ilkelerini ezip geçen hem CHP'ye hem Humeyni'yi sevip Atatürk'ü sevmeyenlere hem iç hem de dış dengelere şapşalca bir stratejik mesaj geçen cemaat-hizmet anlayışıyla karşı karşıyaydık.

 

Allah'ın dinine değil cemaatin menfaatlerine hizmet eden, Muhammed Rasulullah'ın değil Fethullah Gülen'in sünnetine tabi olan, adaleti ve Müslümanların maslahatını değil de güç dengeleri bağlamında konjonktürel hesapları kriter kabul eden, doğruluk ve tutarlılık değil de takiyye ve pragmatizmi kişilik olarak benimseyen bir hareketin ve zihniyetin tanıdık bir icraatıyla karşı karşıyayız aslında.

 

Fakat bu haberden daha da korkunç olan durum ise haber altı yorumlarda ortaya çıkıyordu. Hizmet-Işık evlerinde üretilen 'Altın Nesil'in sadece milliyetçi-mistik karakterde değil aynı zamanda cemaat yararına yalana-iftiraya teşne, herkese hoşgörü adı altında kendilerinden farklı düşünen Müslümanlara karşı edepsizce saldırabilir bir nitelikte programlandığının görülmesidir. Ne ahlaken ne de siyaseten aklı başında olmayan, adaleti ve merhameti kuşanamamış şakirtler yetiştirmenin nasıl ve kime hizmet ettiği ve edeceği Müslümanlar arasında tartışılmalıdır. Kemalist-ulusalcı çetelerin yayın organlarıyla oluşturduğu iftira kampanyalarının ne bizim ne de kamuoyu üzerinde kalıcı bir etkisi olamaz. Ancak İslamsı mesajlar vererek yeni dönemde iktidara gelmenin hesaplarını yapan bu çevrenin kamuoyunda vesveseler, desiseler, şüpheler ve açıkçası sapmalar oluşturma ihtimali güçlüdür.

 

İftiralara, özellikle de namazlı-abdestlilerin iftiralarına karşı duyarlı olmak durumundayız. İffetli insanlara iftira atan, zanlarla, vesveselerle Müslümanları şüpheli duruma düşürmeye kalkışanlara karşı sessiz kalınması sadece müfterileri cesaretlendirir. Samanyolu çalışanları ve okuyucuları hem insanlık nezdinde hem de Allah'a hesap verileceği günde arkalarında duramayacakları icraatlardan imtina ederlerse kendi faydalarınadır. Yalan, iftira, suizan, nifak büyük günahlardandır ve cehennem bu günahların failleri için bir döşek olarak hazır bekletilmektedir. Allah Teala insanlara adaleti, ihsanı ve iyiliği emrediyorken ters yollara sapmanın, saptırmanın vebali büyüktür. Siz ne kadar yanlışta ısrar etseniz de özre ve tövbeye yanaşmasanız da bizden hatırlatması.

 

Kenan Alpay

HAKSÖZ-HABER