1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Modern-İlkel Tapınmalar, Ve..
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Modern-İlkel Tapınmalar, Ve..

11 Kasım 2015 Çarşamba 22:42A+A-

[email protected]

Önce bir anekdot..

28 Şubat 1997 Askerî Darbesi günlerinde, resmî ideoloji ikonunun tapıcılarının hortlattığı bir histeri nöbeti daha başlıyor.. Ve, R. M. isimli bir tv. proğramcısı cazgırlık yapıyor: ‘Erdoğan’ın filancaya ‘inek’ dediği bir video kaydını ele geçirdik, haberlerden sonra...’

Yurt dışındayım..

‘Böyle bir şey olmuş mudur, sahi?’  diyorum kendi kendime ve merakla izliyorum. O görüntü, umumî istek üzerine denilerek, daha sonra da tekrar tekrar yayınlandı.

Ama, o görüntüde, kimseye ‘inek’ denilen bir söz yoktu.

*

Mes’ele ne miydi?

Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı..

Gençlerle sohbet ediyor. ‘Toplumların gelişmesi önündeki en büyük engel sizce nedir?’  gibi bir sual üzerine, bir Afrika- Hind hikayesi anlatıyor.

Kısaca şöyle:

Afrikalı bir devlet adamı, Hindistan’a gidiyor. Başkent Yeni Delhi’nin havaalanından şehir merkezine giderken, yolda saatlerce bekliyorlar.. Trafik hiç ilerlemiyor.

Afrikalı, ‘Hiç açılmayan bir trafik tıkanıklığı nasıl olur?’ diye soruyor, Hindli mevkıdaşına..

O da diyor ki: ‘Efendim, inekler bizim tanrılarımızdır. Bir inek yol üzerinde yatsa, onu kimse kaldıramaz; keyfince kalkıp giderse, ne âlâ..’

Bunun üzerine Afrikalı, ‘Ahh mister diyor, siz yine de şanslısınız.  Çünkü sizin inekler hiç değilse, sonunda kalkıp gidiyor, yolunuz açılıyor. Bizdekiler ise, heykellerini diktirdiler,  onları oradan sökmeden yom açılmayacak..’

*

Oradan gelelim, bir başka anekdota..

1976 senesindeydi sanırım, Millî Gazete’deki sütunumda, ‘Kapkara Bir Gün..’  başlığıyla bir yazı yazmıştım. 

Yazıda, ‘mythos’laştırılmış, ‘ikon’laştırılmış, bir siyasî figürün ölüm gününde resmî prosedür gereği çekilen nutuk ve yazılardaki sığlık ve ilkellik hatırlatılıp bu durum eleştiriliyordu.

H.Ç. isimli bir senatör bu yazıyı Meclis Genel Kurulu’nda okudu.. Tabiatiyle, bana yönelik ‘Yuuuhh!’ sesleri arasında..

(Merhûm) Erbakan o zaman, Demirel başkanlığındaki 4’lü koalisyonda Başbakan Yardımcısı; Türkeş ve T. Feyzioğlu’yla birlikte..

Gazeteye hemen destur veriyor, ‘Selahaddin o konuyu sürdürmesin, konuyu kapatın!.’

*

Ben ise, gazeteye yeni yazımı getirmiştim. Yazıda, o senatöre, ‘O Meclis’de beni ‘yuhh’lasalar bile, öyle bir topluluğa o yazımı dakikalarca okumak imkanı bulamazdım ve okusam bile onlar anlamazlardı da. Sen okudun teşekkür ederim..’ diyordum.

Ama, Hoca’nın da desturu vardı.  Yazı İşl. Md. arkadaş, küçük bir ‘numara’ yaptı ve o yazım, gazetenin sadece Ankara baskısında yer almadı, diğer baskılarda yayınlandı. Konu da kapandı.

*

Dün, yukarıdaki anekdotları tekrar hatırladım. Görülüyordu ki, fikirler güya hür, ama, zihinler hâlâ kelepçeli..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç dünyasını bildiğimi zannettiğim için, nelere kerhen katlandığını tahmin edebiliyorum. Ama, üççeyrek yüzyıl önce ölmüş bir kişiye kendinden öncekiler gibi gidip, sanki o kişi okuyacakmış gibi, ona hitaben bir şeyler yazmasını ve hele de, yazdığını yüksek sesle tekrarlamak şeklindeki ve önceden olmayan; A. N. Sezer’den kalma, -sosyolojik açıdan-klanların tapınmaları’nı andıran bir ilkel geleneği sürdürmesini yine de yadırgadım.

Halbuki, 15 sene öncelerde, o deftere yazılanlar sonra görülüyordu. Ki, bir keresinde T. Çiller’in, o mezarda yatan kişiye hitaben yazdığı mesajını, ‘Görüşmek üzere!’ diye bitirdiği, sonra görülmüştü.

*

Son yüzyıllık sosyo-politik tarihimizin önemli bir figürü olan bir ismin, resmî dayatma olmaksızın, adam gibi anılmak bahtına hâlâ kavuşamamış olması, ülkemizin bir ayıbıdır.  Çünkü, eski komünist rejimlerde görülen ve bugün sadece Kuzey Kore’de kalan, ‘tek isimli, tek resimli, tek heykelli’  bir ‘tek adam’ figürlü ilkellikten, ‘kişiye tapma hastalığı’ndan hâlâ da kurtulamadık.

Ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sene bir ilke imza atıp, Anadolu’daki son 1000 yıla yakın devlet varlığımızın çeşitli merhalelerinin de anılması gerektiğini hatırlatması, bir kazanç..

YAZIYA YORUM KAT