1. YAZARLAR

  2. Kayahan Uygur

  3. Eski yüzyıl aydınlarının çılgınlığı
Kayahan Uygur

Kayahan Uygur

Yazarın Tüm Yazıları >

Eski yüzyıl aydınlarının çılgınlığı

14 Ekim 2015 Çarşamba 00:13A+A-

Aydınların toplum içinde giderek azalan ağırlığı sadece bizde tartışılmıyor. Bu konu bütün dünyanın gündeminde var. Çağdaş medya uzmanı bir Fransız aydını olan Serge Tisseron geçenlerde bir makale yayımladı. Le Monde gazetesindeki yazısında aydınların artık toplumu anlayamadığını söyleyen Tisseron, yirmi birinci yüzyılın son derece karmaşık ve çok boyutlu sorunlarla dolu olduğunu, iki boyutlu düşünmeye alışmış aydınların ise bir hayal dünyasında yaşadıklarını söylüyor. Dahası, hemen hepsi fikir tartışmalarını evirip çevirip sonunda kendi kişilikleriyle sınırlandırıyorlar. ‘Karşı olmak’ ya da ‘taraf olmak’... İşte hepsi bu.

Kendilerini politikacılardan daha büyük politika uzmanı sanan aydınlar önerdikleri tek yanlı çözümlerle giderek itibar yitirdiklerinin ayrımında bile değiller. Politikacıların hiç olmazsa bir mazeretleri var, dayandıkları kitlenin eğilimlerini yansıttıklarını iddia edebilirler, peki aydınların ne mazereti var? Hiç.

Tisseron’a göre aydınlar ellerindeki yetersiz metot ve bilgilerle değişen dünyayı artık takip edemiyorlar ama metotlarını değiştirecek, kendilerini duruma adapte edecek yerde, dünyadaki olayları istedikleri gibi çarpıtıp kafalarındaki şablona uydurmak istiyorlar. Bu nedenle her fırsatta medyatik olmak, daha da medyatik olmak peşindeler. Bunun nedeni sadece kendi küçük kişilikleri değildir. Aydınlar kendilerini empoze ederek toplumu istedikleri gibi yoğuracaklarını sanıyorlar. Ancak medyatik olmak için de medyanın çok sevdiği iki boyutlu dünyaya, ‘taraftar veya karşı olma dünyası’na dalıyorlar. Hâlbuki dünya değişiyor, eski dengeler bozuluyor, iki kutuplu değil çok kutuplu bir dünya doğuyor. Hızlanmış bir ritimle birbirini takip eden sadece ideolojiler değil aynı zamanda ekonomik, politik ve askeri konumlar ve bunlarla birlikte fikir akımları da birbirlerine karışıyor ve melezleşiyor. Bu durumda aydınların örneğin sistemin ya da sistem muhalefetinin fikri gücü olarak olayları etkileme kapasitesi sınırlanıyor. Politika ile ideoloji arasındaki ilişkiler o derecede karmaşık ve parçalı hale geliyor ki aydınlara söyleyecek söz de kalmıyor, onları dinleyecek kurum da. Tisseron, egoları büyük boyutlara sahip nostaljik aydınların gazete köşelerini kapmalarında pek büyük bir sorun görmüyor, yeter ki iktidarlarını gelecekte de korumak için geçmişi ayakta tutmaya çalışan birileri onları kendi amaçları için kullanmasın. Paul Valéry’nin dediği gibi ‘geleceğe gerileyerek girmekten sakınalım’. Bu aydınlara verilecek en iyi tavsiye budur, çünkü kötü etkileri topluma pahalıya mal olabilir. Bu saptamaların hepsi Türk aydınları için de geçerlidir. Fazladan bizimkiler 19’uncu yüzyıl Yahudilerinde görülen ‘kendinden nefret’ hastalığına da tutulmuşlardır ve onlar için Türkiye, İslam ve Doğu düşmanlığı günlük olarak yaptıkları bir spordur. Entelektüel bagaj sorunları da olduğu için sadece gündelik politikayla uğraşır ve aydın olmayı belli aidiyetlerin ötesinde düşünemezler. Gerçek bir aydında pek rastlanmayacak şekilde kişilerle ve olaylarla uğraşırlar, fikirleri ise donmuş ve klişeleşmiştir.

Türk aydınının kâbesi Avrupa, mescidi İstanbul sermayesinin kurumları, günlük ibadeti ise muhafazakâr düşünceyi eleştirmektir. Ancak son dönemde o kadar ileri gitmişlerdir ki, kendi küçük dünyalarını korumak için insanlarımızın, polis ve askerimizin katledilmesini görmezden gelerek teröre destek vermekten bile çekinmiyorlar. Bir türlü içlerine sindiremedikleri halkoyunun iktidarda olmasına tahammül edemiyorlar. Bazıları milyonlarca insanın ölmesine razı, gerekirse dış güçleri imdada çağırıp ülkemizi bombalatmaya bile hazır, o denli çıldırmışlar. Ruh sağlığı en düzgün olanlar PKK terör örgütüyle devleti bir tutarak güya tarafsızlıklarını ilan ediyorlar. Ne var ki itibarları yok, o kadar çok hata yaptılar, o kadar çok zikzak çizdiler ki etkileri iyice azaldı. 20’nci yüzyılın uzatmalarını oynamak istiyorlar ama neyse ki zamanı durdurmak olası değil. Bir an önce kendilerini güncellemeleri dileğiyle. Ülkenin sağduyulu insanlara ihtiyacı var.

AKŞAM GAZETESİ

YAZIYA YORUM KAT