1. YAZARLAR

  2. AHMET MARUF DEMİR

  3. Diyanet'in Dolar İle İmtihanı
AHMET MARUF DEMİR

AHMET MARUF DEMİR

Yazarın Tüm Yazıları >

Diyanet'in Dolar İle İmtihanı

29 Kasım 2016 Salı 16:52A+A-

Günlerdir konuşulan mevzulardan biri de halkın elindeki dolarların bozdurulmak istenmesi. Gayet makul bir istek ve tabiî ki önemli de. Bu yönde sosyal medyada dahi kampanyalar oluşturulmakta ve oluşturulan bu kampanyaya da müthiş bir destek verilmekte.

Sonuna kadar desteklediğimi hemen belirtmeliyim. Öyle ki 15 Temmuz Gecesi Darbe Girişimi esnasında ölümüne sokaklara inen halkımızın; yine aynı reaksiyonla elindeki, avucundaki paraları bankalara yatırmasına şahsımda eşlik etmişti.

O günlerde konuştuğum ve aslen D.Bekirli bir Kürt olup, Bursa'da yaşayan bir iş adamı da şunları söylemişti:

"Çocuklarıma, bankadaki hesabımızdan sadece ihtiyacınız olanı çekin. Gerisine sakın dokunmayın! Diye tembih ettim."

Yine aynı iş adamı bu söyleminin devamında ise kendisini böyle yapmaya salık veren bir anısını anlatmıştı: "Hemen darbe girişiminin ertesi günü, çok sevdiğim bir fabrikatörün yanına uğradım. Odasına girer girmez, hemen sekreterini çağırdı. Sekreterinden, kendilerine borcu olanların listesini vererek ardından bu listedekileri arayıp borçlarının silindiğini iletmesini istedi.

Ben de şaşkın bir vaziyette onları izliyordum. İş adamı arkadaşıma, sekreterini gönderdikten sonra kendisine, "Hayrolsun?" dememle; o da kendisinin yaşadığı bir anıyı paylaştı:

Bak, Ramazan!

Birkaç saat önce İstanbul'da inşaat firması olan bir dostum aradı. Ve başından geçenleri anlattı...

Bitmiş olan inşaatındaki daireleri almak için, yeni evlenmiş bir çift geliyor. Dairelere bakıp birini beğeniyorlar. Dairenin fiyatı 300.000 TL. Anlaşıp, ayrılıyorlar. Evli çift gittikten sonra, arkadaşım durup düşünmeye başladığını söylüyor. Ve kendi kendine; 'daha dün akşam bu ülke, bir darbe girişimi yaşadı. Pazartesi gününü beklemeden daha ve ne olacağını da bilmeden yeni evlenmiş iki genç gelip 300.000 TL'lik bir daire aldılar' düşüncesiyle, evli çiftlere telefon açtığını ve o daireyi kendilerine hediye ettiğini' söyledi. Ben de işte bu yüzden, dostumun bu hikayesinden etkilenerek bana borcu olan firmaların borcunu sildim."

Bu halk böyle bir halktı. Ve o gece namuslular, namussuzlara galip gelmişti. Ama her yönüyle. Daha o gece, bankamatik, fırın, market önlerinde kuyruklar yok muydu? Elbette vardı. Ama gusül abdesti alıp, 'belki kefenim olur' diyerek beyaz gömleklerini giyinip alanlara, meydanlara dolup taşanlar daha çoktu. Ve o çoğunlukta bu toprakların sözde değil, öz halkıydı. 

Halkın darbe gecesi ve sonrası tutumu böyleydi. Hâlâ da elinden gelen fedakarlığı göstermeye çalışıyor. Peki ama acaba bu devletin kurum ve kuruluşlar ne yapıyor?!

Mesela, Diyanet İşleri Başkanlığı...

Şuan kendisi Hac Ve Umre Organizatörlüğünü tam bir özel firma çapında icra ediyor. Sistemi oturtmuş. Zaman zaman şikayetler olsa da Hacı veya Umreci adayının en çok tercih ettiği organizatörlük, Diyanet.

Asıl değinmek istediğim konu da doğrusu bu değil. Hatta, "Hac da, Umre de çok pahalı... Ne kadar kâr ediyorlar şimdi..." diyecek de değilim.

Mevzu, başta da ifade ettiğim gibi halkımızdan istenilen dolarların bozdurulma meselesi.

Zilkade ayı ile başlayan ve Zilhicce ayının son günlerine kadar süren Hac ayları dışında kalan aylarda sürekli bir Umre sirkülasyonu var. Takriben bu rakam haftada 10.000 kişiyi buluyor. Ortalama da ise her Umreci, 10-15 günlük Umre ibadetini yerine getirmek için Diyanet ya da tur şirketlerine 1000 dolar para ödüyor. Fark eden bir durum da yok zaten. Sonuçta, bu ücretleri belirleyen de yine Diyanet.

Tabi bir de bu işin Hac boyutu var. Orada da bu meblağ nerdeyse dört katına çıkıyor. Geçen yıl en ucuz Hac Tipi 3750 Dolardı. Her yıl 70.000 Hacı Adayını düşünürsek varın rakamı siz hesaplayın. Rakamı hesaplayın derken kâr marjını kastetmiyorum. O bu durumun tartışılması gereken bir başka boyutu. Asıl mesele dedim ya; dolarların bozdurulması meselesi. 

Açık ve net. Ey Diyanet! Gavurun parası ile insanları Hac ve Umre'ye gönderiyorsunuz! Çevirsenize şu doları TL cinsine!

Tamam. Eyvallah. Vallahi güzel işler yapıyorsunuz. Müthiş çalışmalarınız var. Takdirle karşılıyoruz. Takip de ediyoruz. En somut örneği ise Darbe Girişimi Gecesi topluma etiğiniz önderlik... Okuduğunuz ezanlar ve selalar.

Şimdi de ekonomik bir darbe ile karşı karşıyayız. Bu halktan da bu kez dolarların bozdurulması isteniyor. Bizler de halk olarak o gece nasıl ki sizden topluma önderlik etmenizi istediysek, bu gün de yine topluma liderlik etmenizi istiyoruz.

"Kur sorunu var" diyebilirsiniz. O zaman da en kötü senaryo örneği olarak Riyal üzerinden hesabı görmek. "Küresele sermaye piyasaları, bu bir devlet kanunu vb. işleyişlerden dolayı mesele beni aşıyor" diyorsanız eğer;

Unutmamak lazım ki darbeye karşı o gece kefenini giyen bu Müslüman halka, Reis-i Cumhurundan başlayarak tüm devlet erkanına ve kurumlarına varana dek herkesin borcu var.

Bu borç da maddi olarak ödenecek bir borç değil!

YAZIYA YORUM KAT