1. YAZARLAR

  2. Ureyb El Rentavi

  3. Devrim Mısır'ının ilk İsrail sınavı
Ureyb El Rentavi

Ureyb El Rentavi

Yazarın Tüm Yazıları >

Devrim Mısır'ının ilk İsrail sınavı

23 Ağustos 2011 Salı 00:32A+A-

İsrail'den tek bir özür yerine iki özür isteniyor artık. İlki Mavi Marmara gemisi saldırısı suçundan dolayı Türkiye'den ve ikincisi kendi sınırları ve vatan toprakları içinde Mısırlı subay ve askerleri öldürme suçundan dolayı Mısır'dan.

Mavi Marmara suçundan beri Tel Aviv'de ne Türkiye'nin büyükelçisi var, ne de son bir emre kadar Mısır'ın. Kahire'nin Ankara'yı örnek alması, Türklerin yaptığı gibi özür, tazminat, tarafsız ve nezih bir soruşturmadan daha küçük bir teklifi kabul etmemesi ümit edilmektedir. İsrail'in tıpkı Türklere yaptığı gibi hiç kıvırmadan açıkça bunları yapması gerekir. İsrail tazminat ve özür formülleri sundu, ancak bu formüllerde bu iki şarta ilişkin hiçbir şey yoktu. Her defasında da Türkiye tarafından reddedildi. İsrail arsızlığı ırkçı dışişleri bakanının Ankara'nın tutumunu yüzsüzlükle niteleyerek Türkiye'den İsrail'den özür dilemesi talebinde bulunması seviyesine kadar vardı. Aynı şeyi daha yüzsüz, pervasız ve ırkçı şekilde Mısır'a yapacaktır bakan. Zaten sürekli Mısır'ın El Ali Barajı'nı bombalamakla tehdit edip duruyor.

Devrim sonrası Mısır, devrik lider döneminde uluslararası ilişkilerine hâkim olan saygınlıktan yoksun dışa bağımlılık ve aşağılanmışlığı tekrarlamaması gerekir. Şu ana kadar yaşananlar umut vaat ediyor. Zira Mısır'ın 'kesinlikle dost olmayan bir ateşle' subay ve askerlerinin şehit edilmesi krizini yönetim biçimi, benzer şartlarda geçmişte yaşananlardan farklı. Bu da devrimin gençleri, Tahrir Meydanı ve dört bir koldan İsrail büyükelçiliğini kuşatan göstericilerin sayesinde oldu. Hükümetin ve Askerî Konsey'in bir iyi niyet göstergesi olarak insanların taleplerine karşılık vermesi, Ocak Devrimi'nin ruhuyla uyumlu gerçekleşti.

Fakat büyükelçinin çekilmesini, özür dilenmesi ve tazminat ödenmesini öngören Mısır tutumunun hedefleri ve etkenleri ne olursa olsun yeni Mısır yönetimi geri adım atmaması hususunda sıkıştırılmalıdır. Ayrıca devrimin gençlerinden Askerî Konsey'in ve hükümetin bu dosyaya yönelik performansı karşısında gözlerini açık tutmaları istenmektedir. Belki de 'bir tesadüf bin randevudan daha hayırlıdır'. Ankara'nın şartlarını ve taleplerini kabul etmesi yönünde Netanyahu üzerindeki Amerikan baskılarına dair haberlerin geldiği bir zamanda subay ve askerlerin öldürülmesi krizinde Mısır'ın tutumu sert olmalıdır. Clinton da Netanyahu'yu Türkiye'den özür dilemesi ve tazminat ödemesi hususunda teşvik etti. İsrailli kaynaklar da savaş bakanı Ehud Barak, istihbarat bakanı ve milli güvenlik danışmanının Amerikan çabalarını desteklediklerini vurguladılar. Fakat Netanyahu hâlâ Dışişleri Bakanı Lieberman'ın aşırı tutumunu destekliyor ve onun 'özür dilemek Erdoğan karşısında diz çökmek', İsrail'in konumunu ve imajını götürecek teslimiyet mesabesinde olacağı görüşünü paylaşıyor.

Obama yönetimi Ankara ile mücadelede uluslararası toplantı ve forumlarda Netanyahu hükümetine olası bütün desteği sundu. Hatta Özgürlük Filosu saldırısıyla ilgili Palmer raporunun yayınlanmasının ertelenmesi için BM'ye baskıda bulunmakta başarılı oldu. Bu ABD, bölgenin farklı krizlerinde Türk rolünün önemini idrak ettiği, müttefikleri Ankara ve Tel Aviv'in iyi ilişkiler içinde olmasına çalıştığı için İsrail'den özür dilemesi ve tazminat ödemesi talebinde bulunuyor. Peki, Washington Mısır ile İsrail arasında patlak veren krizde benzer bir şey yapacak mı?

Şu ana kadar sonuçlar pek umut verici değil. Washington İsrail'in tutumunu benimsedi ve Mısır'dan İsrail sınırını koruması çabalarını takviye etmesini istedi. Tazminat ve özür konusunda tek kelime etmedi. Fakat buna rağmen peşin hüküm vermek istemiyoruz. İş her şeyden önce Mısır'ın tutumundaki tavizsizliğe, Mısır diplomasisinin 'Mısırlıların haklarını' ve ülkelerinin saygınlığını takip etme gücüne, Mısır'ın devrik lider dönemindeki gibi olmadığını ispatlamasına bağlı. Ürdün gazetesi El Düstur 21 Ağustos 2011

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum