1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Cumhuriyet: Buruk Doğdu, Buruk Yaşıyor!
Cumhuriyet: Buruk Doğdu, Buruk Yaşıyor!

Cumhuriyet: Buruk Doğdu, Buruk Yaşıyor!

Mustafa Kemal’le başlayan ve biten, Mustafa Kemal’e yakınlığı bağlamında değer kazanan veya kaybeden bir dünya tasavvurunun mantıklı, gerçekçi ve adaletli olabilmesi mümkün değil.

31 Ekim 2011 Pazartesi 00:39A+A-

Kemalist Cumhuriyet: Buruk Doğdu, Buruk Yaşıyor!
Kenan ALPAY

Cumhuriyet Bayramı tören ve resepsiyonlarının bu yıl iptal edilmesi üzerine bütün Türkiye ‘buruk’ bir bayram yaşamış. Yaşamış diyorum ama ben tören ve resepsiyonların yokluğuyla ortaya çıktığı söylenen burukluğu yaşayanları pek fazla göremedim. Daha ziyade ‘bu saçma mizansenlerden kurtulmak için deprem acısını bahane kılmaya filan gerek yoktu’ tarzında bir rahatlamışlık hissinin topluma hâkim olduğunu söyleyebilirim.

Devletin meydanlarda boy göstermesine, toplumu her vesileyle kurşun asker gibi hizaya sokması gerektiğine şartlanmış bir kafa yapısı için törensiz bir dünya cehenneme eşittir. Kemalist kafa yapısı resmi törensiz bir devlet ve toplum düzenini asla tahayyül edemez. Çünkü törenler, Kemalist iktidar sınıflarının toplumu vesayet altında tutma hakkını periyodik olarak teyit ediyor.

Konusu ne olursa olsun resmi törenlerde Mustafa Kemal’in tartışılmaz bir merkezi konumu var. Mustafa Kemal’le başlayan ve biten, Mustafa Kemal’e yakınlığı bağlamında değer kazanan veya kaybeden bir dünya tasavvurunun mantıklı, gerçekçi ve adaletli olabilmesi mümkün değil. Mustafa Kemal’i açıkça putlaştıran, öğretilerine fanatik bir saldırganlıkla bağlanan devlet ve örgütlediği bir kitle tarafından hemen herkesin resmi törenlerle hizaya çekilmek istenmesi açık bir akılsızlık, ahlaksızlık ve hukuksuzluk ürünüdür.

Resmi törenlerde Anıtkabir ve Mustafa Kemal heykellerinin merkezi konumu çarpıklığın zirve yaptığı sembollerden biridir. Sadece başkentte değil bütün il, ilçe, belde, stadyum, okul bahçesinde yapılan törenlerde Mustafa Kemal heykelleri devleti ve resmi ideolojiyi tazim etmek üzerinden işlev görüyor. Akla mantığa ne kadar ters söz ve davranış varsa bunlar Atatürk heykellerinin karşısında derin birer anlam kazanıyor sanki! Tarih ve siyasal analizin yanı sıra edebiyatın, şiirin hatta sporun dahi resmi törenler vesilesiyle birer bıkkınlık, bezginlik unsuru haline dönüştüğü bir pratiğin içinden geliyoruz. Çocuklara heykellerin elini öptürenler mi dersiniz, denizden karaya heykel çıkarıp karşısında esas duruşa geçenler mi dersiniz bin bir türlü müsamere hep bu mantık örgüsünün sonucu olarak ürüyor.

Yazının Devamı.. 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum