1. YAZARLAR

  2. Osman Atalay

  3. Cemaat ve Tarikatlar Neden Hedefte
Osman Atalay

Osman Atalay

Yazarın Tüm Yazıları >

Cemaat ve Tarikatlar Neden Hedefte

07 Eylül 2016 Çarşamba 19:58A+A-

FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından maalesef cemaat ve tarikatlar hedef tahtasına konuldu.

Kendisini dini bir oluşum kisvesi altında gösteren FETÖ’nün, Müslümanlara verdiği en büyük zararı da bu olmuştur.

Böyle bir örgütün devletin kılcal damarlarını bin bir katakulli ile ele geçirip hem yargı ve emniyet yoluyla hem de askeri yoldan darbe girişiminde bulunması, ülkemizde yıllardır tartışılan devlet, cemaat ve tarikat konusunun temcit pilavı gibi ısıtılıp tekrar gündeme getirilmesine neden oldu.

Televizyonlarda, radyolarda konuşan, gazete ve internet sitelerinde yazan birçok kişi, 15 Temmuz’un toplum üzerinde yaşattığı psikolojik travmanın etkisiyle bütün cemaat ve tarikatları FETÖ ile eş değer tutup hepsini problem üreten karanlık bir kuyu gibi gösteriyor.

İşte bu durum yeni bir kaos ve tehlikeli kamplaşmanın habercisidir.

Çünkü bu toplumun yüzyıllardır birlik ve beraberliğinin çimentosu yani mayası cemaat, tarikat ve vakıflardır.

Türkiye’de bugün 80 binin üzerinde dernek, vakıf, sendika, meslek odaları ve sivil toplum örgütlenmesi var.

FETÖ gibi bir örgüt ile cemaat ve tarikatları aynı görmek ve potansiyel tehlike ile hedef haline getirmek yaşadığımız toplumsal travmanın etkisini daha büyük bir iç çatışma zeminine çekmek demektir.

Burada cemaat ve tarikatların konuşulmayacağını ve tartışılmayacağını söylemiyorum. Tabii ki ilahiyatçılar, sosyologlar ve siyaset bilimciler gibi uzman kişiler tarafından soğukkanlı ve akıllıca yapılan tartışmaların topluma faydası olacaktır.

Ama tam tersi gündemimizdeki gibi cemaat ve tarikatları tabiri caizse bombalamak seküler ve dindar kamplaşmasının önünü açacaktır.

Bir de İslami cemaat ve tarikatlar üzerinden başlatılmak istenen bu tartışma çok tehlikeli bir sürece evrilirse bunun kime, ne faydası olabilir ki?

Öte yandan; önemli diğer bir konu ise 15 Temmuz’un ardından devlet ve sivil toplum kuruluşlarında çalışan FETÖ mensubu kişilerin tasfiye edilmesidir.

FETÖ mensuplarının tasfiye edilmesi son derece doğrudur ama burada dikkat etmemiz gereken bir nokta vardır.

FETÖ’cüleri tasfiye ederken kurunun yanında yaşın yanmaması ve yeni mağduriyetlerin doğmaması için çok hassas olmalıyız.

Devlet mekanizması, hak, hukuk ve adalet çerçevesinde hiçbir ayırımcılığa, ötekileştirmeye, vesayet oluşumlarına müsaade etmeden sorunları çözmekle mükelleftir.

 

YAZIYA YORUM KAT