1. YAZARLAR

  2. Sibel Eraslan

  3. Bir-iki-üç: Resim bitti...
Sibel Eraslan

Sibel Eraslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Bir-iki-üç: Resim bitti...

23 Nisan 2010 Cuma 00:02A+A-

Ölüler yaşlanmaz. Hele idam edilenler. Hiç. Yaşlananlar geriye kalanlardır. Geriye kalmak, karnı acıkmak, alnı terlemek, başı ağrımak, taksit derdi ve kira borcu, düğün tebriği, kupon biriktirmek, güle güle oturun, Allah yolunu açık etsinlerle geçen hayata dair şu geriye kalmak dedikleri. Bir tek anaları dışında bırakmak gerek bu hayat çemberinin...

Oğlu asılmış ana, çocuğunun darağacına konduğu günden sonra hiç yaşlanmaz, çünkü donmuştur o sabah...
Anayasa değişikliklerinin bir-iki-üç maddelik çerçevesinden kopartılan fırtınaya bakıyorum. Kapılar çarpıyor, ağaçlar sarsılıyor rüzgarından, duvardaki resimler düşüyor, bir bardağın üstelik sadece yarısı dolu bir bardağın içinde geçen fırtınaya bakıyorum. Genç idamlıkların hiç kimsenin aldırmadığı o son mektupları uçuşuyor sırf anayasanın bir-iki-üç maddesi değişecek diye... Bir-iki-üç dedikten sonra hızla koşar ve kim daha ileriye atlayacak diye yarışırdık çocukluğumuzun deniz günlerinde... Deniz’i idam eden yargıcın boğazına bir şey kaçmış geçen gün, yaşlı bir halde ölmüş... Amatör ressamsa hayatta. O da yaşlı. Mustafa’nın anası babasıyla konuşmuş geçen gün Aslan Değirmenci... Bir-iki-üç maddesi değişecek diye ortalığı karıştırdığımız anayasanın toptan değiştirilmesini istiyorlar. Generallerin yargılanmasını, sistemin üzerine oturduğu 82 anayasasının yargılanmasını istiyorlar. Sesleri kısık... Neden kısık olmasın ki? Deniz Gezmiş dendiğinde koskoca Sağ susuyor. Mustafa Pehlivanoğlu dendiğindeyse daha feci, koskoca Sol ve çok sesli Liberallerin hepsi, kıtlığına kıran girmişçesine suspus...
Sadece idam edilenler mi? Hayır! Şartların olgunlaşmasını hazırlayanların özenle biriktirdiği tüm faili meçhul cinayetler ve terör adı altında kurşunlanmış yüzlerce masum kişi... 82 Anayasası dediğimiz şey, tüm bu ölümlerin üzerinden yükseliyor. Genç ölülerin kanıyla takdis ettiğimiz için olsa gerek, bir çarpılmışlık hissi uyandırıyor insanda 82 anayasası... Biz, Sağdan ve Soldan idamlık gençler ipin ucunda çıkarlarken son yolculuğa, ufaktık. Top oynardık. Acıkırdık. Öğlen uykusuna yatar, cikletlerden çıkan vahşi hayvanlar serisini biriktirirdik... Sayfalarından kan damlayan 82 anayasasının büyüttüğü çocuklardık. İdamlarla ve uzun işkence günleriyle mayalanan o uğursuz anayasanın üzerinde büyüdük hepimiz... O büyümenin içlerinde sınıflarımızı geçtik, o büyümenin içlerinde ekmek tutma telaşı, o büyümenin içlerinde çiftleşmeler, bozuşmalar, adam sendeler, köşe dönmeler, bayrak törenleri, dernekler, rozetler, çok diziler ve dizmeyişlerle geldik bugünlere...
Ölenler öldü, kalanlar da sağ kaldı diyemeyiz...
İdamlarla takdis edilmiş anayasanın çarpıttığı yüzlerimizle bakıyoruz bugün aynalara.
Ellerinden kan damlayan anayasanın generali ise, kumsallar üzerinde resimler çizmeye devam ediyor. Birbirine kırdırılmış halkın çocukları onun çizdiği resimlerde olsa olsa bir ara renk... Adı üstünde ara renk... Sağ-Sol, Türk-Kürt, Alevi-Sünni... Birbirine karıştırılınca, çarpıştırılınca tüm bu ikilikler, bir-iki-üç, işte resim kıvamını buluyor, general, kan gölünün içinden çıkarttığı tüm nü’lerini, hayattan çalarak inşa ediyor... Nü, çıplaktır, tıpkı faşizm gibi... O ne kadar giysi giyerse giysin, hayatın tüm kariyerlerini, saygınlıklarını, dolgun emeklilik maaşı ve güvenlik tertibatlarını ve müebbeden kazanılmış sağlık hizmetlerini falan da bu “giysi” kelimesine dahil ederek söylüyorum, hayata istediği kadar kazık kakarsa kaksın, ellerindeki hayatsızlığı, ellerindeki o ölüme, teneşire, mezarlığa has çıplaklığı bir fikri sabit gibi tutkuyla taparcasına devam ettirecektir. General ve Nü... Çıplak kötülük... Pervasız şiddet...
Anayasa Değişikliği hadisesini partizanca bir kör noktaya dönüştürenlere ne demeli? CHP Deniz’ini, MHP Mustafa’sını, Türkiye Adnan Menderes’ini ne çabuk da unuttu?
Ama anne olanlar unutmuyor işte... Sağda solda terör adı altında şartları olgunlaştırılan 82 anayasasına kurban gitmiş tüm faili meçhullerin anneleri konuşuyor. Kanlı gömlekleri halen saklı olanların evlatları soruyor. Kendi askerine mayın döşemiş komutanların hesabı soruluyor. Evlatları asıldığı gün donmuş olan anneler konuşuyor... Kumsaldaki amatör ressamın yargılanmasını istiyorlar. Onun binlerce ölüyle ancak olgunlaştırılabilmiş 82 Anayasasını sorguluyorlar...
Bir-İki-Üç.
Resim Bitti!

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT