1. YAZARLAR

  2. Ekrem Kızıltaş

  3. Avukatlık dediğin bu mudur!..
Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Avukatlık dediğin bu mudur!..

02 Ağustos 2009 Pazar 15:44A+A-

Bizde doğru-düzgün iş pek olmaz.

Bazen olacak gibi olursa da, birileri bu duruma müsaade etmemek için ellerinden geleni artlarına koymazlar.

Belki de alıştığımızdan geri kalmamamızı temin içindir bu.

Malum, bu Milletin fertleri olarak, atılan hemen her adıma sonuna kadar lehimize olduğuna düşünüyor olsak bile şüphe ile bakmak hususunda alışkanlık kesbetmişizdir.

Yapılan iş güzel olsa da, durum fazla değişmez.

Bu iyi adımın ardından, kimin ne yapacağını ve yapılan işi nasıl berbat edeceğini bekler dururuz.

Ne diyorduk, alışkanlık işte!..

Daha doğru bir deyişle, tecrübe.

Geriye doğru baktığınızda bu türden tecrübeleri mebzul miktarda yaşamış olduğumuzu anlayabilirsiniz...

Son gelişmeyi hepiniz biliyorsunuz.

YÖK, 1998 yılında alınan ve meslek liselerinin üniversitelere girişine manu olan katsayı düzenlemesini değiştirmişti.

Bu güzel bir adımdı.

İstanbul Barosu, üzerine çok vazife imiş gibi, YÖK'ün katsayı ile ilgili kararının iptali için Danıştay'a müracaat etti...

Birilerinin, Milletimizin büyük bir çoğunluğunun, hatta tamamının sevinmesine vesile olan bu gelişmeyi iptal ettirmek için harekete geçeceğine kesin gözüyle bakılıyordu zaten.

Konunun 'bir bileni' adresi göstermiş ve Anayasa Mahkemesi'nin meşgul edilmesine gerek olmadığını, konu ile alakalı olarak Danıştay'ın gerekeni yapabileceğini müjdelemişti(!) çoktan.

Bu ülkede yaşamakta olan insanların çoğunluğunu sevindirecek hemen her türlü gelişmeyi iptal ettirmekle görevli bir partinin bu işi yapacağını bekliyorduk hepimiz.

Dolayısıyla müracaat şaşırtıcı olmadı.

Şaşırtıcı gibi gelen, sözkonusu müracaatın İstanbul Barosu tarafından yapılması.

Baronun, yani işleri vatandaşların hakkını savunmak olması gereken avukatların meslek kuruluşunun böylesi bir müracaatta bulunması, üzüntü verici bir durum.

Anayasamızdaki eşitlik ilkesi başta olmak üzere birçok temel kuralı ihlal etmenin yanında, kahir ekseriyetin çocuklarının haklarını açıkça gasp eden önceki uygulamaya karşı çıkmamışlardı...

Ama eşitliği temin etmeye çalışan ve eğitimi de birçok hususta rahatlatacak olan yeni karara karşı çıkıyorlar.

Sözkonusu talebin İstanbul Barosu mensubu avukatların tümü tarafından desteklenip desteklenmediğini ve avukatların bu girişimle alakalı Baro yönetimine birtakım sorular sorup sormayacaklarını bilmiyoruz.

Ama sıradan bir vatandaş olarak, İstanbul Barosu'nun katsayı kararı ile alakalı olarak böyle bir girişimde bulunmasının en azından şık olmadığını söylememiz gerek...

Evet, hiç şık değil.

Şık değil, çünkü avukat dediğimizde aklımıza ilk gelen şey 'savunma'dır.

Ve örnek olayımızda, sesleri gereği kadar gür çıkmadığı için hakları ihlal edilen insanlar sözkonusudur.

Sadece hakları ihlal edilen insanlar mı?..

Katsayı sebebiyle eğitim sahasında da, arzulandığı iddia edilenin tam aksine gelişmeler yaşandığını, sağır sultan bile duymuştu.

Yapılanın yanlış olduğunu, tersine neticeler verdiğini herkes biliyor, görüyor; ama kimse gerekeni yapmaya cesaret edemiyordu.

Hakları ihlal edilen insanımızın sıkıntılarını paylaşmak adına parmaklarını bile kımıldatmayanların, YÖK'ün attığı düzgün bir adımı iptal ettirmek için harekete geçmiş olmaları, en azından inciticidir...

Sığındıkları 'İmam-Hatip okullarının önü açılmak isteniyor' gerekçesinin ne kadar anlamsız olduğunu artık bütün Milletimiz biliyor.

Bir meslek örgütü olarak sessizlerin sesi olmaya namzet bir kurum olmalı idi İstanbul Barosu...

Ama Danıştay'a yapılan müracaatla, ezilenlerin değil ezenlerin yanında olduklarını beyan etmiş oldular.

MİLLİ GAZETE

YAZIYA YORUM KAT