1. YAZARLAR

  2. Ayhan Demir

  3. Arnavutluk’un ABD ve İsrail aşkı
Ayhan Demir

Ayhan Demir

Yazarın Tüm Yazıları >

Arnavutluk’un ABD ve İsrail aşkı

18 Aralık 2012 Salı 03:59A+A-

Filistin’in ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsüne kavuştuğu BM oylamasına dair değerlendirmelerde en çok konuşulan konu, Bosna-Hersek’in ‘çekimser’ kalması oldu. Nerdeyse, Filistin’in elde ettiği bu zafer bile ikinci planda kaldı. Bunun en önemli sebebi, her güne bir dua gibi, bir şekilde Türk basınında kendine yer bulan Bosna-Hersek hakkındaki bilgilerin cilalanmış ve besin değerinin sıfır olması idi.

 “Olanda hayır vardır” derler. Etnik ve dini yapısı, bu ülkede yaşayan Sırp ve Hırvatların durumu ve tutumu göz önünde bulundurulamadan, sadece Müslüman Boşnaklardan oluştuğu zannedilen bu ülke hakkındaki tartışmalar, aslında Bosna-Hersek gerçeğinin az da olsa anlaşılmasına vesile oldu.

Halkının ekseriyeti Müslüman olmasına rağmen, BM’deki oylamada ‘çekimser’ kalan bir diğer ülke de Arnavutluk. Ancak, garip bir şekilde, oylama sonrası hiçbir değerlendirmede bu ülkenin tavrından bahsedilmedi.

Arnavutluk, oylamadan kısa süre öncesine kadar, ABD ve İsrail gibi ‘hayır’ eğilimindeydi. Diplomatik bazı girişimler neticesinde Arnavutluk’un oyu ancak ‘çekimser’ hale dönüştürülebildi.

Önceki yıllarda düzenlenen uluslararası toplantılarda Filistin’e destek veren Arnavutluk’un bu tavrı, Başbakan Erdoğan’ı da şaşırtmış. Öyle ki, kendisi de Türkiye’nin destekleriyle, 1 Nisan 2009’da NATO üyesi olan Arnavutluk’un tutumundan duyduğu rahatsızlığı, telefonla görüştüğü Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa’ya iletmiş. Erdoğan, Berişa’ya “Filistin’in haklı davasında sürekli yanındaydınız. Bu değişikliği anlamamız mümkün değil. Türkiye olarak size verdiğimiz destekleri unutmayın” diye sitem etmiş.

Başbakan Erdoğan, hazır sitem ederken, keşke Balkan danışmanlarıyla da devam etseydi. Hatta, keşke kendisine bu tür sitem dolu konuşmalar yaptıran danışmanlarından ivedilikle kurtulsaydı. Belki o zaman Arnavutluk ve Kosova’nın tam bir Amerika ve İsrail uydusu haline geldiği çok daha önce görülebilirdi.

Arnavutluk, tıpkı Kosova gibi, İsrail ve Amerika’nın en sıcak karşılandığı ülkelerden bir tanesi. Arnavutluk ve İsrail uzun zamandır eğitim, bilim ve teknoloji, iletişim, sağlık, turizm, tarım ve enerji alanlarında işbirliği olanaklarını görüşüyorlar.

Geçtiğimiz yıl, İsrail, Makedonya ve Kosova’dan yatırımcıların katılımıyla, Tiran’da düzenlenen iş konferansına, son 17 yılda Arnavutluk’u ziyaret eden en üst düzey İsrailli sıfatıyla, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da katıldı. Başbakan Sali Berişa, 29 Haziran 2011 günü Lieberman’la yaptığı görüşme esnasında, İsrailli yatırımcıların “Arnavutluk hükümeti ve kurumlarından tam destek görecekleri” güvencesini verdi.

İsrailli firmaların Arnavutluk ilgisi, kısa sürede netice verdi. Bugün Arnavutluk’ta, balıkçılık, enerji, hizmet ve diğer alanlarda iş yapan yirmiden fazla İsrailli şirket var.
Lieberman’ın ziyaretinden birkaç ay sonra Sali Berişa, Kudüs ve Tel Aviv’i ziyaret etti. 23 Kasım 2011 günü sona eren ziyarette İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Başbakan Benjamin Netanyahu ile bir araya gelen Berişa, işgalci İsrail’e açık destek verdi. Berişa, Filistin Yönetimi’nin egemen devlet statüsü elde etme çabalarını, “Filistinliler bunun doğru yol olmadığını anlamalılar” sözleriyle eleştirdi.

Arnavutluk, aynı zamanda, tam bir Amerikan uydusu ve bundan hiç bir rahatsızlık duymuyor. Aksine bundan büyük bir memnuniyet duyuyorlar. Arnavutlar, “Türkler de kim oluyor? Biz zaten Amerika ve Avrupa ile doğrudan görüşüyoruz” demekten geri durmuyorlar.

Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa’nın, BM’deki Filistin oylamasının ardından söylediği şu sözler, bu ülke üzerindeki ABD ve İsrail etkisinin açık bir göstergesi: “Dünyanın en karmaşık ve en zor sorunlarından biri olan Filistin, ABD’nin tutumu göz önünde bulundurulmadan çözülemeyecek.”

Görüldüğü üzere, kırk yıl boyunca Amerika’ya direnen Enver Hoxha’nın Arnavutluk’u, artık ABD üssünden farksız. Arnavutluk’ta birçok dükkan, ABD bayrakları ve ABD Başkanlarının fotoğraflarına ev sahipliği yapıyor. Yirmi yıl evvel ABD Başkanlarının ismini anmayan Arnavutlar, bugün Amerika’dan başka bir ülkenin adını anmıyorlar. ABD, Arnavutluk siyasetine öylesine doğrudan müdahale ediyor ki, Tiran Büyükelçiliğinin onayı olmadan hiçbir siyasi tavır sergilenemiyor. Hatta verilen mülakatların bile, ABD Büyükelçiliğinin onayına tabii olduğu söyleniyor.

Hal böyle iken, Türkiye’nin de Arnavutluk politikasını gözden geçirmesi kaçınılmazdır.

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT