Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kosova İslam Birliği (Diyanet İşleri) tarafından ortaklaşa düzenlenen "Mevlid-i Nebi Yurt Dışı Açılış Programı"na katıldı.

Programda konuşan Erbaş, Peygamberimizin dünyaya teşrifini ifade eden mevlidin Müslümanların zihin ve gönül dünyalarında bir özlem, muhabbet ve hasret olarak çok güçlü ve köklü bir yere sahip olduğunu kaydeden Erbaş, Mevlid-i Nebi'yi anmanın, aynı zamanda savaşlar, yoksulluk ve ümitsizlik gibi devasa sorunların kuşattığı yeryüzünü yeniden adalet, merhamet ve muhabbetle tanıştırmanın yolunu ve yöntemini anlamak olduğunu belirtti.

2018 yılı Mevlid-i Nebi Haftası'nın ana teması olarak "Peygamberimiz ve Gençlik" konusunu seçtiklerini aktaran Erbaş, gençliğin insana bahşedilen çok kıymetli bir nimet olduğunu anımsattı.

Erbaş, "Mekke'de en zor zamanlarda Peygamber Efendimizin davetine icabet ederek İslam’ı kabul edenlerin çoğunu gençler oluşturmuştur. Allah Resulü tarihin en büyük ahlak ve hukuk inkılabını kendisine inanan bir grup gençle gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla gençlerin İslam’ı kabul etmeye, hak hakikat mücadelesine gönül vermeye daha yakın oldukları bilinen bir gerçektir." dedi.

Bugün gençlerin duygularını etkileyen ve küresel boyutta hayatı kuşatan mekanizmaların istismara ve çıkara dayalı bir anlayışa sahip olduğunu vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nitekim kapitalizmin hayatı kuşattığı günümüzde, fark edilmenin bir aracı olarak lanse edilen tüketim ve gösteriş en çok gençleri kuşatmaktadır. Tefrika ve anarşi projeleriyle üretilen terör örgütleri, tuzaklarını gençliğin duygularının güzergahına kurmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde derin hesapların ve çıkar tutkularının ucuz ve masum kurbanları olarak gençler seçilmektedir."

Erbaş, bu doğrultuda gelecek ve ahiret adına en büyük sorumluluklarından birinin de gençliğe doğru bir rehberlik yapmak olduğunu bildirdi.

Gençliğin milletleri geleceğe taşıyacak büyük bir zenginlik ve imkan olduğunu ifade eden Erbaş, "Bir milleti tarih sahnesinde sürekli kılan sahip olduğu kimliğidir. Söz konusu kimliği de dil, tarih, kültür, coğrafya, vatan gibi birtakım unsurlar meydana getirmektedir ancak kimliği oluşturan asıl unsur ise din ve inançtır. Tarih bize gösteriyor ki milletler, bahse konu değerlerini kaybettiğinde nihayetinde kimliğini de kaybediyor. Onun için özelikle Kosova Cumhuriyeti’nde üzerinde durulması gereken en önemli husus, genç nesillerin ideal Müslüman kimliğini kazanmaları için her türlü çalışmayı yapmaktır." diye konuştu.

AA