1. YAZARLAR

  2. Noam Chomsky

  3. ABD'nin Gerilemesi
Noam Chomsky

Noam Chomsky

Yazarın Tüm Yazıları >

ABD'nin Gerilemesi

09 Ağustos 2011 Salı 04:35A+A-

Amerika Birleşik Devletleri "daha birkaç sene önce eşi benzeri olmayan bir iktidar ve cazibesi olduğu söylenen ve dünyaya tepeden bakan Amerika'nın şu anda gerileme döneminde olduğu ve çöküş ihtimaliyle karşı karşıya kaldığı artık rastlanan bir iddia oldu" diyor Giacoma Chiozza, Political Science Quarterly'nin son sayısındaki yazısında.

Gerçekten bu iddiaya yaygın bir şekilde inanılıyor. Bu iddia temelsiz de değil üstelik, fakat bazı sınırları netleştirmek gerektiriyor. Öncelikle bu gerileme dönemi Amerikan gücü İkinci Dünya Savaşı sonrasında en üst düzeye vardığından beri yaşanıyor. 90'larda Körfez Savaşı sonrasında yaşanan zafer ve iktidar gösterileri ABD'nin kendini kandırışıydı.

Bir başka yaygın iddia da Amerikan gerilemesinin önemli bir ölçüde ülkenin kendi başına açtığı bir iş olması. Bu yaz başkent Washington'da yaşanan komik opera ülke halkını tiksindirdi ve dünyayı çok şaşırttı. Bu tür bir olayın parlamenter demokrasi yıllıklarında bir benzeri daha olmayabilir.

Bu tuhaf gösteri bu maskaralığın sponsorlarını bile korkutmaya başladı. Özel sektördeki şirketler kamusal görevlere gelmelerine yardım etmiş oldukları bu aşırı siyasetçilerin kendi refah ve ayrıcalıklarını yaratan bütün bu yapıyı, onlara dadılık yapan bu güçlü devleti olduğu gibi aşağıya çekmelerinden korkuyorlar.

Şirketlerin siyaset ve toplum üstündeki etkilerinin artışı -şu sıralar daha çok mali alanlarda- öyle bir tablo yarattı ki bu aşamada artık geleneksel partilerle çok az benzerlikleri kalmış olan iki siyasi örgüt de tartışılan en önemli konularda halkın çok sağında kalıyorlar.

Kamuoyu için en önemli iç politika konusu işsizlik. Şu andaki şartlarda bu konunun üstesinden ancak çok büyük bir hükümet teşvikiyle gelinebilinir. Halbuki hükümetin verdiği teşvik gerekenin çok altında ve federal ve eyalet harcamalarındaki düşüşü ancak karşılıyor. Fakat bu sınırlı girişim bile muhtemelen milyonlarca insanın işsiz kalmasını önlemiş oldu. Mali kurumlar için en önemli konu ve endişe ise bütçe açığı. Halkın önemli bir kısmı (yüzde 72'si, sadece yüzde 27'si buna karşı) bütçe açığını en zenginleri vergilendirerek çözmekten yana. Washington Post-ABC News'in yeni anketinde durum böyle. Sağlık harcamalarında kesintiye gitmeye ise halkın ezici bir çoğunluğu karşı çıkıyor. Fakat muhtemelen sonuç kesinti olacak. Bu anket derin bir ayrımı gözler önüne seriyor: "Harcama konusunda görünen en büyük ayrım şu: Halk savunma harcamasında çok ciddi kesintilerden yana, idare ve Beyaz Saray ise bazı artışlar önermekte. Ayrıca halk meslek eğitim, eğitim ve çevre kirliliği kontrolü gibi konularda idare ya da Beyaz Saray'a göre çok daha fazla harcama yapılmasını istiyor." Fakat ulaşılan son nokta, sözde 'uzlaşma' -daha doğrusu ise aşırı sağa verilen taviz- genelde halkın istediğinin tam tersi oluyor. Bütçe açığının tamamen yok edilebileceği ise tartışılmıyor bile. İktisatçı Dean Baker gösterdi ki şu anda işlemeyen özel sağlık sistemi eğer diğer sanayileşmiş toplumlardakine benzer bir sistemle, yani kişi başına öncekinin yarısı kadar harcama fakat sağlık açısından çok daha iyi sonuçlar yaratan bir sistemle değiştirilirse bütçe açığı yok edilebilir. Thomas Ferguson'ın Financial Times'da yazdığı üzere "Gelişmiş dünyanın yasa koyucuları arasında eşi benzeri olmayan bir biçimde Amerikan Kongresi'ndeki partiler yasa yapımı sürecindeki en önemli konumlara fiyat biçmekteler." Kim partisine en fazla fonu getirirse istediği makamı alıyor.

Sorumluları arasında oldukları 2007 krizi öncesinde Altın Çağ sonrası yeni mali kurumlar korkutucu bir iktisadi güç kazandılar. Kurumsal karlardan aldıkları payı üç katından fazlaya çıkardılar. Kriz sonrasında bazı iktisatçılar bu mali kurumların işlevleri sadece iktisadi bir açıdan sorgulamaya başladılar. Nobel ödüllü Robert Solow bu tür mali kurumların genel etkilerinin daha ziyade negatif olduğu sonucuna varmış: "Başarıları gerçek ekonominin etkinliğine ya çok az bir şey katıyor ya da hiçbir şey katmıyor. Fakat yarattıkları felaketler serveti vergi veren halktan kendilerine akıtıyor."

Siyasi demokrasinin son kalıntılarını da silkeleyen bu mali kurumlar, kurbanları sessizce acı çektikçe bu ölümcül süreci daha da ileriye taşımanın zemini hazırlıyorlar.

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT