1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SUUDİ ARABİSTAN

  4. 11 Eylül Yasasıyla Suudi Arabistan'ın Varlıkları Gasp mı Edilecek?
11 Eylül Yasasıyla Suudi Arabistan'ın Varlıkları Gasp mı Edilecek?

11 Eylül Yasasıyla Suudi Arabistan'ın Varlıkları Gasp mı Edilecek?

ABD Kongresi “11 Eylül” tasarısını onayladı. Tasarının kabul edilmesiyle Suudi Arabistan’ın ABD’deki 750 milyar dolarına el koyulabilecek.

30 Eylül 2016 Cuma 08:57A+A-

ABD Başkanı Barack Obama'nın geçen hafta veto ederek geri gönderdiği ve Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırılarından dolayı dava açılmasına imkan tanıyan yasa tasarısı (JASTA-Justice against Sponsors of Terrorism Act-Terörizme Destek Verenlere Karşı Adalet yasa tasarısı) ABD Senatosu'nun ardından Temsilciler Meclisi'nde de 3'te 2 çoğunlukla kabul edilerek yasalaştı. Söz konusu yasa tasarısı ilk gündeme geldiğinde Suudi yönetimi, Obama'yı “Hazine bonoları dahil ABD'deki toplam 750 milyar dolarlık varlığını satmakla” tehdit etmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son ABD gezisi dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada, 11 Eylül tasarısı ile ilgili “Suudi Arabistan'ın suçlu olduğunu, dolayısıyla tazminat istenebileceğini iddia eden bir karar. Birkaç Suudlu terör suçu işledi diye S.Arabistan'ı devlet olarak sorumlu tutamazsınız. Dolayısıyla ciddi bir yanlış yapılıyor. Bunu Biden'a söyledim” ifadelerini kullanmıştı. Dün Türkiye'ye gelen Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Nayif bin Abdülaziz Al Suud'un temaslarında bu konunun da gündeme gelebileceği değerlendiriliyor.

Kazanmaktan çok kaybedecek

Suudi Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr, Haziran'da yaptığı açıklamada JASTA yasalaşırsa ABD'nin kazanmaktan çok kaybedeceğini söylemişti. ABD Hazine Bakanlığı'nın en son yayınladığı rakamlara göre, Suudi yönetiminin Ağustos ayında ABD hazinesindeki varlığı 96.5 milyar dolar. Suudi Arabistan, ABD'nin Hazine borçları listesinde 15'inci sırada. İki ülke arasında potansiyel anlaşmaların riske gireceğini söyleyen ABD-Suudi İş Konseyi CEO'su ve başkanı Ed Burton “Hiçbir iş camiası kendi milletinin başka bir millet tarafından kınandığını görmek istemez” dedi. BAE Üniversitesi'nden Körfez analisti Abdullah, KİK'in, Yemen, Bahreyn ve Mısır gibi yerlerde daha iddialı ve ABD'den bağımsız olarak hareket etmesini beklediğini belirtti. Abdullah, “Bu sadece bir tehdit değil. Bu gerçek” ifadelerini kullandı.

Suudilerden misilleme

Ekonomisi kötüye giden ABD'nin kabul edilen tasarı ile açılacak davalarla Suudi varlıklarını gasp edeceği belirtiliyor. Tasarının yasalaşmasıyla nasıl bir tepki vereceği merak edilen Riyad yönetiminin ABD ekonomisinden milyarlarca dolar çekmek dışında başka misillemelere de gideceği yorumları yapılıyor. Bu misillemeler arasında Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki yakın müttefiklerini terörle mücadelede işbirliğinde, ABD'ye yatırımlarda ve önemli bölgesel hava üslerine ABD erişimini kısıtlamaya ikna etmek gibi seçenekler bulunuyor. Çöl Fırtınası Operasyonu sırasında ABD'nin Suudi Arabistan Büyükelçisi olan Chas Freeman, Suudilerin JASTA tasarısına vereceği cevabın, ABD'nin stratejik çıkarlarını riske atabileceği uyarısında bulundu. Freeman, Suudi yönetiminin ABD'ye Afganistan, Irak ve Suriye operasyonlarını yürüttüğü Katar hava üssünün kullanımında da yeni kısıtlamalar getirebileceğini söyledi.

ABD'ye terör davası açılabilir

Görev süresinin bitimine az bir süre kalan ve başkanlığı döneminde ilk defa veto yetkisi aşılan Obama kongre'ye "Bu bir hataydı" diyerek tepki gösterdi. Obama, Kongre'nin bu kararla ABD'li yetkililerinin görevlerinin tehlikeye atıldığını savundu. Obama, daha önce söz konusu tasarıyı veto gerekçesinde, yabancı bir devletin ABD mahkemelerinde dokunulmazlığını kaldıracak bu tür bir yasanın dönüp ABD çıkarlarını vuracağını, yasanın onaylanması halinde diğer egemen devletlerin de ABD'ye aynı şekilde davranacağını ve bunun ABD'nin uluslararası ilişkilerine ciddi zararlar vereceğini belirtmişti. Obama, yabancı egemen devletlerin ABD hukukuna karşı dokunulmazlığının kaldırılmasının diplomaside "mütekabiliyet" ilkesinin doğal sonucu olarak ABD'ye karşı da uygulanacağını savunmuştu. Bu durumda, ABD'nin 2003 yılında daha sonradan yalan olduğu ortaya çıkan 'kimyasal silah var' iddiasıyla işgal ettiği Irak'ta yada Washington yönetiminin bağlantılı olduğu askeri darbeler nedeniyle birçok ülkede dava edilebileceği değerlendiriliyor.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT