1. YAZARLAR

  2. Thomas L. FrIedman

  3. Yerleşimleri Obama keşfetmedi
Thomas L. FrIedman

Thomas L. FrIedman

Yazarın Tüm Yazıları >

Yerleşimleri Obama keşfetmedi

07 Ağustos 2009 Cuma 02:06A+A-

İsrail ve Amerika yıllardır evli olan çiftlerin şu periyodik kavgalarından birini yaşıyor. Başkan Barack Obama’nın yetkilileri Amerikalı Yahudi liderlere “Bu martavallarından bıktım usandım artık” diye çıkışıyor. İsrailliler de Obama’nın Yahudi yardımcılarını kimlik krizlerini İsrail’i hırpalayarak çözmeye çalışan ‘kendi kendinden nefret eden Yahudiler’ olmakla suçluyor. Bu oyunu daha önce de görmüş ve her iki aileyi de iyi tanıyan biri olarak bedava evlilik danışmanlığı yapmak istiyorum.

 İsrailliler şunu anlamalı: Obama İsrail konusunda ana çizgiden sapıyor falan değil. Yerleşimlerin dondurulması yönündeki çağrısı, uzun zamandır Amerika’da oluşmakta olan yaklaşımların bir yansıması. 40 yıldır artarda gelen İsrail hükümetleri saftirik ABD başkanlarını İsrail’in önemli miktarda toprak vermeyi müzakere ettiği, o yüzden azıcık toprak üzerindeki ‘önemsiz’ yerleşimler yüzünden kavga etmeye gerek olmadığı konusunda yanlış yönlendirdi, yanılttı veya ikna etti. Bu maskaralığın arkasına gizlenen İsrailli yerleşimciler Batı Şeria’yı azar azar kemirerek İsrail ve dostları için muazzam bir ahlaki, ekonomik ve güvenlikle ilgili yük yarattı.

Barış sürecine fiili engel

İsrail gazetesi Haaretz’in yazarlarından Bradley Burston’ın geçen hafta ortaya koyduğu gibi: “Yerleşim hareketi İsrail’e 100 milyar dolara mal oldu... On yıllardır ucuz barınma, büyük devlet destekleriyle sağlanan sosyal hizmetler ve gelişigüzel dağıtılan inşaat izinleriyle yerleşimcileri kollayan çifte standarda, Filistinlilere ve mülklerine yönelik yerleşimci şiddetine karşı müsamaha gösteren bir yaklaşım eşlik etti... Yerleşimciler ve yerleşim plancıları, yerleşimleri çoğaltmak, Filistinlilerin inşaatlarını, tarımsal faaliyetlerini ve işlerine ulaşmalarını engellemek amacıyla, bölgelere ayırma prosedürleri, askeri emirler ve hükümet kararnameleri üzerinde gizlice oynayarak bunları çarpıttı ve İsrail-Filistin barış sürecini ilerletmeyi amaçlayan önlemleri fiilen etkisizleştirmiş oldu.”

Yıllardır Büyük Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı ve İsrail yanlısı lobi İsrail’e bu aşındırıcı süreci durdurma çağrısı yapmak yerine, nüfuzlarını İsrail’i bu meselede ABD baskısından şuursuzca korumak ve Amerikalı yetkililerle diplomatları yerleşimler aleyhine konuşmaktan caydırmak için kullandı. Washington’da herkes bunu biliyor ve birçok insan (İsrail’e önem veren insanlar) bundan rahatsızlık duyuyor.

New York Times’ın Kudüs bürosu şefi Ethan Bronner geçen hafta yerleşimcilerin ‘bize kimse dokunamaz’ kibrinin bir örneğini gözler önüne serdi. Bronner’ın haberine göre, Nahliel yerleşimindeki din akademisinin lideri Haham Yigael Şandorfi, Obama’dan “Bu Arap’a başkan diyorlar” diye söz etmişti.

Yani Obama yerleşimlerin dondurulmasında diretiyorsa, aslında Kongre’de, Pentagon’da ve Yahudiler de dahil, birçok Amerikalı arasında hüküm süren hissiyatı yansıtıyor. Haaretz’e göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Obama’nın yerleşimlerin dondurulması için bastıran iki yardımcısına ‘kendi kendisinden nefret eden Yahudiler’ demiş. Bibi’nin sözcüsü böyle bir şey söylemediğini öne sürdü. Umarım söylememiştir. Keskin sirke küpüne zarardır.

Peki ya Obama? Yürüttüğü politikada özür dileyecek hiçbir şey yok. Başkan İsrail’in yerleşim inşasıyla ilgili gerçek bir askıya almayı kabul edeceği, Filistinlilerin terörizmi söküp atacağı ve Arap devletlerinin ilişkileri normalleştirmeye başlayacağı (sözgelimi İsraillilere vize verilmesi, ticari misyonlar, medya ziyaretleri ve El Al için iniş hakkı) bir anlaşma için gayret gösteriyor. Başkan başarı elde ederse, bu herkes iyi olacaktır. Fakat ilerlerken, eğer barış görüşmeleri başlarsa, Obama’nın aklında tutması gereken birkaç tarz hususu var.

Biri şu: Bu ihtilafın tarihsel suçunu birilerine yıkma çabasına girmemesi gerekir, ki Kahire konuşmasında bu yöne sapar gibi olmuştu. Ne Filistinliler ne de İsrailliler kendilerinin sorumlu olduğuna inanır. Dindar bir İsrailli profesör dostumun gayet güzel dediği gibi: “İnsanlar suçlu olmadıklarını düşünürse daha fazlasını verecektir. Annem bana, ‘Bak, Kudüs’ü vermeye hazırım, fakat bu işi benim başlattığımı söyleme’ der.”

Az konuşup çok iş yapmak lazım

Diğer husus da şu: İsrail’in gerçek düşmanları var. İran cumhurbaşkanı Holokost’un bir efsane olduğunu, İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğini söylüyor. Ve bir atom bombası yapmaya çalışıyor. İsrail Güney Lübnan ve Gazze’den tek taraflı olarak çekildi. Karman çorman çekilmelerdi bunlar, fakat neticede yaptı. Ve karşılığında aldığı ilk şey roketler oldu. İsrailliler insanların büyük çoğunluğu gibidir; mideleriyle dinlerler. Yani onlarla nerede yaşadıklarını anladığınızı belirten ciddi bir düzeyde bağlantı kurarsanız istediğiniz yere götürebilirsiniz. Ciddi ve anlayışlı olmazsanız hiçbir şeyi kabul ettiremezsiniz.

Sonuç: İsrailliler karşılarındakinin artık Beyaz Saray’ın iplerini ellerinde tuttukları Bush yönetimi olmadığını anlamalı; ABD’yle yerleşimler konusunda gerçek bir sorunları var. Obama’nın da Arap-İsrail meselelerinde ne kadar az konuşup ne kadar çok iş yaparsa o kadar iyi olacağını anlaması lazım. Bu ihtilaftaki her kelimenin kendine ait bir tarihi vardır. Bir miktar normalleşme karşılığı yerleşimlerin dondurulması yönünde anlaşma sağlanırsa, bu atılım zaten kendi dilini üretecektir. (2 Ağustos 2009)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT