Vakit'in sorularını cevaplayan eski ODTÜ Rektörü Akbulut, YÖK Başkanı'nın üniversitelere gönderdiği ve fiilen başörtüsü yasağını çözen talimatını "yanlış" olarak değerlendirdi. Akbulut, "YÖK Başkanı çok yanlış yaptı. Olmaz böyle bir şey. Mahkeme kararları var. Bu konu yasal zeminde çözülmelidir" dedi. Akbulut, "Başörtülüler ODTÜ'yü kazanamazlar, kazansalar da okuyamazlar" sözleriyle gündeme gelmişti.

YASAL DÜZENLEME İSTEDİ

Başörtüsü konusunda yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini ileri süren Akbulut, "Siyasi partiler buna hazır gibi görünüyor. Aslında yasal düzenleme yapılması lazım. Yoksa bu sorun böyle çözülemez" dedi. Akbulut, yasa yapıldığı zaman yargıya götürülüp iptal edildiğini hatırlatmamız üzerine, "Bu nedenle genelge yazmıyorlar. Çünkü genelge iptal edilir. Ama o zaman da talimatı kimse dinlemez. Öğretim üyeleri 'Ben mahkeme kararlarını uyguluyorum' diyebilir. Çünkü YÖK Başkanı öğretim üyelerine emir veremez. Bu konu yasal zemine oturtulmalıdır" diye konuştu.

"BİZİM DÖNEMİMİZDE SORUN YOKTU!"

Akbulut, kendi döneminde başörtülülerin derslerden kovulduğu iddiasına ise şöyle cevap verdi: "Bizde öğrenciyi sınıftan kovma falan olmaz. Öğretim görevlilerimiz, öğrencilere 'Böyle bir uygulamamız var. Lütfen başörtülü gelmeyin' der. O kadar. Yaklaşık 700 tane öğretim üyesi var. Bunlardan bir tanesi 'Çık dışarı' demiş olabilir. Ama bu sistematik değil. Bizim dönemimizde zaten başörtülü hiçbir öğrenci kampüsün kapısından içeriye giremiyordu. Ancak peruk ve şapka ile girebiliyorlardı. Bizim dönemimizde hiç sorun çıkmadı."

ODTÜ'DEKİ YASAKÇI UYGULAMADAN HİKAYELER:

Yasakçı Akbulut'un rektörlüğünü yaptığı dönemde ODTÜ'de eğitim gören öğrencilerin, internette yayınlanan hikayeleri, sadece başörtülülerin değil, ailelerinin de mağdur olduklarını gözler önüne serdi. İşte o hikayelerden biri...

"2002 yılıydı. ODTÜ'den mezun oluyordum. Mezuniyet törenime ailem de gelmek istedi. Annem başörtülü. Türbanlı, dersem daha iyi anlaşılır... Mezuniyet törenine türbanlı annelerin girmesine izin verilmiyor muydu, bilmiyorum... Ama ben üzerimdeki mahalle baskısı yüzünden 'Gelme' de diyemeyeceğim annemi törenimde şapka takması için kardeşimle birlikte ikna ettim. Tören akşamüstü açık havada yapılıyordu. Güneş yoktu. Ve benim annem sırf üzerimdeki mahalle baskılarının oluşturduğu endişe ve aşağılık komplekslerim yüzünden binlerce kişi içinde o şapkayla oturmak zorunda kaldı. Bu konuyu daha sonra hiç konuşmadık. Ama ben ömrümün sonuna kadar o mezuniyet fotoğraflarına baktıkça hem kendimden utanacağım, hem de yaşadığım ülkeden..." (Vakit)