1. YAZARLAR

  2. Eser Karakaş

  3. YAŞ (Yüksek Askeri Şura) artık yaş
Eser Karakaş

Eser Karakaş

Yazarın Tüm Yazıları >

YAŞ (Yüksek Askeri Şura) artık yaş

26 Ocak 2010 Salı 08:51A+A-

Nokta dergisinde yayınlanan darbe günlüklerinden, Taraf gazetesinin açıkladığı darbe planlarından, ıslak imza meselesinden, Kafes ve Balyoz harekatlarından, TSK’ya aidiyeti kesinleşen gömülü silahlardan, Poyrazköy iddianamesinden beri bendenizin aklı hep Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına takılıyor.

Bilineceği gibi Yüksek Askeri Şura; TSK içinde gerçekleştirilen atama ve yükseltmelerin karara bağlandığı, yanılmıyorsam senede iki kez yapılan, Ağustos ayındakinin daha popüler olduğu ve 1982 Anayasası’nın 125. maddesine göre de kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu bir müessese.

Her YAŞ toplantısında birilerinin albaylık, generallik tayin ve terfileri gerçekleştirilir iken, birilerinin de TSK ile ilişkilerine son verilir; bu ilişki kesme sürecinin gerekçesi de çok büyük ölçüde irticai faaliyet diye açıklanmaktadır.

Anayasanın 2. maddesinde ifadesini bulan demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri aleyhine faaliyetten TSK ile ilişkisi kesilen personel ben pek hatırlamıyorum.

Ergenekon sürecinde, Kafes operasyonunda, Poyrazköy meselesinde vs. ise çok sayıda rütbeli askerle ilgili iddia resmi iddianamelere dahil olmuş, bu iddianameler de ilgili mahkemelerce kabul edilip hukuksal bir içerik kazanmış durumdadırlar.

Bu çerçevede çok sayıda yüzbaşı, binbaşı, yarbay, albay ve generalin adı geçmektedir.

Bu davalar henüz neticelenmediği için bu rütbeli askerleri suçlu saymak şimdilik mümkün değildir, çağdaşlık adına şık değildir ama isimleri mahkemelerce kabul edilen iddianamelerde maalesef yer almaktadır.

Adları darbe girişimlerine karışmış bu rütbeli askerler hakkında bugüne kadar askeri mahkemelerce dava açılmamış olması, YAŞ kararlarıyla TSK’dan ihraç edilmemiş olmaları normal değildir.

Yaş kararları idari kararlardır, anormallik bu kararların yargı denetimi dışında olmasındadır.

İddianamelerde adı geçen rütbeli askerlerin muhtemelen bir bölümü suçlu bulunacak, bir bölümü de beraat edecektir ama bu suçlu bulunacaklar hakkında bugüne dek TSK’nın kendi içinde bir işlem yapmamış olması ÇOK DİKKAT ÇEKİCİDİR.

İki ihtimal söz konusudur.

Birincisi bu bilgi setinin (darbe planlayıcılarının mevcudiyeti) Yüksek Askeri Şura’ya ulaşmama ihtimalidir ama bu ihtimal çok ürkütücüdür zira modern ordu demek bilgi akışının MÜKEMMEL olduğu ordu demektir.

İkinci ihtimal daha da ÜRKÜTÜCÜDÜR; bu ihtimal de Yüksek Askeri Şura’ya dosya oluşturanların bu girişimleri askerlik mesleğinin özüyle ters görmemeleri ihtimalidir.

Oysa anlaşılan, TSK’nın bu süreçte resmi tezi söz konusu iğrenç girişimlerde TSK’nın kurumsal payının olmadığı, çürük elmaların da ayıklanacağı yönünde olacaktır.

Ancak, YAŞ’a dosya oluşumunda bu iğrenç girişimler askerlik mesleğinin özüyle çelişkili görülmüyor ise bu durum da TSK’nın kurumsal olarak bu suça ortaklığı anlamına gelecektir. Neresinden bakarsanız bakın, TSK ve YAŞ kararları büyük bir sorunla karşı karşıyadırlar.

Bu sorunları TSK’nın nasıl çözeceğini doğrusu merak ediyorum; yapılması gereken en doğal iş ise sivil otoritenin artık ve nihayet dizginleri ele geçirmesi, iç ve dış tehdit konularına sadece ve sadece TBMM’nin karar vermesi, siyasal iktidarın da bu doğrultuda yapması gerekenleri TSK’ya emretmesi, TSK’nın durumdan asla vazife çıkarmamasıdır.

TSK’nın kendinden menkul bir iç ve dış tehdit algısına sahip olması tüm bu

yaşanan münasebetsizliklerin temel nedenidir.

Bundan sonra aklı başında kimse YAŞ kararlarını ciddiye alamayacaktır.

STAR

YAZIYA YORUM KAT