1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. Yargı mı Tiyatro mu?
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

Yargı mı Tiyatro mu?

08 Kasım 2012 Perşembe 06:01A+A-

Siyonist işgal komutanları aleyhine Mavi Marmara’ya saldırıdan dolayı açılan davada yargılama süreci başladı.

6 Kasım Salı sabah 09.30’da yargılamanın başlaması münasebetiyle Çağlayan adliye binası önündeydik. Bu vesileyle gemideki yol arkadaşlarımızla, şehit edilen kardeşlerimizin yakınlarıyla ve mücadeleye gönüllü destek veren birçok kardeşimizle tekrar bir araya geldik. Yüce Allah’tan dileğimiz bizi cennette de bir araya getirmesidir.

Türkiye’nin ve dünyanın çok farklı bölgelerinden, işlerine ara verip, başlayan davada mağdurlara destek, Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargonun son bulması için verilen mücadelenin her zaman içinde olmak istediklerini, siyonist zulme sürekli tavır koyacaklarını ifade etmek için Çağlayan’a gelen yüzlerce kardeşimiz vardı. Uzun yoldan gelmelerine ve dinlenme fırsatı bulamadan sabahın erken saatlerinde orada olmalarına rağmen yol yorgunluğunu hiç hissettirmeden, zulme karşı duruşa desteklerini gayet dinç bir şekilde ortaya koydukları görülüyordu.

Özgürlük Filosu sadece Filistin’in değil zulüm rejimleri altında, mahrumiyet içinde bulunan muhtelif halkların özgürlüğü için yola çıkan bir filo oldu. Dolayısıyla Mavi Marmara’ya saldırı sadece Akdeniz’de değil tüm bölgede ve hatta dünyanın genelinde sarsıntıya yol açtı. Bu sarsıntı da dünyada bir özgürlük rüzgârı esmeye başlamasında önemli etki yaptı. Şimdi siyonist işgale karşı yargının işletilmeye başlamasının da önemli bir sürecin başlamasına vesile olmasını umuyoruz.

İçeride yargılama sürerken mahkeme binası önünde siyonist işgale, Mavi Marmara saldırısına ve Suriye’de devam eden katliama karşı düzenlenen gösteri esnasında muhtelif medya organlarından kısa röportajlar yaptılar. Bu röportajlarda genelde; “Davadan ne bekliyorsunuz? Sonucunun nasıl çıkacağını tahmin ediyorsunuz? Sonuç Türkiye - İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Bu dava İsrail’e nasıl yansıyacak?” şeklinde sorular sordular. Eve döndüğümde Beyrut’taki Quds Tv’den akşam ana haber bülteninde kurdukları canlı bağlantıda ise bu klasik sorular dışında iki hassas noktaya değinen iki soru yönelttiler. İşgalcilerin, muhtelif medya organlarına da yansıdığını gördüğüm iddialarından yola çıkan bu iki soruya burada da yer vermek istiyorum.

“Bu bir gösteri mahkemesi ve siyasi tiyatro mudur?” Öyle olsaydı her şeyden önce siyonist işgalcilerin, iptali için o kadar çaba harcamaları gerekmezdi. İşgalcilerin yüklü para tekliflerini de içeren iptal talepleri boşuna uğraşı olurdu.

İkinci olarak bu, devletin veya hükûmetin değil mağdur edilenlerin davasıdır. Mağdur edilenlerin ise bir gösteriye, tiyatroya, siyasi atağa ihtiyaçlarının olmayacağı, sadece haklarını aramak için mahkemeye başvuracakları ortadadır. Üstelik burada haklarını arayanlar sadece Türkiye vatandaşları değil 37 farklı ülkenin vatandaşlarıdır ki içlerinde “İsrail vatandaşı” kabul edilenler de var. Dolayısıyla yerel değil uluslararası bir davadır ve işgal devleti açısından bağlayıcılığı var.

Türkiye yargısının kararlarına itirazları olabilir ama yargı organlarını yok saymak Türkiye’yi yok saymak, resmen tanımamak anlamına gelir. Dolayısıyla işgal devleti açılan davayı gösteri mahkemesi ve siyasi tiyatro olarak nitelese de verilecek hükmü yok sayamayacağını biliyor. Çünkü uluslararası platformda kabul ettiği ittifaklar ve mensup olduğu organizasyonların getirdiği yükümlülükler gereği bağlayıcı olacaktır. Bu durum karşısında yapması gereken sonuca itiraz etmek olacaktır ki o zaman da haklılığını ispat edecek belgeler ortaya koyması gerekir. Fakat tüm belgelerin aleyhine konuşmasından dolayı sıkıntılıdır.

İkinci soru ise “Neden bir buçuk yıl sonra?” sorusuydu. Ben de davanın bir buçuk yıl sonra değil olaydan hemen sonra açıldığını, hâkim önünde yargılamanın bir buçuk yıl sonra başladığını bu sürecin de soruşturma, bilgi toplama süreci olduğunu, bu kadar kapsamlı bir davada gerekli ve yeterli bilgiye ulaşılabilmesi için bu kadar zamana ihtiyaç duyulabileceğini hatırlattım.

Daha kapsamlı değerlendirmeye inşallah Özel FM’de yarın (Cuma) 19.30’da yayınlanacak Dünya Döndükçe programında yer vermeyi düşünüyoruz. Bu programımızın ses dosyasını www.vahdet.info.tr sitesinden dinleyebilir ve bilgisayarınıza yükleyebilirsiniz.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT