1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Yalandan Kim Ölmüş?
Yalandan Kim Ölmüş?

Yalandan Kim Ölmüş?

İskenderun Gazetesinden bir yazar ‘’Yine Suriyeliler’’ başlığı altında muhacirler için yapılan eyleme dair aslı olmayan bir çok iddiada bulunmuş.

30 Temmuz 2019 Salı 10:11A+A-

HAKSÖZ-HABER

Eyleme dair en ufak bir fikri olmayan bu yazarın keyfe keder tutumuyla ortaya koyduğu bu yazı ‘yalandan kim ölmüş’ deyimini akla getiriyor.

Bilgin'in yazısında eylemin düzenleyicilerinden, katılımcılarına ve kullanılan dövizlere kadar her bir unsur açıkça yalan ifadeler içeriyor.

Öncelikle farklı haberlerimizde belirttiğimiz, sosyal medyada da gündem olduğu üzere eylem Suriyeliler tarafından düzenlenmemiş, onlar tarafından yumruk figürlü afişler falan hazırlanmamıştı. Dahası Suriyeli kardeşlerimiz polis marifetiyle eylem alanına dahi sokulmamıştı. Fakat yazarımız bu konuyu araştırma zahmetine girmemiş ya da daha kötüsü, bile isteye bu konuda yalana sarılmış.

Öte yandan mezkur yazıda Ensar Vakfı'nın ismi de eyleme destek veren kuruluşlar arasında zikredilmiş. Bu da yazarın hayal gücünün genişliğinin göstergelerinden biri olarak yorumlanmaya müsait. Okuduğunu anlamayan birinin yazar sıfatıyla ortaya çıkması ise daha garip! Eylemi kimin organize ettiği sayısız kere tekrarlandığı gibi, bir göz atımıyla rahatlıkla öğrenilebilecek bir konu!

Wilders'in bir sözünden hareketle onun muadili Sinan Oğan'ın Suriyelilere karşı tutumunu kıyaslayan dövize ilişkin de yazar "Türkler defolsun başlıklı afiş bastırılarak bir miting düzenlenebiliyor" yalanını zikrediyor. Oysa bu bir iftiradan ibaret.

Müthiş bir iyi niyet göstererek hadi bunu da karıştırdı desek dahi yazar yetinmeyerek "Türklüğü bitireceğiz, Erdoğan’la ümmetçiliği getireceğiz” yazılı bir döviz daha kullanıldığını iddia ediyor. Neye dayandığını, neyi gördüğünü bilemiyoruz fakat bu noktada artık söz konusu yazının yalan olmanın ötesinde gülünç hale geldiğini belirtmek gerekiyor.

Yazara diyecek söz bulamazken en azından İskenderun Gazetesini, okurlarına sunduğu yazılara bir göz atmaya davet ediyoruz.

Her cümlesi yalan ifadelerle dolu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz:


Yine Suriyeliler - M. Yaşar Bilgin - İskenderun Gazetesi

Günler öncesinden Suriyelilerin İstanbul'u terk etmemek için bir direnç mitingi yapacağı belliydi. İçişleri Bakanı Soylu “Böyle bir mitinge izin vermeyiz” dese de sözleri pek inandırıcı gelmedi. Çünkü bugüne kadar hep söylediklerinin tersi olmuştu.

İzin verildi… Suriyeli sığınmacıların İstanbul Saraçhane başında yaptıkları mitinge izin verildi. Daha doğrusu göz yumuldu. “Miting ilanında ise emperyalist projelerin sembolü olan ve Soros’un Sırbistan’da kurduğu ve kısa sürede Turuncu devrimler ve Arap baharının sembolü olan sıkılmış yumruk var. Hadi tesadüf deyin!” Arap baharı denilince akla ister istemez de BOP geliyor..!

Türk vatanında “Türkler defolsun” başlıklı afiş bastırılarak bir miting düzenlenebiliyor, buna karşı çıkara “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek haykıran Türk gençleri polisçe alandan uzaklaştırılıyor, gözaltına alınıyorsa, burada durup düşünmek gerekir. Hani bunlara izin verilmeyecekti? Kanunsuz yürüyüş düzenleyen sığınmacıların gözaltına alınması gerekirken, bunlara karşı çıkan Türk gençleri polis tarafından gözaltına alınıyor. Bu ülke kimin? Vatandaşı kim? Gözaltına alınan kim? Biz miyiz sığınmacı, onlar mı? Hele bunlara destek veren sivil toplum kuruluşları sayılan Ensar Vakfı, Özgürder, Mazlumder kime ve neye hizmet ediyor?

Afişlerden en çarpıcı olanlardan biri de “Türklüğü bitireceğiz, Erdoğan’la ümmetçiliği getireceğiz” idi. Daha birkaç gün gün önce partisinden istifa ederek, yeni bir parti kurma girişiminde bulunan Ali Babacan ve Abdullah Gül için Erdoğan “Ümmeti bölmeye hakkınız yok” ifadesini kullanmıştı. Bakın ifadeler nasıl birbiriyle örtüşüyor. Böyle bir mitinge izin vermeyeceğiz diyen içişleri bakanının mitinge sessiz kalması, reizden “dokunma” emrini aldığı şüphesini haliyle çekiyor..!

Sığınmacıların kanunsuz gösterisini izleyen polisin “Ne mutlu Türküm diyene” diyerek hainlere tepki göstermesi neticesinde Türk gençlerini gözaltına alması bir kez daha akepenin ve genel başkanının Türklük ile sorunu olduğunu ortaya koymaktadır.

“Kimse bize Türklükle gelmesin” diyerek, “her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldığını” söyleyen birinin yönettiği bir ülkeye sığınmacı olarak gelenlerin, bu tür afişler bastırarak slogan atması gayet doğal..!

HABERE YORUM KAT

7 Yorum