1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Türk polisi yakalar(!)
Türk polisi yakalar(!)

Türk polisi yakalar(!)

Sicili kabarık çocukların çaldıkları araçlarla önce Ordu’da rahat rahat gezinmesi ardından İstanbul’a kadar gidebilmeleri sıradan bir adli vakadan sayılabilir mi? MEB, Aile ve İçişleri Bakanlıklarının sorumsuzlukları ve özensizlikleri yok mu?

07 Aralık 2021 Salı 11:49A+A-

HAKSÖZ HABER

Dikkatsizlik ve özensizliğin yanı sıra ihmalkarlıkları da bulunan ilgili bakanlıkların yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirebildi mi? Baştan söyleyelim. Hayır.

Sorumluluklarını yerine getirmeyi bırakın belki de yolda yapacakları bir kaza ile birilerinin canını yakacak çocukları “ikna yoluyla” eve dönmeye çağıran Emniyet’in tek yaptığı, üç çocuğu takip etmek bir hafta kadar sonra da yakalamak olmuş.

S.Ö. (15), E.K. (13) A.Y. (13) isimli çocuklar 28 Kasım Pazar günü saat 04.00 sıralarında Ordu’nun Altınordu ilçesinde girdikleri bir galeriden iki araç çalarak ayrıldı.

Çaldıkları ilk aracı 8 km gezdikten sonra geri getiren çocuklar bir başka aracı çalarak Ordu’da akaryakıt alıp İstanbul’a doğru yola koyuldular. Sicil kayıtlarına göre E.K.’nın 8, A.T.’nin 21, S.Ö.’nün ise hırsızlık, tehdit gibi suçlardan 68 kaydı bulunuyordu…

950 kilometre boyunca otomobil ile seyahat eden çocukları geri dönmeleri için ikna etmeye çalışan aileleri bir süre sonra çocukların telefonlarına ulaşamamaya başladı. Ordu İl Emniyet Müdürlüğü tarafından “kurulan özel ekip” çocukları bir hafta sonra yakaladı.

Türkiye gerçekten ilginç bir ülke olduğunu her geçen gün yeniden ispatladı. Ordu’dan İstanbul’a 878 km’den daha fazla bir yolu çaldıkları otomobille giden üç çocuğu yakalamak, “Türk Polisi” için çok kısa sürdü(!)

Türkiye’den Avrupa’ya her yıl tonlarca uyuşturucu kara, deniz hatta bu yıl ortaya atılan iddialara göre hava yolu ile taşınıyor. 

Emniyet ve İçişleri Bakanlığının araba hırsızı çocukları yakalama süresi, yolda kontrol etmemesi, EDS kayıtlarını takip etmemesi, Mobese kayıtlarında yavaş kalması ve benzeri birçok unsuru bir araya getirerek baktığımızda, uyuşturucu trafiğinin ne kadar rahat gerçekleştirilebildiğini anlayabiliyoruz!

Veya bir bombacı 15 yaşında ise hiç kontrol edilmeden, hatta rahat rahat akaryakıt alarak istediği şehirden belirlediği vilayete doğru istediği hızda, istediği şekilde bir hafta süre içerisinde gidebilir.

Haliyle belki biraz abartı olacak ama ihmalkârlık ve sorumsuzluk zincirine dikkatli baktığımızda geçmişteki olayların ne kadar kolay gerçekleştirilebildiğini ve bugün de kolay bir şekilde gerçekleştirilebileceğini görüyoruz.

Sicil kayıtlarına göre çocukların her biri onlarca suça bulaşmış durumda. Üstelik çalıntı bir otomobille İstanbul'a kadar hiç bir trafik memuruna, Mobeseye, EDS'ye yakalanmadan gitmişler. Yani emniyet bu süreçte muhtemeldir ki daha önemli ve öncelikli sorunlarla uğraşıyordu.  

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı zaten çocukların sicillerini görünce ne yapmaları gerektiğine karar verememiş olsalar gerek.

Ailelerinin kontrolünden defalarca çıkan çocukların, eylemlerinin neye dayandığını, nasıl anlaşılabileceğini ve benzer vakaların gerçekleşmemesi için neler yapılabileceğini çocukları şu ana kadar kontrol altına alamayan bakanlıklardan beklemek artık daha zor!

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri olan okul müdürleri ve öğretmenleri okula gidip gitmedikleri henüz öğrenilemeyen bu üç çocuğun, eylemlerini konuşan yaşıtlarına bu konuda nasıl davranmamaları gerektiği konusunda uyarılarda bulunmakla mı yetinecekler? Eğitim ve öğretim amacına uygun bir şekilde sadece anlatarak mı gerçekleştirilecek?

İçişleri Bakanlığı uyuşturucu trafiğini şöyle engelledik, böyle azalttık, terörist sayısını şu kadara indirdik derken, Ordu’dan İstanbul’a seyahatin çalıntı araçla ne kadar kolay olduğunu öğrenince ilk olarak ne yaptı acaba? Siyasi polemiklerde, mecliste oldukça övüngen olan bu bakanlıklar üzerlerine düşeni layıkıyla yapmamalarına rağmen, nasıl olurda övgü bekler, takdirname ister ve kamuoyunu koruduğunu iddia eder!

Edinilen bilgiye göre çocuklar, uzun yolculuklarının öncesinde Ordu’da belli ki sahipsiz bir akaryakıt istasyonundan akaryakıt alarak yolculuğa başlamışlar.

Pompacı da dememiş; “senin yaşın kaç”, “ayağın nasıl yetişiyor pedala”, “bu saatte nereye böyle”, pompacı, belli ki durumdan hiç şüphelenmemiş alışıldık bir durum olarak görmüş olabilir.

Çalıntı paralar ve araçla 15 yaşından küçük üç çocuk, saat 04.00-05.00 sularında bir benzinciden akaryakıt alıyorsa bu anormaldir değil mi? Hele de aracın yeni olduğu her halinden anlaşılıyorsa.

Ama belli ki pompacı için sıradan bir durum olmuş ve 15 yaşından daha küçük görünen 3 çocuk yakıt alımını rahatlıkla gerçekleştirmiş!

Nasıl olsa bizi kimse takmıyor, umursamıyor o halde ‘Esencılıs’a gidelim diyen çocuklar bir günü bulan yolculuğun ardından İstanbul’a geliyor ve sosyal medyadan öğrendikleri kadarıyla rap müzik ile meşhur olan Esenyurt ilçesine doğru yola koyuluyor.

İstanbul trafiğinde geçmedikleri köprü, viyadük, tünel kalmayan çocuklar amaçlarına ulaşıyor. Birkaç gün daha kullandıkları aracı günlerdir onları takip eden polis, Bağcılar’da terk edilmiş buluyor.

İstanbul gibi bir şehirde birçok noktada polis kontrol noktaları bulunmasına rağmen çocuklar adeta ellerini kollarını sallayarak bir aracın içerisinde ehliyetsiz ve kimliksiz bir şekilde seyahat edip 10 şehir ve onlarca ilçe gezerek hedeflerine varıyor. 

Polisin "ısrarlı takibi" sonucu çocuklar 3 Aralık tarihinde Zeytinburnu’nda yakalanıyor. Kara yolu ile Ordu’ya geri götürülen S.Ö, A.Y. ve E.K isimli çocukların ifadeleri alındıktan sonra çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklandıkları öğrenildi.

Olaya dair açıklama yapan Ordu Valiliği’nin açıklamasında, 28 Kasım 2021 günü saat 03.00 sıralarında kentte faaliyet gösteren bir işyerinde bir miktar para çalındığı, aynı gün saat 04.00 sıralarında ise bir oto galeride oto hırsızlığı meydana geldiği ve konuyla ilgili müracaatların aynı gün saat 15.20’de yapıldığı hatırlatıldı.

Valilik, “Çalışmalar sonucu çalıntı aracın 29 Kasım günü saat 05.05 sıralarında İstanbul İline giriş yaptığının tespit edilmesi üzerine şüpheli şahısların yakalanması ve çalıntı aracın bulunması için daha önce şüpheli şahısların yakalanmasında görev almış özel ekip oluşturularak görevlendirilmiştir” dedi.

Öte yandan İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğuna dair açıklamalar yapmaya devam ediyor!

Ancak görünen o ki Türkiye'de yaşınızın hiçbir önemi olmadan istediğiniz yere istediğiniz şekilde hatta isterseniz bomba veya uyuşturucuyu rahatça taşıyabilirsiniz!

Önlem alınmazsa geleceğin suç makineleri olacak üç çocuğun yaptıkları bu yolculuk, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün ihmalleri olduğunu; çocukların bu noktaya geldiği süreç düşünüldüğünde de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığının sorumsuzluğunu, özensizliğini ve dikkatsizliğini açıkça gösterdi.

HABERE YORUM KAT

4 Yorum