
Tophane: “Üç Yıldır Niye Saldırmadık?”
Tophane’deki sanat galerilerinde yaşanan olaylar hakkında konuşan Tophanelilerden ikisi olayların neden ve nasıl geliştiğini anlattılar.
Olayların içinde bulunan E., şunları söyledi:
"Daha önce de şikâyet etmiştik bu durumu. Hatta belediye başkanına bile söylendi. Dilekçe verildi, işleme konmadı. Neticede de bu oldu. İşin içine din, siyaset filan sokmak yanlış. Ama gazetelere baktım, 'Madımak yapmışız, sanata saldırmışız'. Yok böyle bir şey. Üç yıldır duruyorlar orada. Niye saldırmadık. Olayların failleri arasında içki içen arkadaşlarım da vardı. Bizim tarafta da elleri kesilen, gözü şişenler var. Elimizde sopa filan yoktu. Olay çıktıktan sonra biz bağrışları duyduk. Ben caminin oradaydım. Fırladım. İki kişi kahveden çıktı, üç kişi pilavcının oradan fırladı. Gittik kavgamızı ettik. Biz de darbe aldık. Ama kaçırdık o arkadaşları hemen. Yani onlar da vurdu."
Radikal'de yer alan habere göre E., kendini muhafazakar olarak tanımlıyor, bir cemaatten olduğunu söylüyor, ama onunki farklı bir 'cemaat': "Ben muhafazakarım. Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorum. İki yıl önce içkiye tövbe ettim. Ama arada bir kaçamağımız oluyor demleniyoruz. Burada sekiz dernek var, cemaat de ona 'cemaat' diyoruz biz. Yani bizim topluluk anlamında. Yoksa tarikat denilen şey değil bu. Artık barış olacak inşallah. İyi geçineceğiz, herkes dikkat edecek, onlar da biz de dikkat edeceğiz."
Racona Gerek Yok, Karşımızdaki Raconun Ne Olduğunu Bilmez!
Yavuz Sarsan, Tophanelilerin kendisine yakıştırdığı 'kabadayı' lakabını kabul etmiyor ve semtin ileri gelenlerinden denmesini istiyor ve şunları söylüyor: "Bu olayı başka boyutlara çekmeyin ayıptır. Olaydan sonra emniyet bize 'Vukuat istemiyoruz' dedi. 'Biz de istemiyoruz' dedik. 'Olay çıkarsa birbirimiz haberdar edelim' dedik. Velhasıl semtin büyükleri olarak kefalet verdik. Olay çıkmayacağına dair garanti verdik. Bizim gençlerden de söz aldım. Ortada kesilmiş bir racon yok. Racona gerek yok karşımızdakiler raconun ne olduğunu bilmezler. Devletin üst düzey insanlarına söz verdik. Gençlerimize döndük, 'Çok dikkatli olmak mecburiyetindesiniz. Bir şey olursa bize gelin' dedik. İnsanların nasıl yaşadıkları bizi ilgilendirmez. Bizimki de onları ilgilendirmez."
Muhafazakar Medya; Doğan Medyasını Eleştirdi
Aydın Doğan medyasının olayı fırsat görerek "mahalle baskısı" şeklinde kullanması ve yaygara koparması karşısında muhafazakar basında şu vurgular yer aldı:
'Arbedeyi baskın yaptılar' ve 'Tezgah bu kez tutmadı' başlığını kullanan Yenişafak, "Beyoğlu'nda 'mahalle baskını' olarak gösterilmeye çalışılan olayın arbede olduğu ortaya çıktı. Mahalle sakinleri, arbedenin iki gencin sokaktan geçen bir kadına 'AB'ye gireceğiz, hala bu çarşaf ne' diye laf atması üzerine çıktığını söyledi" dedi.
Olayı manşetten veren Star gazetesi 'Yeni kampanya Tophane baskısı' başlığıyla 'İçkili açılışa mahalle baskısı' kampanyası başlatıldığını ifade etti.
'Yüzde 42'nin ilk denemesi', 'Galeri sokağında alkollü terör' ve 'Laikçi provakasyon' başlıklarını kullanan * Anadolu'da Vakit ise "Mahalle ortasında içki içip tesettürlü bayanlara hakaret eden yüzde 58 hazımsızları mahalleliden tepki gördü. Kartel medyası olayı 'sanat galerisine saldırı' şeklinde çarpıtmaya çalıştı" dedi.
Olayı Madımak'a Benzeten "Sanatçılar"
Öte yandan Ataol Behramoğlu, Nejat Yavaşoğulları, Bedri Baykam ve Orhan Aydın'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 kişilik grup, Tophane'de yaşanan saldırıyı kınadı. Açıklamada yaşananların Sivas katliamını hatırlattığı belirtilirken Baykam, "Bu suçlular hüküm giymezse, bundan güç alarak tehlikeli heveslerini tekrarlama girişiminde bulunabilecektir" dedi.
HABERE YORUM KAT