1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Tevhid Tugayı Lideri Salih NYT'ye Konuştu
Tevhid Tugayı Lideri Salih NYTye Konuştu

Tevhid Tugayı Lideri Salih NYT'ye Konuştu

The New York Times Suriye’de etkin direniş grubu Tevhid Tugayı lideri Abdulkadir Salih ile röportaj yaptı ve hakkında bir analiz yayınladı.

18 Şubat 2013 Pazartesi 11:35A+A-

Önde gelen Amerikan gazetelerinden The New York Times Suriye’de etkin direniş grubu Tevhid Tugayı lideri Abdulkadir Salih’le röportaj yaptı ve hakkında bir analiz yayınladı.İşte o analiz:

Suikastçı hedefi tutturamasa da sabırlıydı. Kurbanı muhalif komutan Hacı Marea gribe yakalanmıştı ve korumalarından birini ilaç bulması için dışarı göndermişti. İlacı beklerken bir telefon görüşmesi yapmak için dışarı çıktığında suikastçı ateş etti. Mermi kafasını sıyırdı ve sol omzuna girdi. Aylar sonra Hacı Marea iyileştiğini göstermek için sol elini yumruk yaparken Suriye rejiminin başına koyduğu ödül halen duruyordu. “Kemiğim kırılmıştı fakat şimdi iyiyim” dedi giyinip topçu ateşinin yankılandığı sokaklara çıkmadan önce.

Bu şahıs Suriye’de belirmeye başlayan muhalif lider kadronun örneklerinden Abdulkadir Salih, namı diğer Hacı Marea. Salih Suriye’nin en kalabalık şehri Halep’teki en büyük muhalif grubu El Tevhid’in askeri kanadına liderlik ediyor. Pozisyonu kendisini rejimin arananlar listesinin başlarına oturtmuş.

Beşşar Esed’i devirmek için başlayan isyan nerdeyse 2 yaşında. Batılılar çoğu Türkiye’den faaliyet gösteren ÖSO liderlerinin birleştirici bir yapı oluşturamayacağı endişesi taşırken, savaş meydanlarındaki mücadele bu rolleri üstlenen liderleri kendiliğinden doğuruyor. Batı destekli ÖSO’nun sahip olmadığı sağlam bağlantıları, sokak itibarı ve devrimci söylemleri olan bu adamlar savaşın iplerini ellerine almış durumda. Kendi uluslararası ilişkileri ve finansman kaynakları var. Hayatta kaldıkları takdirde savaş sonrası Suriye’de güçleri ellerinde tutacaklar.

Tevhid Tugayı lideri Abdulkadir Salih

Bu komutanlar seküler, sigara üstüne sigara içen eski askerlerden şeriata dayalı İslam devleti kurmak isteyen sakallı İslamcılara kadar uzanıyor. Salih gibi adamlar ise halen neler olup bittiğini anlamaya çalışan Batı için hem fırsat hem de zorluk sunuyor. Salih’in uzun vadeli planları net değil. Sadece savaşı kazanmaya odaklandığını ve Suriye için hoşgörüye dayalı çoğulcu bir gelecek hedeflediğini söylüyor. Ayrıca terör kara listesindeki gücü günden güne artan İslamcı Nusret Cephesi ile açıkça işbirliği yapıyor.

Savaşta birkaç kez yaralanan Salih sonbaharda bir suikast teşebbüsünden kurtularak şöhretine şöhret kattı. “Bana konan ödül 200.000 dolar mıydı” diye sordu bir arkadaşına röportaj sırasında, sorunun cevabıyla ilgilenmiyor görünüyordu. “Şimdilik tek endişemiz askeri yönde, rejimle nasıl savaşacağımız bu ve işi nasıl bitireceğimiz konusunda” dedi.

Halep’in kuzeyindeki bir dükkan sahibinin oğlu olan Salih gerilla liderliğine dolaylı bir şekilde gelmiş. Gençliğinde 2.5 sene kimyasal silah birimlerinde zorunlu askerliğini yapmış. Daha sonra misyoner olarak Dava hareketine katılmış, Ürdün, Türkiye ve Bangladeş’te İslam’ı öğrenmiş ve öğretmiş, insanları inancın sesini duymaya davet etmiş.

Suriye’deki hayat onu geri çağırmış. Salih Marea’da tohum ithalatı yapıp sattığı bir dükkan açmış. Evlenip aile kurmuş ve beş çocukları olmuş. İsyan başlayınca çok geçmeden komşuları ve akrabaları ile hükümetin baskısiıa karşı gösteriler organize etmiş. Savaş başlayıp muhalifler bomba imal etmek ve rejim askerlerine pusu kurmak için yeraltı hücreleri oluşturmaya başladıkları Salih’in itibari artmış. İnsanlar ondan dürüst, düzenli ve ateş hattında bile sükunetini muhafaza eden başarılı bir komutan olarak bahsediyor.

Birçok semtte kimliği bilinmiyordu. “İşlerimizi gizlilik içinde yapıyorduk. İnsanlar gösterileri organize eden Hacı Marea adında biri olduğunu biliyorlardı ancak kim olduğu hakkında bir fikirleri yoktu” dedi.

1.80’den biraz daha uzun olmasına rağmen Salih gösterişsiz tavırlı. Tanımayanlar savasşçı olduğunu anlamayabilir. Normal bir günde başında şapka koşar adım yürümesini gören biri üniversite öğrencisi bile sanabilir.

Geçtiğimiz yaza kadar Halep çevresindeki savaşçı birimler kırsal kesimlerdeki çoğu hükümet askerini kovdu ve Türkiye ile sınır kapılarını ele geçirdi. Aynı zamanda Salih El Tevhid’in lideri olarak sivriliyordu. İsimsizliği sona ermişti.

Çok geçmeden pragmatist ve isyanın görünürde çelişkili sosyal kesimlerini yönlendirebilen uzlaşmacı aktif bir lider olarak tanındı. Birlikte savaştığı İslamcılarla arkadaş olan Salih mezhep savaşı karanlığından uzak durulması gerektiğini söylüyor. Emri altındaki komutanlardan Kürt Selahaddin Eyyubi tugaylarının lideri Ömer Abdulkadir, Arap olmadıkları halde Salih’in kendilerini nasıl sıcak bir şekilde karşıladığını anlattı: “Taburumuzu kurduğumuz andan beri bizleri destekledi, bize silah ve cephane aldı. Hiçbir zaman kötülüğünü görmedik bize hep iyilik yaptı” dedi ve ekledi: “Salih bize Müslüman ve Hristiyan, Kürt ve Arap hatta Alevi arasında fark olmadığını, hepimizin kardeş olduğunu söyledi”.

Bugünlerde Salih insanların arasına karıştığında destekçileri ona büyük saygı gösteriyor. Yazın Salih gizli bir komuta merkezinde komutanların toplantısına katıldı. Bazı gazi tabur komutanları saygıdan nerdeyse ayaklarının ucunda oturdular. Savaş analistleri savaşı bitirmek veya Esed sonrasında nüfuz elde etmek isteyenler için Salih gibilerinin diplomatik bir zorluk olacağını söylüyor. Şansları iyice azalmadan yabancı hükümetler ve yardım kuruluşları bu kişilerle diyalog kurmalı mı?

En azından bir tanesi denedi. Halep’teki bazı muhalifler savaş suistimalleri yapmış ve yargısız infaz gibi aşırı fiillerde bulunmuşlarsa da suçlular genelde belirlenemiyor ve Salih’in emrindeki kişilerin bu hak ihlallerine karıştığına dair bir delil yok dedi İnsan Hakları İzleme Örgütü’ndeki bir araştırmacı. Araştırmacı Ole Salvung, hak örgütlerinin Salih’e taraftarlarına savaş hukukuna riayet etmelerini telkin etmesi cağrısında bulunduğunu söylüyor. “Nüfuzlu bir muhalif askeri lider olarak Salih savaşçılarının suistimallerde bulunmamasını sağlamakla yükümlüdür” dedi.

Batılı hükümetlerin bu kişilerle iletişim kurması kısmen Amerika’nın politikaları nedeniyle problemler içeriyor. Muhalifler Washington’un başlarda vaatlerinde samimi olmadığını, sonrasında ise politikalarının İslam korkusuyla şekillendiğini ve terörizmle mücadeleye dönüştüğünü söylüyor. Amerikalı bir yetkili Salih’i “gerçek olay” olarak tanımlıyor; binlerce savaşçıya komuta eden, bağımsız finansman ve tedarik kaynakları olan, diğer muhalif gruplarla iyi ilişkiler sürdüren ve taktiksel başarılara imza atan bir komutan.

Ancak Salih, devrimi desteklediğini söylediği Amerikan halkı ile devrimin karşısında olduğunu söylediği Amerikan hükümetini birbirinden ayırdığını belirtiyor ve Obama yönetiminden memnun olmadığını saklamıyor. Birçok muhalif gibi Salih de Washington’un tutumundaki çelişki ve ikiyüzlülüğü görüyor. Suriyeliler bunu şöyle özetliyor: Esed’in insanları öldürmek için kimyasal silah kullanması kabul edilemez fakat konvansiyonel silahlarla öldürmesi kabul edilebilir.

“Amerika sessiz. Biz Araplar bunu şöyle yorumlarız: Eğer sesiniz çıkmıyorsa, olup biteni onaylıyorsunuzdur” dedi Salih.

Yanımızda oturan El Tevhid’in politik lideri Abdulaziz Selame Amerika için zamanın tükendiği uyarısını yapıyor: “Bütün dünya bizi terk etti. Eğer devrim bir yıl daha sürerse, bütün Suriyelilerin El Kaide olduğunu göreceksiniz. Bütün insanlar El Kaideci olacak.”

ÇEVİRMENİN NOTU: Batılı kaynaklarda El Tevhid ve Liva’ul Tevhid Tugayları iki farklı grup olarak gösterilse de bu doğru değildir. Sancaklarından da anlaşılacağı üzere bu ikisi aynı gruptur. Dolayısıyla yazıdaki El Tevhid ismi Liva’ul Tevhid olarak da okunabilir. Liva’ul Tevhid, Batılı kaynakların (The Long War Journal) Müslüman Kardeşler ile bağlantılı olduğu ve El Kaide ile ideolojik bağları olduğunu iddia ettiği bir grup.. Liva’ul Tevhid lideri Abdulkadir Salih, Kasım 2012’de Halep Askeri Konseyi adına açıklama yaparak kurulan Suriye Milli Koalisyonu’na İslam hukukunu esas alması şartı ile destek verdiklerini beyan etmiştir (El Cezire). Liva’ul Tevhid Ocak 2013’te diğer bazı İslamcı gruplarla birlikte Suriye Hürriyet Cephesi’ni kurdu. Nusret Cephesi ve Ahrar’uş Şam grupları Suriye Hürriyet Cephesi’nde yer almamaktadır.

The New York Times gazetesinde yayınlanan analizi Ekrem Yılmaz Küresel Haber için tercüme etti.

HABERE YORUM KAT