İki haftadır Türkiye Hatay’ı konuşuyor... Vatan, Hürriyet ve Radikal gazetesi muhabir ve yazarlarının Hatay’dan yaptıkları şehir efsanesi haline dönüşen ‘Garip sakallılar’ haberi, UFO haberlerini aratmayacak türdendi.

Hatay’da lokantalarda yemek yiyen Suriyeliler hesap ödemiyor, hesabı Başbakan’ın ödeyeceğini söylüyorlarmış. Geceleri sokağa çıkıp çay bahçelerinde halkı rahatsız ediyor, gündüz mahallede çocuklar bu sakallıları görünce ürküyormuş. El Kaide militanları, Çeçen, Libyalı Arap savaşçılar Hatay sokaklarında cirit atıyormuş. Silahlı askeri kıyafetlerle şehirde dolaşanlar, el Kaide militanlarının uçakla Suriye’ye girdiği, bazılarının çantalarında silahların görüldüğü haberleri birçok köşe yazarına kaynak oluşturdu.

Köşe yazarları, bu şehir efsanelerini muhabirlerden duyduklarını yazdılar, ‘bölgeden gelen kesin olmayan haberler/duyumlar’ olarak da eklediler. Bölgeye giden CHP vekilleri de bu şehir dedikodularını tekrarlayıp durdu.

Hatay’da 17 aydan bu yana 40 bin Suriyeli misafir kamp ve evlerde kalıyor. Bugüne kadar mahkemelere intikal etmiş doğru dürüst bir olay olmamış.

Hatay, Gaziantep, Kilis ve Urfa’da 80 bin Suriyeli misafir, 17 aydır evlerde ve kamplarda yaşıyor. Neden buralarda sakallılar sorun çıkarmıyor? Kilis’te kamplarda yaşayan 21 bin sığınmacı ve evlerde kalan 7 bin misafir var. Niçin Kilis’te sorun çıkarmıyorlar da Hatay’da sorun var? Niçin CHP ve birçok sol örgüt, sendika ve medya Hatay’a koşarak gidiyor?

Apaydın kampında kalan Özgür Suriye Ordusu mensupları 14 aydır bu kampta. Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş bir sene önce bu kampta kalan komutan ile röportaj yaptı. Neden bir yıldır merak edilmeyen kamp bu gün hedef haline geldi?

Hatay’ın etnik yapısı içinde Nusayri vatandaşlarımız genelde Beşşar’ı destekliyor, seviyor, mezhepsel, siyasi ve ideolojik olarak Baas’a bağlı olabilirler; ama bu, ülkemize misafir olarak gelmek zorunda kalan Suriyeli kardeşlerimize yalan haber yapılarak iftira atılmasına yol açmamalı.

Beşşar’ın Suriye’de kan kaybetmeye başlaması, Halep’te zor bir savaş sürecine girmesiyle birlikte CHP, ulusal sol cephe Hatay’da mevzi savaşı vermeye başladı.

Türkiye’de 100 bin sınırına dayanmış olan Suriyeli sığınmacıların bizim başımızın üstünde yeri olacaktır. Dün Boşnak ve Çeçen savaşçı mücahitler nasıl Türkiye’de tedavi edildiyse, askerleri Türkiye’ye nasıl rahat girip çıktı, kamplarda ve evlerde nasıl misafir olduysa, Suriyeli sığınmacıların da bu şekilde başımızın üstünde yeri var.

Güvenlik güçleri tabii ki misafirlerin bulunduğu şehirlerde her türlü provokasyona karşı tedbir almalıdır. Bugün Hatay’da abartılı haber yapan muhabir arkadaşlar ve CHP taraftarları dün Bosna cephelerinde mücahitlerle poz verdiklerini unutmamalı. Dün medyamız Çeçenlere karşı gösterdikleri toleransı, misafirperverliği unutmamalı.

Suriye’den gelen sığınmacılar ve Suriye direnişine karşı bu acımasız iftira kampanyalarının sebebinin tamamen siyasi ve ideolojik bir tutumdan ibaret olduğunu görüyoruz. Suriye rejimi acımasızca halkını tank ve uçaklarla bombalarken ülkemize gelen sığınmacıların CHP ve medya mensuplarımızın saldırısına maruz kalmaları çok acı bir durum.

CHP vekilleri Suriye rejimine nefes aldırma siyasetini Hatay’da uygulamaya koyarken çok tehlikeli bir noktayı gözardı ediyor. Burası Sünni, Alevi, Hristiyan topluluğun yıllardır barış içinde yaşadığı bir kent. Bu kent üzerinden AK Parti’nin Suriye politikasına operasyon yapmak çok riskli ve tehlikeli bir durum. Hatay’da medya daha sakin ve tavsiye niteliğinde haber yapmalı. Tehdit değil, tavsiye haberleri yapmak en akıllı ve ahlaklı habercilik örneği olur. Hatay’da garip sakallılar haberi yapan gazeteciler yalan haber yaptılar, olayı abarttılar. Siyasete alet oldular. CHP Hatay’da insanlık adına değil, ideolojik-siyasi bir savaşın sözcülüğü adına çok riskli bir tutum izliyor.

YENİ AKİT