1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Suriyeli Arkadaşım Anlatıyor: Hayat Bize Güzel!
Suriyeli Arkadaşım Anlatıyor: Hayat Bize Güzel!

Suriyeli Arkadaşım Anlatıyor: Hayat Bize Güzel!

“Çok istiyorsan git kendi ülkenin gelişimine katkı sun” diyen beyaz Türklere kendi ülkesinde bir diktatörün buna izin vermediğini anlatmak için nafile bir çaba içerisinde…

14 Ocak 2019 Pazartesi 19:46A+A-

Fahrettin Dede, Yeni Akit gazetesinde yayınlanan yazısında Suriyeli muhacirlere karşı yalan ve iftiralarla nefret yayanların söylemlerini bir Suriyeli muhacirin sözleriyle cevaplandırmış:

Bizim Suriyeli Muhammed ile zaman zaman oturup çay içiyoruz. Muhammed, yiğidin harman olduğu Doğu Guta’dan… En son cumartesi akşamı oturmak için sözleşmiştik; yüzündeki tebessümden müjdeli bir haberle geldiği anlaşılıyordu. Cüzdanından yeni aldığı ehliyeti çıkarttı, tebrik ettik. Ne kadara mal oldu, dememize kalmadan kendisi anlatmaya koyuldu:

“Kaç paraya mâl olacak azizim? Bütün Suriyelilere ehliyet ücretsiz bir şekilde veriliyor. Bunun için Suriyeliler olarak tek yapmamız gereken; araba kullanmayı gerçekten istemek. Biz Suriyelilere tanınan ayrıcalıklar tabii ki bununla sınırlı değil. Ehliyeti elde ettikten sonra arabayı aldığımızda da Motorlu Taşıtlar Vergisinden muaf tutuluyoruz. Muaf tutulduğumuz tek vergi de bu MTV değil. TOKİ’den Suriyelilere ayrılan kontenjan sonucu bana düşen konuta önümüzdeki ay yerleşeceğiz. Her ayın 1’inde kapımız çalınıyor, ‘Ehlen ve Sehlen’ denilip hükümet tarafından bağlanan maaşımız dolu bir zarf içinde Başkan Erdoğan’ın selamıyla birlikte takdim ediliyor. Malum Suriyelilere üniversite de sınavsız; kardeşim bahar döneminde İstanbul Üniversitesi’nden Boğaziçi Tıp’a yatay geçiş yapacak… Hayat bize güzel!”

Acı acı güldük!..

Yeniden "Kaça mâl olacak azizim?” deyip ekledi: "Sen ne kadar verip alıyorsan ben de aynı parayı verip aldım. Şu anda parasını biriktiriyorum, kısmet olur da araba alabilirsem paşa paşa MTV’sini de ödeyeceğim. Ayrıca vatandaşlığımız olmadığı için çıkarttığım çalışma izni belgesi için de her ay yaklaşık 700 TL civarında para ödüyorum. Yani daha kazanmadan devlete para veriyorum. TOKİ’den de konut filan çıkmadı tabii ki; her ay maaşımın yarıya yakınını kira olarak ödüyorum. Ve tabii kapımız çalınıp da zarf içinde maaş filan da kimse getirmiyor. Alnımın teriyle kazandığımdan başka evime tek lokma ekmek girmiyor. Kardeşim ise Esed’in bombardımanı altında can verdi. Allah razı olsun, hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hem de Türk milletine müteşekkiriz. Ama alet edilmek istendiğimiz provokasyondan beriyiz.”

Sonra acı acı bir daha güldük!..

Muhammed, Türkiye’deki 3 buçuk milyon Suriyeliden yalnızca biri…

Ülkesinde yaşadığı acıları anlatsa kitap değil, ansiklopedi olur…

Bu ülkede ise büyük bir trajedi yaşıyor:

Aile terbiyesi görmüş, üniversite mezunu bir birey olarak, bu ülkenin insanına bir ‘dilenci’ ya da ‘suçlu’ olmadığını, ailesine zar zor bakacak bir maaş karşılığında bu ülkenin gelişmesine katkı sunduğunu anlatmaya çalışıyor. “Çok istiyorsan git kendi ülkenin gelişimine katkı sun” diyen beyaz Türklere kendi ülkesinde bir diktatörün buna izin vermediğini anlatmak için nafile bir çaba içerisinde… Suriyeliler olarak geçmişte de mağaralarda yaşamadıklarını, dünyanın en güzel coğrafyası olan Akdeniz bölgesini paylaşan kadim halklardan biri olduklarını ispata uğraşıyor.

Türkiye’yi; doğasıyla, insanıyla, devletiyle seviyor Muhammed…

Seçim günlerinde insanlar Türkiye’nin en doğusundan en batısına sandık başına gidip özgürce oy atabildiklerinde, kendi ülkesinde bu haklara sahip olamadıklarını hatırlıyor ve bir burukluk kaplıyor Muhammed’i…

Muhammed’in dünyalara yetecek kadar derdi var ama yine de pes etmiyor.

Yılbaşında Taksim’de bayrak açan Suriyelilerin; 3,5 milyon kişiden yalnızca 3-5 kişi olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Fatih Altaylı’nın ‘halı’ hikâyesinden ise haberi yok ama; Suriyeli bütün hırsızlar adına üzgün!..

 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum