Hatay Cilvegözü Sınır Kapısı'nda meydana gelen patlama olayı ülkemizde Suriye rejiminin ve halkının yanında kimler olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.

Bu çerçevede özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Biz Suriye halkının yanındayız” açıklaması çok dikkat çekiciydi.

Suriye'nin nüfusunun yüzde 80'i Sünnileri, yüzde 20'si Nusayri, Hıristiyan ve diğer azınlıkları temsil ederken, burada şu soruyu sormak gerekiyor, “Kılıçdaroğlu hangi Suriye halkının yanındadır?”

Ayrıca CHP'li vekiller Hatay'da geçtiğimiz yaz birçok Nusayri dernekleri ile birlikte hareket ederek, şehirde yaşayan sığınmacılara karşı sistemli bir medya propagandası başlatıp, şehri terk etmelerini istemişti. Bu durumda CHP'nin halkın karşısında nasıl olduğunu göstermesi bakımından ibretlik bir olaydır.

En can alıcı olan nokta ise CHP'nin aslında Suriye rejiminin yanında olduğunu bir türlü açıklayamamasıdır.

Suriyeli muhalifler ile Nusra'nın hedef alınması çok ilginçtir

Cilvegözü'nde meydana gelen patlamaya geri dönersek, olayın yaşanmasının üzerinden henüz 24 saat geçmeden bazı köşe yazarlarının televizyon ekranlarından Nusra cephesi ve Suriyeli muhalifleri hedef almaya başlamaları çok ilginçtir.

Bu köşe yazarları, Suriye'de rejime karşı savaşan güçler olduğu kadar, Suriye rejiminin yanında direnişçilere karşı savaşan Hatay vatandaşlarından oluşan silahlı örgütlerin varlığından neden hiç bahsetmiyor?

Suriye direnişi ve Baas rejiminin destekçilerini konuşurken yanlış ve eksik bilgilerle kamuoyunu yönlendirmek dürüst gazetecilik ile ne kadar bağdaşıyor?

Suriye'de rejimin ve halkın yanında olan savaşçıların varlığını kabul etmek zorundayız. Suriye hakkında ortaya bir fotoğraf koyarken, objektif bir şekilde bu fotoğrafa sadık kalmalıyız.

Patlama Baas rejiminden Türkiye'ye açık bir mesajdır

Türkiye hükümeti özellikle son 12 ay içerisinde Suriye rejimini açıkça düşman ilan etmiştir. Aynı şekilde Baas rejimi de Türkiye hükümetini düşman olarak benimsemiştir. Her şey bu kadar açık ve seçiktir.

Suriye rejimi Halep'i kaybettikten sonra Şam'da çok çetin bir mücadele veriyor. Şam'da sıkışan rejim güçleri doğal olarak savaş stratejisi gereği Türkiye sınırı ve içerisinde bu tarz eylemler yapma çabası içerisinde olacaktır.

Bölgede bir savaş uçağımızın düşmesi, Ceylanpınar'a düşen mermi ve bombalar sonucunda ölen, yaralanan insanlarımız ve ardından Cilvegözü Sınır Kapısı'nda patlayan araç gibi bütün bu olaylar Baas rejiminin Türkiye'ye çok açık ve net bir mesajıdır.

Bu olaylarla Türkiye ve Suriye'nin, mesafeli, dengeli ve hesaplı bir savaş içerisinde olduğunu görüyoruz.

Burada önemli olan tek bir gerçek var. 23 ayda 70 bin insan hayatını kaybederken ve yüz binlerce sürgün, tutuklu, kayıp söz konusuyken, şehirler yerle bir edilirken biz hangi Suriye'nin yanındayız. Suriye halkının direnişinin mi, yoksa Suriye rejiminin mi? İşte bütün mesele budur!