1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. Şûra'nın hukukla sınavı
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Şûra'nın hukukla sınavı

01 Ağustos 2010 Pazar 00:35A+A-

Genelkurmay başkanının değiştiği şûraların harareti her zaman yüksek oldu. Çok kere 'ağustos savaşları' diye nitelenen gelişmeler yaşandı. Komutanlarla ilgili ağır iddialar gündemde önemli yer tuttu.

İlker Başbuğ iki yıllık süresini doldurdu. Yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner gelecek. Koşaner'den sonra o koltuğa kimin oturacağı belli gibi... En güçlü aday 2. Ordu Komutanı Necdet Özel.

Tabii büyük sürpriz yaşanmazsa... Olabilir mi? Sanmıyorum. Teamülleri altüst eden keyfi müdahalelerin bedelinin ağır olduğu görüldü. Örnek mi? Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görevi Hilmi Özkök'e devrettiği 2002 Şûrası'nda Edip Başer, Kara Kuvvetleri komutanı olmayı beklerken kendisini bir anda dışarıda bulmuştu.

Buna karşılık Aytaç Yalman da Jandarma'dan Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na kaydırılmıştı. O dönem Kıvrıkoğlu'nun inisiyatifiyle gerçekleşen atama, daha sonra yaşanan sıkıntıların kaynağı olarak gösterildi.

Kıvrıkoğlu, Özkök'ü engellemek için de çok uğraştı, Çankaya ve hükümet nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak başarılı olamadı. Ve son bir hamle olarak Yalman'la Özkök'ü dengelemeye çalıştı.

Bugün başlayacak ve dört gün sürecek Şûra'nın sıkıntısı farklı... Genelkurmay Başkanı değişecek ama hararetin nedeni o değil, başka... Haklarında 'yakalama' kararı verilen generallerin ne olacağı, en önemli gündem bu... Kamuoyu da yakından ilgili.

Dosyaları Şûra'ya gelecek 11 general, Balyoz davasına bakan mahkemenin kararına rağmen bir türlü 'yakalanamadı'. Her biri firarî durumunda... Amaç tutuklanmadan şûraya girmek... Çünkü bir günlük tutukluluk bile mevzuata göre terfi için engel.

O generallerin tutuklanmaması dosyalarını temize çıkarmıyor. Cin hukukçuların ince taktik ve yorumlarıyla çıkış noktası aramak vicdanlarda aynı karşılığı bulmaz. Aslında 'açığa almak' bir seçenekti. Bunu yüksek sesle dile getirenler oldu. Bu yönde beklenti sonuçsuz kaldı. Aksine Genelkurmay, yargı kararına karşı değişik manevralar geliştirdi.

Resmî kurumlar iddialar karşısında yargı kararını beklenmeksizin idari tasarrufta bulunur. Haklarında dosya tanzim edilen kişileri açığa alır. Örnekleri çok. Benzer uygulama niye Genelkurmay'da olmasın?..

Bırakın açığa almayı, sanıkları yargıdan kaçırma söz konusu. Karara rağmen Çetin Doğan dışında yargının çağrısına olumlu cevap veren yok. Balyoz Planı ilk gündeme geldiğinde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bir meslektaşımıza, 'Bugüne kadar karşılaştığımız en ciddi olay' tanımlaması yapmıştı. Savcılar da aynı ciddiyetle iddiaları soruşturdu.

Ve iddianameyi hazırladı. İddianameyi kabul eden mahkeme 102 sanık hakkında 'yakalama ve tutuklama' kararı verdi. Şûra öncesine denk gelmesi tesadüf. Hâkimler, sonuçlarına değil, önündeki dosyaya bakarak kararını oluşturur. Ne savcılar ne hâkimler Başbuğ'un 'ciddi' dediği iddiaları örtbas edemezdi.

Balyoz sanığı 11 generalin dosyası ne olacak? Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e sordum, 'Benim açığa alma yetkim yok. Dosya henüz tekamül etmedi. İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyoruz. Şûra bu yeni duruma karşı bir karar verecek...' dedi.

Dosyanın tekamül etmemesi iddiaların hafife alınmasını gerektirmez. Herhalde Şûra, Başbuğ'un 'ciddi' dediği iddiaları görmezden gelmez. TSK'da terfi ince kriterlere tabi. Bırakın yargı kararlarını, herhangi bir TSK mensubunun disiplinsizliği bile ilişiği kesme gerekçesi.

Sadece askerî kanat değil hükümet de hukuk sınavında...

Askerin, şûra kararlarını şekillendiren güçlü teamülleri olduğu doğru... Ancak hükümetin inisiyatif alması mümkün. Şûra'ya Başbakan Erdoğan başkanlık edecek. Siyasi irade pekala ağırlığını hukuktan yana koyabilir. Koymalı da.

Son yılların en kritik şûrası... Sıkıntı sadece Balyoz sanıklarıyla sınırlı değil. İddianamelerde adı geçen başka generaller de söz konusu. Onlarla ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacak? Karar ne yönde olursa olsun sonuçlarının uzun süre tartışılacağı kesin.

Gözler Şûra'da... [email protected]

YAZIYA YORUM KAT